Unutuyordu!
Garip hareketler yapıyordu, ağzına anason değdiğini gören olmamıştı ama gündüz büfeden içki alıp kafaya dikerek içtiğini öğrenmiştik. Her sabah haberleri okumadan dışarı çıkmayan babamın eline gazete boyası bulaşmıyordu, arkadaşları ile görüşmeyi bırakmıştı, bir gün koridorda yalpalayarak yürümeye başlayınca doktor süreçlerimiz de başladı.
Doktor; beyninin çevresinde siyah bir tabaka oluştuğunu ve beyninin küçüldüğünü söylediğinde çok üzülmüştü.
Henüz algısı kaybolmamıştı. Herşeyi anlamıştı.
Ve süreç böyle başladı…
Nörolog her seferinde farklı sorular sorarak evreyi belirliyordu.
-Cumhurbaşkanımız kim?
-Geriye doğru 10’dan itibaren sayabilir misiniz?
-Kaç çocuğunuz var?
-Eşiniz bu odada mı? Gibi… Süreç devam etti…
Evde aynı odadan çıkmıyor, banyoya girmek istemiyor, sudan korkuyor, gelen her sese korku ve öfke duyuyordu. Hava soğuk olduğu halde giyinmek istemiyor, hava sıcaksa üstündekileri çıkarmıyor, kat kat giyinip oturuyordu ve çıkartmak istediğimizde çok kızıyordu.
Kış sona erip, yazlığa geçtikleri zaman tablo tamamen değişiyordu. Şehir değiştirdiği an kendini de kaybediyordu.
Birçok Alzheimer hastasının evden çıkıp kaybolduğunu duymuşsunuzdur. Evlerinin yolunu bulamazlar bu yüzden ceket içlerine adı, soyadı ve bir yakının telefon numarası yazılması gerekir.
Alzheimer hastaları için en ufak değişiklik bile büyük travmalara neden olur.
Devamlı oturduğu koltuğun kumaş rengini değiştirmek bile hastalığının ilerlemesine neden oluyor.
Zamanla iki katlı yazlık evimizin üst katındaki tuvalet kendisine sorun yaratmaya başladı… Nerede olduğunu unutuyordu… Hasta külodu ya da bağlama bezi şart olmuştu.
İşte bir diğer sorun da burada başladı asla kabul etmiyordu çekiştirip çıkarmalar…
Benjamin Button filmini baştan yazıyorduk.
Bebekler altları bağlanana kadar çırpınır da bağlandıktan sonra varlığını unuturlar ya… Hayat yeniden çocuklaşıyordu onun için.
Bu hastalık hep dedikleri gibi hasta yakınana çok zor günler yaşatıyor.
Biz yakınlarına da maddi ve manevi olan oluyordu, artık ona göre bir hayat çizmiştik.
Annem hem durumu kabullenmek açısından hem de kendi sağlığı ve yaşı dolayısıyla zorlanıyordu. Sonunda bir yardımcı-bakıcı ile anlaştık.
Soğuklar yüzünü gösterdiğinde eve dönüşümüzle yeni bir atak yaşadık, şimdi de İstanbul‘a alışmak zor!
Geldi ve… Yemek yemeği unutmaya başladı, yemiyor içmiyor kilo veriyordu. Ev küçük bir klinik halini aldı, o da yetmedi… Hastane günlerimiz başladı…
Bunları niye mi anlatıyorum, son evreye girerken babamın medikal ihtiyaçları çoğaldı.
Haftaya sizlere son dönemde yaşananları ve kullanılan medikal malzemeleri anlatacağım.
Eczaneye gelen kişilerle yaptığım sohbetlerde yaşlılık bunaması, yaşa bağlı unutkanlık ile Alzheimer belirtileri birbirine karıştırılıyor.
Dünyada 65 yaş üzeri insanların %5’inde, 80 üzeri %20 ve 90 yaş üzeri %30’unda Alzheimer hastalığı bulunmakta… Oran çok yüksek ve tehlikeli boyutta… İster maddi açıdan bakın ister de ömrün bu kadar uzadığı bu dönemde yaşam kalitesi açısından bakın her şekilde zarar verici, üzücü, zor bir durum.
“Önleriz, çaresi var” diyemiyoruz. “ilacı var” diyemiyoruz.
Bu hastalığın üç evresi var:
-Başlangıç
-Orta
-İleri
Yapabileceğimiz sadece hastalığı başlangıç evresinde fark edebilmek ve olabildiğince orta seviyede uzun süre tutmaya çalışmaktır.
Sağlıklı beslenme, spor, doğru vitamin ve takviyeleri hayatın bir parçası haline getirmek, probiyotik kullanımı önemlidir… Ki bunları da yazacağım.
Tabii ki bu noktada hasta yakınına çok iş düşüyor onun psikolojisi, yaklaşımı, sabrı ve bilinç düzeyi bu döneme eşlik ediyor.
Artık biz 3. evrenin ortalarındayız.
2019’un bu ilk yazısında bir karar verdim. Medikal Duruş köşesinde bir süre Alzheimer konusunda yazılar yazacağım.
Yaşadıklarımız, yapabileceklerimiz sizlerden öneriler, katkılar ve yaşanmışlıkları da paylaşabilirim.
Mail yoluyla paylaşımlarınızı ulaştırabilirsiniz.
Eczacı olarak deneyimlerinizi yazabilirsiniz.
Yada çözüm önerilerinizi bu köşede paylaşabilirim.
Sağlıkla, genç ve dinamik bir hafıza ile mutlulukla kalın.
Uzm.Ecz. Gül Kara
05325814059- Hürriyet Eczanesi
Rıhtım caddesi No:64 Kadıköy -İstanbul