2016 yılında Dünya ve Türkiye’deki sağlık konusunda yeni ne gelişmeler olmuş birlikte bakalım…

1-İTÜ’de biyolojik temelli ilaç geliştirme çalışmaları

29.08.2016 tarihli habere göre;

Üniversitenin biyolojik temelli ilaçlar olarak adlandırılan biyobenzer ve biyobetter çalışmalarda bir üs haline gelmesi hedefleniyor.

İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gizem Dinler Doğanay, önlerinde 4 yıllık bir proje süreci olduğunu belirterek, "1,5 yıl sonra ilaç ham maddesini üretmeyi planlıyoruz. İlaç yapımı aşaması ise 2,5 ila 3 yıl arasında bir zaman gerektiriyor. Fakat bu süreci daha kısa sürede sonuçlandırmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

Doğanay, günümüzde ilaç endüstrisine hakim durumdaki kimyasal formüllü ilaçların yerine biyolojik temelli, yani canlılardan üretilen ilaçların önemli bir alternatif oluşturacağını vurguladı.

Yaptıkları laboratuvar çalışmaları kapsamında kullanılan yöntemde, biyolojik ilaç üretimi için bakteriye rekombinant teknoloji yoluyla istenen ilacı üretecek DNA aktarıldığını, ardından ilacın hücreden çekildiğini ve ilacın karakterizasyon aşamasının başladığını anlatan Doğanay, bu aşamadan sonra, gerekli biyolojik testlerin yapıldığını ve ilacın bakteri üzerindeki denemeler için hazır hale getirildiğini kaydetti.

"Biyolojik ilaç" tanımının özünde bir "protein çalışması" olduğunu aktaran Doğanay, laboratuvarlarında zaten protein üzerine çalışmalar yaptıklarına, biyolojik ilaç çalışmalarıyla bunun bir adım ötesine geçtiklerine dikkati çekti.

2-Hastaya özel İnovasyon Çağı

21’inci yüzyıl bilim ve teknolojisi, özellikle biyoloji ve tıp alanında patlama yarattı.

ABD’nin Georgia Teknoloji Enstitüsü uzmanları geçen aylarda “bateri çalan robot kol” icat ettiklerini duyurdular.

Daha önce ise Columbia Üniversitesi’nde “ütü yapabilen bir robot kol” geliştirildiği açıklanmıştı.

İki araştırmanın ortak paydasında “İnsan el ve kol becerilerine en yakın ve en hassas hareketleri sürekli olarak hatasız tekrarlayabilen robotlar geliştirme” amacı bulunuyor. 

Robotlar cerrahide uzun süredir kullanılıyor. Allied Market Research’ün araştırmasına göre ABD’de robot cerrahi ile birlikte ameliyat sonrası enfeksiyonlarda yüzde 4,5 azalma kaydedildi. Robotlar sayesinde hassas ameliyatların hatasız yapılması hastaların hastanede kalma süresini de 1,5-2 gün kadar azalttı.(Türkiye G.E. 2016)

 

3-Tıp ve sağlık hizmetlerinde büyük değişimler de yaşanıyor

3 boyutlu yazıcılardan biyoteknolojiye,  endüstriyel internet uygulamalarından Büyük Veri’ye kadar 21’inci yüzyılın ön plana çıkan, hatta pek çok uzman tarafından “Dördüncü Sanayi Devrimi’ne yol açacağı” belirtilen teknolojiler, tıp alanında köklü değişiklikler yaratmaya başladı. 

Genetik haritaları ortaya çıkaran testler

İleri tarama ve görüntüleme teknikleriyle daha isabetli teşhisler konuyor ve tedaviler uygulanıyor.

Kök hücre tedavileriyle kişilerin ihtiyacı olan dokular hastanın kendi DNA’sını taşıyan dokulardan geliştiriliyor ve böylece nakillerde yaşanan doku uyuşmazlığı sorununu ortadan kalkıyor.

Sağlık kayıtlarının dijitalleşmesi ve giyilebilir teknolojiler sayesinde kişilerin sağlık verileri anlık olarak izlenebiliyor.

Bu veriler tarihsel verilerle karşılaştırılarak hastalığın seyri konusunda net bilgiler elde edilebiliyor, zamanında ve yerinde müdahalelerde bulunabiliyor.(Türkiye G.E 2016)

4-HIV

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada HIV ile yaşayan birey sayısı 34 milyona ulaştı. Dünya genelinde HIV pozitiflerin sayısı azalırken, Doğu Avrupa ve Orta Asya’da artıyor. Türkiye ise Ukrayna, Moldovya ve Rusya ile birlikte hasta sayısı artan ülkeler arasında ve ilk sırada yer alıyor.(NTV haber 2016)

5-Diyabette büyük umut

Amerika’da diyabet ve obezite üzerine yürüttüğü başarılı çalışmalarla adından söz ettiren Dr. Furkan Burak, ekip olarak keşfettikleri diyabet ilacının kobaylar üzerinde iyi sonuçlar verdiğini söyledi.(2016 MİLLİYET)

Burak, Genç Liderler ve Girişimciler Derneği’nin düzenlediği TOYP 2016 Türkiye’nin 10 Başarılı Genci yarışmasında “Tıbbi Yenilik ve Buluşlar” alanında ödüle layık bulundu.

Dr. Furkanın röportajı;

Diyabette rol oynayan hormon

Laboratuvar çalışmalarımızda aP2 adındaki proteinin bir hormon olduğunu keşfettik. Bu hormon, yağ dokusundan salgılanıyor; karaciğerde şeker ve yağ üretimini artırıyor. Yani diyabet gelişiminde büyük rol oynuyor. Özellikle şişmanladığınızda kandaki değeri çok yükseliyor ve sizi daha çabuk hasta ediyor. 

’İyi sonuçlar elde ettik’

Benim yürüttüğüm projeyse bu zararlı hormona karşı bir ilaç geliştirilmesini kapsıyor.  Karaciğere ulaşmadan, dolaşımda nasıl bloklayabiliriz diye araştırdık. ‘Monoklonal antikor aşı’ dediğimiz aşı teknolojisi formunda bir ilaç geliştirdik. İlacı hastalık modelleri ve fareler üzerinde denedik. Bu çalışmalardan birinden iyi sonuçlar elde ettik; diyabet ve obezitede kan şekerini düşürüyor ve karaciğer yağlanmasını azaltıyor. Büyük bir umut oldu tabii. 

500 milyon hasta

Dünya sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 500 milyona yakın diyabet hastası var. Obezite hastalarını ve tanı almayanları da düşünürsek 900 milyon insanı ilgilendiren bir problem. Çok büyük ekonomik yükü de var. Önümüzdeki 20 yılda diyabet tedavileri için 70 trilyon dolar harcanacak ama dünyanın böyle bir parası yok. Obezite, genelde bir paket halinde geliyor; felç, kalp krizi, koroner kalp hastalıkları, kanser hastalıkları gibi. Bu yüzden laboratuarda keşfedilmiş bir ürünün kliniğe geçme ihtimali bizi çok heyecanlandırıyor. Etkinliğini fareler üzerinde gösterdik; insanlaştırma süreci devam ediyor.  

Çığır açacak bir yenilik diyebilir miyiz? 

Diyabetle ilgili araştırmalar hep pankreas odaklıydı. Bir yerden sonra ilaçlar işe yaramıyor ve insüline geçiliyor. Bu kısır bir döngü; insülin verdikçe insülin direncini artırıyorsunuz. İnsülin kilo aldırıyor, kilo aldıkça daha çok insüline saldırıyorsunuz. Gökhan Hoca’nın inflamasyonun yağ dokusunda oluştuğunu ve aP2’nin bunda rol oynadığını göstermesi önümüzde yeni bir yol açtı. Beş yıl içinde çığır açan gelişmeler yaşanabilir.

Klinik çalışmalar ne durumda?

Henüz faz aşamasına gelmedi. Tahminime göre, 3-5 yıl içinde sonuçları ortaya çıkacak. Ayda tek enjeksiyon...

İlacınız hastalara neler vaat ediyor?

Klinik çalışmalar, yan etkiler ve dozaj konularında konuşmak için henüz çok erken olsa da; hayvanlar üzerinde yaptığımız araştırmalarda haftada iki enjeksiyon kullandık. Hasta, haftalık ya da aylık tek bir enjeksiyonla kan şekerini dengede tutabilir. 

 

6-SAĞLIK İÇİN TEKNOLOJİNİN KULLANIMI:

 

 

Teknoloji modern toplumun ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. İnsan yaşamının kalitesini artırmak için potansiyele sahiptir. Sağlık sektöründe kullanılan yeni teknolojiler, sağlık uygulayıcılarının hastalara daha iyi tedavi ve bakım sağlamalarını kolaylaştırır. İşte teknolojinin kaliteli sağlık hizmeti sunmaya yardımcı olabileceği bazı yollar;

-Jim Siyah, Melbourne Üniversitesi Avustralya’da Doçent, ve yandaşları sağlık çalışanları için çok faydalı akıllı telefon uygulamaları geliştirdiler.

Ancak bunların aralarından en önemlilerinden biri oksimetredir.

Oksimetre kırmızı kan hücrelerinin oksijen içeriğini ölçmek için kullanılabilir.

 Bu cihaz vücuttan geçen kızılötesi dalgaların emilimini ölçmeyi sağlar yani bir anlamda kırmızı kan hücrelerindeki oksijen miktarını ölçmeyi sağlar. Tanı araçlarının kullanılamaması nedeniyle yanlış tanı ve yanlış tedavi, Afrika’da zatüreye bağlı ölümlerin arkasındaki temel nedendir. Oksimetre zatüre ve diğer sağlık sorunlarının tanı ve tedavisi için Mozambik’te bulunan sağlık çalışanlarının ihtiyaçları göz önüne alınarak geliştirilmiştir. Bu cihazın kolay kullanılabilirliği göz önüne alındığında, diğer az gelişmiş ülkeler ve uzak alanlarda kullanılabilir.

-Mobil ve tablet uygulamaları hastaların yaşayacakları tıbbi prosedürü anlamalarında ve merak ettiklerine cevap bulmalarında yardımcı olabilir.

Ayrıca doktorlar hastaların merak ettikleri şeyleri görsel bir ortam aracılığıyla açıklamayı çok daha kolay bulabilirler.

“drawMD”, “iPad”için geliştirilmiş bir uygulamadır.

Bu uygulama ile görseller oluşturmak üzere serbest skeçler çizebilirsiniz.

Ayrıca arka plan için bir çok anatomi görüntüleri sunuyor. Bu resimler bir çok farklı hastalıklar ve tıbbi koşulların daha iyi bir anlaşılması için kullanılabilir.

Ayrıca bu uygulamayı kullanarak resimleri kaydedebilir ve e-posta yoluyla istenen kişiye gönderebilirsiniz.

-Hastaların doktorlar tarafından verilen talimatları kolaylıkla hatırlayamadıkları tespit edilmiştir. Bu gibi durumlarda mobil uygulamalar doktorun talimatları sürecinde hastalara yardımcı olabilir. İyileşme sürecinde hastalara gerekli olan veriler mobil uygulamalar ile sağlanabilir. İlaç hatırlatma uygulamaları hasta tarafından alınan hap sayısının takibinde oldukça faydalıdır.

-‘Pumping Weight’ uygulaması basitçe kilo verme eğitimini sağlayan bir uygulamadır. Uygulama kullanıcılara bir hafta sürecek bir program sunmaktadır. Egzersiz yoluyla kazanılan gücün ayrıntıları, grafikler ile kullanıcıya sunulmaktadır.

-StrongLifts 5×5 güç eğitimi için popüler uygulamalardan biridir. Kaynakça:
http://www.buzzle.com/articles/ways-to-use-technology-for-better-health.html Yazar: Tülay Arsoy

 

-Diyabet hastaları nasıl sıklıkla kan şekeri seviyelerini ölçüp çeşitli cihazlarla takip ediyorlarsa astım hastaları da benzer bir rutinle yaşıyor. Solunum yollarından ne kadar hava geçtiğini ölçmek isteyen astım hastaları, nefes ölçerler sayesinde günlük performanslarını takip edebiliyorlar.

Bu işlemi basitleştirmek isteyen bir grup bağımsız geliştirici, şu anda Kickstarter üzerinden kitle fonlama kampanyası yürütüyor.

Telefonunuza üfleyin.

Ekibin geliştirdiği Smart Peak Flow adlı sistem, bir mobil uygulama ve ufak bir pervaneden oluşuyor. Akciğer performansını ölçmek isteyen hastaların telefonun kulaklık girişine takılan bu pervaneye üflemesi yeterli. Üflemeden sonra performansınızı ölçen mobil uygulama, elde ettiği sonuçları doktorunuza yolluyor, ilaç almanız gereken zamanı hatırlatıyor ve bütün ölçümlerin tablo şeklinde kaydını tutuyor. Ek olarak başka kullanıcılara meydan okuyarak performansınıza göre ödüllendirilmeniz bile mümkün.

 

 

-Extrem sporlar için performans ölçen sensör:

 

Trace isimli bir monitor cihazı, extrem sporlar ile uğraşan sporcuların her bir hareketini algılayarak analiz edebiliyor.

Sensör ile uyumlu olarak çalışmasıı için geliştirilen bir mobil uyulama aracılığı ile kullanıcılar gelen bilgiyi cihazlarında görüntüleyebiliyor.

Toplanan bu bilgi daha sonra oluşturulan bir derecelendirme sistemiyle diğer sporcuların verileriyle karşılaştırılabiliyor. Oldukça küçük boyutlarda olan bu cihaz, surf tahtasına kolaylıkla monte edilebildiği gibi, kaskların içine de rahatlıkla yerleştirilebilmektedir. Cihazın içinde bulunan GPS özelliği ise pek çok sporcu için oldukça yararlı bir özellik.(tekdoz digital)

 

 

Sağlıkla ve teknolojiye yakın kalın...

Ecz. Gül KARA

hurriyeteczanesi@ttnet.com

g.kara@eczacininsesi.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat