BU HAFTA SİZE MEVLANA VE ŞEMS’İN ŞEHRİ KONYA’DAN SESLENİYORUM.

Aradığın şeyi yüreğinle bulacaksın…

Ama severek anlayacaksın …

KLASİK TANSİYON ALETİ

Digital  tansiyon aletleri çıktığından beri biraz pabucu dama atılmış olsa da

 

Senelerce  kullandığımız bu klasik yöntemi yeniden hatırlayalım.

 

 



 

En doğru sonucu alabileceğimiz klasik tansiyon aleti 4 parçadan oluşmakta;

 

Manşon

 

pompa

 

manometre

 

 ve

 

steteskop

 

 

Doğru ölçüm nasıl yapılır?

 

-hastamız oturur duruma alınır

 

-5 dakika kadar dinlendirilir.

- Yarım saat öncesine kadar çay, kahve, sigara, alkollü içecek kullanıp kullanmadığı sorgulanır,

 

-Dirsek  kısmının üst kısmına tansiyon aletinin MANŞON  kısmı takılır

 

(Tansiyon aletinin kola sarılan kısmına "manşon" denir.)

 

 

Manşon sarmanın püf noktası, manşonu pompa ve göstergeye bağlayan iki hortumun kolun üzerinde kalacak şekilde sarılmasıdır.

Manşon kalple aynı hizada olacak şekilde sarılmalıdır.

 

Manşon sarıldıktan sonra steteskopunuzu kulağınıza takınız.

Steteskopun sesleri alan

 

kısmına "steteskopun diyaframı" denir. Diyaframı bir yere

 

çarpmamaya dikkat ediniz, kulağınız etkilenebilir.

 

Diyaframı dirsek çukurunda gövdeye yakın tarafa yerleştirmelisiniz. (Çukurun ortası değil, çukurun gövdeye yakın yarısına.) Çünkü dinleyeceğiniz "brakial arter" isimli damar tam bu hizadan geçer.

Diyafram manşonun altına sıkıştırılmaz! Bu şekilde ölçümler hatalı sonuç verir. Ayrıca hastanın kolunu muhakkak alttan desteklemek gerekir. Çünkü hasta kolunu düşürmemek için kasarsa ölçüm hatalı olur.

Burada da bir püf noktası söz konusu. Pompayı tutacağınız el değil de diğer elinizle, tansiyonunu ölçtüğünüz kişinin dirseğini alttan desteklerken aynı elinizin baş parmağıyla da steteskopun diyaframını dirsek çukurunda muhafaza ediniz.

Şimdi manşonu şişirmeye başlayabilirsiniz. Burada amacımız manşon içindeki hava basıncının, damarlar içindeki basıncı yenmesidir. Dolayısıyla ne bir nabız ne de herhangi bir ses alabildiğimiz "sessiz" sahaya ulaşana kadar şişirmektir.

Manşonu yaklaşık 180 mm.Hg’ya ("180 milimetre-civa" diye okunur) kadar şişiriniz. Bu basınç çoğu kimsede damarlardaki basıncı yenmeye yetecektir. Eğer bu seviyede nabız atışına benzeyen hiçbir ses duymuyorsanız 30 mmHg. kadar daha şişirip yine nabız atışı şeklinde hiçbir ses duymadığınızdan emin olunuz.

Eğer hala nabız atışına benzer sesler alıyorsanız nabız, sesleri kaybolana dek şişirip yine 30mmHg yukarısının da sessiz olup olmadığını kontrol ediniz. Bazen yanılgıya düşüldüğü için bu 30mmHg’lık kontrolün yapılmasında fayda vardır.

Şimdi yavaş bir şekilde havayı boşaltmaya başlayınız. Gözünüz de basınç göstergesinde olmalıdır. Saniyede 2mm hızla basıncı düşürünüz. Basınç düşerken nabız atışlarını ilk duyduğunuz basınç değerini aklınızda tutunuz. İşte bu basınç "sistolik basınç" ya da "büyük tansiyon" denilen basınçtır. Artık damar içinde kan akışı başlamış demektir. Basıncı düşürmeye devam ediniz.

Nabız sesleri -tıpta bu seslere "Korotkoff sesleri" denir- basınç düştükçe değişecek ve bir noktadan sonra kaybolacaktır. Seslerin kaybolduğu nokta küçük tansiyondur(diyastolik basınç).

Sesleri ilk ve son duyduğunuz basınçlar size o kişinin tansiyonunu verir.

En doğru sonucu almak için 2 ölçüm yaparak ortalamasını almanızı tavsiye ederim .

Pompa ,lastik  ve bez kısmı  eskidiğinde değişebilmesi avantajdır.

Ancak  bu tip tansiyon aleti  kişinin kendi başına  ölçüm yapma olanağını  vermemektedir.

 

Ecz. Gül KARA

hurriyeteczanesi@ttmail.com

gkara@eczacininsesi.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat