Hiç bitmeyecek sandığın gün gibidir HAYAT.

O, kişi hep oradadır,

O, kitap her zaman okunabilir,

O, geziye her zaman gidilebilir,

O, arkadaş şimdilik bekleyebilir,

O, para hep kazanılabilir,

O, anne hep yanındadır,

Zannedersin!

Aniden bir balon patlar, puf diye söner gider,

Geriye kalan hayallerle baş başa kalırsın.

Sabah Mario Levi hocamın vefatı ile uyandığımda yüreğime düşen ilk kelime

ERTELEMEYECEKSİN  oldu.

Uzun süredir kalemi elime almıyordum o sabah ruhum kalem oldu.

Sayfalara döküldü hislerim.

2016‘ da Kadıköy‘ de bir yazı atölyesinde yolumuz kesişmişti.

Bu İstanbul, Kadıköy ve Türkçe aşığının karşısında yazı yazmak yerine dinlemeyi tercih etmiştim.

Ne yazarsam yazayım beğenmeyecekti, nedenini sonradan anladım.

Dersler okul disiplininde değil örneklerle ilerliyordu.

Bense kurallar, formüller arıyordum.

O’ nun matematiği ise aforizmalar, karakterler, betimlemeler üzerineydi.

Her tekniğinin her biri aklımda hiç unutmadım ve yoluma ışık oldu.

Adımlarının anlamı vardı, boşa yürümeyen insanlardandı.

Gözlüğü bile onun anlatımıyla renk buluyordu.

Kadıköy’ ün renkleri ise onda yaşıyordu.

Mario Levi ile ikinci buluşmamız ise yine Kadıköy’ de oldu.

Eczacının Sesi için bir saatlik bir röportaj yapmıştık.

Çok keyifli bir gündü.

Bana dedi ki;

‘’Bir gün eczaneye geleyim, beyaz önlük giyip tezgahın arkasında durayım, oradan gelen insanların karakterlerini, davranışlarını izleyeyim ’’

Ve bana eczanede gözlem yap, bol bol yaz bunları diye tavsiyede bulundu.

Çok mutlu olurdum.

Nasıl olsa hep Kadıköy’ deydi, nasılsa gelirdi, gelemedi.

ERTELEDİK!

Birçok fuarda kitaplarını imzalatma fırsatını buldum.

Online eğitimlerini takip ettim.

Bir sonraki karşılaşmamız ise yazın Bodrum’ da deniz kenarında oldu.

Eşi ile birlikte karşılıklı bilgisayarlarını açmışlar Oksijen gazetesi için yazı yazıyorlardı.

Sohbet ettik, yazdığım hikaye kitabından bahsettim. Sonra bana röportajı sordu, aradan çok zaman geçmişti ama unutmamıştı.

Maalesef biz ERTELEMİŞTİK.

Akşam, eşi ile bahçemize davet ettim, kendimizi affettirelim dedim.

Dönüyorlarmış seneye yaza dedik, ERTELEDİK!

Yolculuğumuz devam ediyor kimse gitmedi hocam.

Hikayelerim, tiyatro oyunu oldu, bu hafta sahnelendi.

Güle ağlaya izledim.

Gelişmeleri sana anlatmaya devam edeceğim, lütfen takip et, daha çok yolumuz kesişecek, huzurla kal.

 

Ecz. Gül Kara

gulkara1970@gmail.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat