Soğuk bir kış günü eczacı bey eczanesin de oturmuş reçete kontrollerini yapıyordu.
Bilgisayardan başını kaldırıp dışarıya baktı akşamın merhaba dediği saatler de oluşan kara kırmızı alaca renk öyle güzeldi ki gökyüzünden ona bir mesaj getiriyordu.
Eşi sabah saat 6.00 da kalkıp işe gitmek üzere hazırlanırken şöyle söyleniyordu ’’karanlıkta işe gidip ofise kapanıyorum ve gündüzü bile göremeden geri dönüyorum sen çok şanslısın farkında mısın?’’
Her sabah oğlunu okula bıraktıktan sonra eczaneye gelir, teknikeri ortalığı toparlarken o da her sabah olduğu gibi ECZACININ SESİ e-gazetesini açıp sektörün en güncel haberlerini inceler gününü planlardı…
Aynı başlayan gün, akşama kadar şekil değiştirip bambaşka bir güne dönerdi. Eczane içindeki dinamik bir başkaydı.
O gün içeri giren hastaların gözlerine bakmaya başladı; eczane içinde yarattığı dünyanın insanların kalbine nasıl etki ettiğini düşündü .
Başlı başına bu bile mutluluğunun kaynaklarından biri olmalıydı oysa gün içinde ticaretin ağır yükü yüzünden bunu düşünemiyordu.
SUT kuralları, hastalar, siparişler, fiyat değişiklikleri derken yorucu günler geçiriyor, bakarken görmeyi unutuyordu.
İçinden eşine TEŞEKKÜR etti…
Kapıya doğru yürüdü gökyüzüne baktı, elinde reçetesi ile gelen Ali Amca’nın omzuna dokunarak gel birlikte bakalım dedi.
Her yarın yeni bir gün olacak…
Pazartesi siz bunu okurken ben gökyüzüne bakıyor olacağım bir an benimle de bakar mısınız?
Ali amca eczacısına e-reçete numarası yazılı kağıt parçasını uzattı karnelere alışık yaşı bu sisteme pek adapte değildi.
Doktorun hangi ilaçları yazdığını meraklı gözlerle bekledi adeta otobüsten inecek yolcusunu bekleyen insanlar gibi sabırsızlıkla ekrana doğru eğildi. Bu kaçıncı doktora gidişiydi bir türlü ağrıları geçmiyor ağrı çektikçe diyabet sorunu da düzene girmiyordu. Oğlu gibi gördüğü bu eczacı çocuğun yanına gelip dertleştikçe biraz rahatlıyordu.
Onun önerdiği baston sayesinde dizine yüklenmeden yürüyebiliyordu.
Üstelik katlanabilir olması kullanımını kolaylaştırıyordu.
Geçenlerde beli tutulduğu için yataktan zor kalkmıştı.
Yine imdada eczacısı yetişmişti…
Önerdiği bel korsesi ve jel 3 gün içinde rahatlatmıştı kendisini.
Gençliğinde yaptığı sporu bıraktığından beri kilo almaya başlamıştı.
Eczacısı da spor yapıyordu ve eczaneye her gidişinde ona hafif yürüyüş öneriyordu böylece şeker problemi azalacak, bağ dokular güçlenecek ve psikolojisi düzelecekti.
Doktoru da aynı tavsiyelerde bulununca tamam dedi! Başlıyorum…
Eşini de ikna edip sabahları yürüme kararını eczacısına bildirdi. Eczacı oğlu karara sevinmişti ancak bazı tavsiyeleri vardı. Beslenme düzenini birlikte yeniden gözden geçirdiler buna bazı besin takviyeleri eklediler.
Diz ağrıları için koruyucu dizliklerini de aldıktan sonra evinin yakınındaki parkta temiz havanın oksijenine kavuştu…
Sağlıkla yaşlanmanız dileğiyle
Ecz. Gül KARA
hurriyeteczanesi@ttnet.com
g.kara@eczacininsesi.com