Yunancada 'anlam' anlamına gelen logos ve terapi sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmektedir. Logoterapi, yaşamın her koşulda, hatta en kötü koşullar altında bile potansiyel olarak var olduğuna odaklanır.
İnsan kendiyle bir iç diyalog oluşturur. Hayatın güçlü yönlerinden yararlanarak güven duygusunu aynı zamanda bir şeylerin değişmesi gerektiği bilincini teşvik eder.
Yahudi bir nörolog olan VIKTOR EMIL FRANKL (1905-1997) tüm ailesi ile birlikte toplama kamplarında kaldığı süre içinde çeşitli gözlemlerde bulundu.
İnsanın bir yaşam amacı ya da anlama sahip olmanın bireyin varlığını sürdürmesindekini önemi fark edip terapi yöntemi olarak logoterapi’yi geliştirdi.
Toplama kampında ailesini kaybetti, yaşadıklarını anlattığı İNSANIN ANLAM ARAYIŞI adlı kitabı birçok dile çevrildi.
Bu kitaptan bazı cümleler paylaşmak istiyorum sizinle;
“Herkesin yaşamında özel bir mesleği veya uğruna çaba harcanacak bir misyonu yerine getirmeyi bekleyen bir görevi vardır.
Yaşamdaki her durum insana meydan okuduğu ve çözülecek bir sorun getirdiği için, yaşamın anlamı sorununu gerçekte tersine çevrilebilir.
Tek kelime ile her insan yaşam tarafından sorgulanır ve herkes, sadece kendi için cevap verirken yaşama cevap verir ’’
Bir süredir kendi kendime iç sesimle bir diyalog oluşturdum demek bilmeden logoterapi yapıyormuşum hayata karşı.
Ya bu fillere ne demeli!
Çin’de doğal hayatı koruma parkından kaçan 15 fil geçen yıl Mart ayından beri yürüyor, nereye gittiklerini bilemiyoruz, onlar çok kararlı ve mutlu görünüyor.
Yetkililer rotalarını değiştirmek için çaba gösteriyor. Dronlarla izliyorlar.
’’İNSANLAR FİLLERİ KORKUTMAMALARI KONUSUNDA UYARILIYOR!
Çin'de fillere en üst düzeyde koruma sağlanıyor, doğal yaşam alanları küçülse bile sayılarının istikrarlı bir şekilde artmasına izin veriliyor. Bu nedenle fillerin bu rekor göçü ne kadar zarara neden olursa olsun sürünün korunması, çiftçilerin ve diğerlerinin onlarla karşılaştıklarında azami itina göstermeleri gerekiyor. Ayrıca vahşi yaşam görevlileri de bebekler üzerinde sakinleştirici kullanmaktan kaçınıyor’’
Çin’den böyle haberler geliyor.
Doğa bize bir şeyler fısıldıyor, artık haykırıyor!!!
Hayvanlar isyanda!
Toprak ana sana yavrularını göstermiyor!
Denizler müsilaj ile kendini korumaya aldı gelme bana diyor!
Gökyüzü güneşli günlerini ağlayarak hatırlıyor.
Değirmenlere karşı elimizde ne kaldı;
Deneyim !
Atalarımızın sahip olmadığı bilgi cebimizde, kadim dönemlerde şimşek bile tanrısalken, bu yüzyılda bilginin ışığı parlarken neden insanlık kararıyor.
Hayır, karamsar olmayacağız.
Düşünmek, sorgulamak, istemek ve en önemlisi harekete geçmek hayatın da senden ne istediği anlamana yardım edecektir.
Karşımızda bir aşı gerçeği var.
Eskiden yıllar süren bir aşı geliştirme süreci varken böyle bir salgında hızlıca aşı bulundu ve aşılama başladı.
Konuşmalarımızdan genç meslektaşlarımın mutsuz ve umutsuz olduğunu fark ediyorum.
Vıctor Emil’in yazdığı gibi her dönemin, her yaşamın nedeni var.
Pandeminin de bir nedeni var.
En kötü anlarda, çaresizlik içindeyken insanın ne kadar güçlü olduğu farkına varılıyor.
Hayır! bir virüse yenilmedik tam tersine dünya bizi küçük yollu sarstı.
Parmağını salladı.
‘Hey kendine gel insanoğlu, ben sensiz güzel değilim, sende bensiz’ dedi.
Ya tokat atarsa …
Tokat gelene kadar bozmaya devam mı edeceğiz?
Biz eczacılar olarak bizim dünyamızda yani o küçük şifa yuvalarında büyük etkiler yaratabiliriz.
Her eczanenin devamlı gelen danışanlarına, ilacını teslim ederken bir de umut aşılasak, doğaya sahip çıkmayı anlatsak, bir olur binlerce.
Toplumu etkileyen çok özel bir meslek grubu iken biz hemen sarsılmaya, sızlanmaya başlıyoruz.
Eczacıların hayvan koruma derneklerine yaptıkları yardımları duyuyoruz.
Veteriner eczacılığı kavramı başladı.
Majıstral dünya deniz derya …
Kişisel gelişim konusunda kendine yatırım yapabilirsin.
Bilgisayar elinin altında, bahane yapma.
Eczanede iş yok diye üzüleceğine oku, yaz, eğitim al, sunum yap, yap ki eczacı olarak doğruyu anlatma fırsatı bulalım.
Ortam şarlatanlara kaldı diye hayıflanacağına sen konuş.
Değerli meslektaşlarım konuşalım, sağlıkla kalalım.
Uzm. Ecz. Gül Kara
hurriyeteczanesi@ttmail.com
05325814059- Hürriyet Eczanesi
Rıhtım caddesi No:64 Kadıköy -İstanbul