Merhaba,

Alzheimer yazıları beraberinde “nasıl korunuruz?” sorusunu da beraberinde getirdi…

Alzheimer’dan korunma yollarının en başında doğru ve bilinçli beslenme var.

Ardından spor ve egzersiz geliyor.

Bir diğeri de stressiz bir hayat, ne kadar olabilirse artık…

Genetik nedenler yüzünde olsun, çeşitli hastalıklar ve bağlı olarak çeşitli ilaç kullanımı nedeniyle olsun, ileri döneminizde riskler arasında Alzheimer varsa henüz hiçbir belirtisi olmadan bile beslenmenizi AKDENİZ DİYETİ haline çevirmeniz gerekiyor.

TÜRK ALZHEIMER DERNEĞİ’NİN yaptığı aşağıdaki açıklamada da görüleceği üzere tam kesin kanıtlanmasa da beslenme büyük ölçüde sağlıklı beyin ve vücut fonksiyonlarında etkili bir faktördür.

“Geleneksel Akdeniz tipi diyetle beslenmenin özellikle kardiyovasküler hastalık riskini, obeziteyi ve mortaliteyi azalttığına dair kuvvetli veriler mevcut, ancak bu tür beslenme modifikasyonunun kognitif fonksiyonlara olan etkisine dair yeterli sayıda kanıt bulunmamaktadır.

Oleik asit, polifenoller, vitamin A, B, C, D ve E, omega 3 poli-ansature yağ asitleri, mineraller (demir, iyot, çinko gibi) ve aminoasitlerin nöronlardaki oksidatif stresi azalttığı, nöroinflamasyonu ve apopitozisi azalttığı ve dolayısıyla sağlıklı bir beyin oluşumuna neden oldukları vurgulanmaktadır.

Bunun yanında besin içeriğinin nöronları akut ve kronik dönemde etkileyebileceğine dair kanıtlar da bulunmaktadır.

Beslenme ile Alzheimer Hastalığı oluşma riski arasındaki ilişkiyi inceleyen yeterli sayıda ve güçlü çalışmalar bulunmamakla beraber bazı çalışmalarda olumlu sonuçlar gösterilmiştir. Örneğin bir çalışmada vitamin C ve E’den zengin bir beslenmenin Alzheimer Hastalığı gelişmesi riskini azaltabileceği gösterilmiştir.

Doymuş ve trans yağ tüketiminin azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin artırılması, doğal besin maddelerinden alınan vitamin E tüketiminin artırılması, vitamin B12 alımının artırılması, multi-vitaminler kullanılıyorsa demir ve bakır gibi ağır metalleri içeren vitamin komplekslerinden kaçınılması, alüminyum içeren ürünlerin ve ilaçların kullanımından kaçınılması ve yürüyüş egzersizin artırılmasıdır.”

Yine Alzheimer hastalığını engelleyemeyiz ancak hastalık başladıysa gelişim hızını yavaşlatmalıyız…

Süreci ve evrelere geçiş süreci ne kadar uzarsa hasta ve yakını için o kadar faydalıdır.

Yaşamınızda yanınızdan ayırmamanız gerekenlerin başında fındık, badem, ceviz, kabak çekirdeği…

Sofranızda sivri biber, nane, ıspanak vb yeşiller, kayısı havuç, domates, beyaz peynir, balık özellikle somon, sardalya, zeytin, zeytinyağı eksik olmasın…

Uzmanlar B, E, C, A  VİTAMİN içerikli doğal beslenmeyi önerseler de günümüz şartlarında ve koşullarında bu şekilde çeşitliliği ve o besinlerden yeterince desteği alamadığımızı biliyoruz.

Özellikle eczaneye gelen hasta ve demanstan korkan hasta yakınlarına kişiye özel olmak şartıyla, beslenme ve spor yanında çeşitli besin takviyeleri önerebilirsiniz.

OMEGA -3

Baş tacımız ve beynimizin koruyucusu…

Özellikle son zamanlarda Krill Oil…

Krillden elde edilen Omega-3’ün kalite ve saflık açısından güvenli olduğunu düşünüyorum.

Omega-3 yağ asitleri Alzheimerdan korunmada başrol oynuyor.

2018 de UCLA Alzheimer Merkezinden Profesör Gregory Cole omega 3 yağ asidi için şöyle bir röportaj verdi;

“Derin denizlerden elde edilen (çoğunlukla balıktan) omega 3 yağ asidinin tüketimi ile yaşa bağlı beyin hacmi kaybı, bilişsel bozukluk ve alzheimer hastalığı (AD) arasında ters orantı olduğunu gösteren oldukça tutarlı, epidemiyolojik veriler mevcut.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar bunun koruyucu etkisini gösterse de, alzheimer hastalarını tedavi etmeyi amaçlayan klinik araştırma sonuçlarının genel olarak negatif çıktığını görüyoruz.

Bunun nedeni, yüksek omega 3 tüketiminin orta yaşta, sonraki döneme kıyasla daha önemli olması ya da omega 3’ün yalnızca bir genetik risk faktörü olan ApoE4’den yoksun olanlarda çalışması olabilir. Veya omega 3, başarılı FİNGER araştırmasının gösterdiği gibi, sağlıklı bir diyet ve daha fazla egzersiz ile birleştirilmelidir” dedi.

Görüldüğü gibi omega -3 yağ asitleri orta yaşlardan itibaren alındığı zaman koruyucu ancak hastalık başladıktan sonra tek başına yeterli olmamaktadır.

 

Haftaya koruyucu amaçlı vitamin ve mineral takviyelerini anlatmaya, tartışmaya devam edeceğiz.

Bu yazıyı yazarken çok kıymetli insan Diyarbakır Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ferat Değer’in vefat haberi ile sarsıldım.

Ailesine ve tüm eczacılık camiasına sabırlar dilerim.

 

Uzm.Ecz. Gül Kara

hurriyeteczanesi@ttmail.com

05325814059- Hürriyet Eczanesi

Rıhtım caddesi No:64 Kadıköy -İstanbul



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat