Hakan Gençosmanoğlu sordu, Mahmut Tokaç yanıtladı...

SUNUŞ...

Sayın Tokaç' la tanışıklığımız biraz eskiye dayanır.

İstanbul Eczacı Odası' nda Genel Sekreter olarak görev yaparken İlaç Ve Eczacılık Genel Müdürüydü.

O yıllarda İlaç Ve Eczacılık Genel Müdürlüğü' nde yapılan bazı toplantılara görevli olarak katılmıştım. Oradan tanışıyoruz.

Mahmut Tokaç'ı sıradışı bir bürokrat olarak tanıdım.

Konulara hakimiyetini, pratikliğini, sonuç odaklı çalışmasını, bürokrat olmasına rağmen bürokratik alışkanlıkları sevmediğini gözlemlemişimdir.

Eczacının Sesi e- Gazete ofisinde yaptığımız röportaj/ söyleşi dolu dolu oldu.

Aslında sohbet ettik. Şimdilerde Medipol Üniversitesinde hocalık yapan eski Genel Müdürümüz oldukça neşeliydi. Keyifli bir sohbet oldu.

Tokaç' ın, verdiği bilgilerin çok önemli olduğunu, verdiği bilgilerle yalnızca günümüzü değil geleceği de daha iyi analiz edebileceğinizi, öngörebileceğinizi okuyunca göreceksiniz...Geleceğin aslında çok yakın olduğunu da!

Söyleşiyi 2 bölüm halinde yayımlıyoruz.

Her zamanki gibi; röportaj/ söyleşimizin her aşamasına katkı veren

sevgili dostlarım Ecz. Ertan Çiftçi, Ecz. Nurdan Şahin ve Ecz. Özlem

Demir' e teşekkür ediyorum.

Eski İlaç ve Eczacılık Kurumu Genel Müdürü, Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı, İlaç ve Eczacılık Kurumu Derneği (İVEK) Akademik Kurul Başkanı, İVEK 2. Uluslararası İlaç ve Eczacılık Kongresi Genel Sekreteri Sayın Yard. Doç. Dr. Mahmut Tokaç' a verdiği bilgiler ve bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederim.(Hakan Gençosmanoğlu)

 

BÖLÜM1

İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü?

H. Gençosmanoğlu: Bir zamanlar başında olduğunuz kurumun yani İlaç Ve Eczacılık Genel Müdürlüğü' nün sonradan Türkiye İlaç Ve Tıbbi Cihaz Kurumu' na (TİTCK) dönüştürülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

M.Tokaç: O değişimin içinde ben de varım… Biz, TİTCK yasa taslağını 2007 yılında oluşturmuştuk. Üzerinde çok çalıştık. Amacımız yeni bir yapılanma ve bu yapılanma içinde idari ve mali özerkliği sağlamaktı.

İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü' nün mali özerkliği yoktu ve bu bizim elimizi kolumuzu bağlıyordu. Şimdi, TİTCK, mali açıdan özerk ve rahat çalışıyor. İdari özerklik ise tam olarak bizim istediğimiz gibi olmadı doğrusu. Kendi ödenekleri var. Geçmişe göre daha rahat çalışıyorlar. Böylesi daha doğru oldu.

Global Bütçe, İlaç Fiyatları

H. Gençosmanoğlu: Biliyorsunuz sektörümüzde son yılların en tartışmalı konusu global bütçe ve ilaç fiyatları... Global bütçe 2009 yılında uygulanmaya başladı. Ve her şey birbirine girdi. İlaçlar oldukça ucuzladı. Sakız fiyatlarının altına düştü. 3.00 TL lik Euro kuru 1.995 TL ye  sonradan da 2.07 TL ye sabitlendi. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği, ardı ardına davalar açtı. Davaları kazandılar. Ancak bir çözüm olmadı. Uygulama devam ediyor. Bu konuda ne diyorsunuz?

M. Tokaç: Biraz geriden başlayalım mı...

2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm projesi tartışılırken bunun iki önemli ayağı vardı.

Birincisi, hastanelerin tek çatı altında toplanması. İkincisi ise, SSK' lıların serbest eczanelerden ilaç alabilmeleriydi. Bu zorunluydu. Ancak SSK' lıların serbest eczanelerden ilaç alabilmeleri kamuya çok önemli bir yük bindirecekti. Bunu öngörebiliyorduk…

O dönemde mevcut rakamlar üzerinden senaryolar ürettik. 2003 Temmuz ayında bir çalıştay yaptık. Çok ciddi rakamlar ortaya çıktı.

H. Gençosmanoğlu: Evet. Çünkü SSK’ lıların sayıları çok fazlaydı.

M.Tokaç: Evet. Toplumun üçte ikisi SSK' lıydı. Bunun iyi hesaplanması gerekiyordu. Harcamaların çok yukarılara çıkabileceğini öngörüyorduk. Bunu kamu kaldıramazdı. Yalnızca işe başlamak değil, sürdürülebilirlik çok önemliydi. Öngürülen rakamlarla sürdürmek imkansız görünüyordu.

H. Gençosmanoğlu: Nasıl bir yöntem izlediniz? Sektörün tüm paydaşlarıyla, ilaç Sanayi ile görüştünüz mü?

M. Tokaç:  Tabi. Yerli, yabancı tüm ilaç sanayini, depocuları tüm sektörü, Türk Eczacıları Birliği' ni herkesi topladık.

Kamudan, maliye, hazine, SSK, DPT hepsi...

Dedik ki, öyle bir İlaç Fiyat Kararnamesi yapalım ki; kamuya çok ilaç harcaması yüklenmesin. Ama ilaç ta erişilebilir olsun. Sonunda; kademeli karlılık yapalım dedik. Uzun bir tartışma dönemi yaşandı hatta o arada Mehmet Domaç, eczacıya % 1 daha istedi. O zaman TEB Başkanı idi. Hesaplandı. ‘Olur’ denildi. Kararname çıktı. Fiyatlar dövize bağlandı. O zaman bir ay sürekli %5’i geçen artış ve eksilişlerde yeniden değerlendirilecek denildi.

Sonunda 2004 yılı Şubat ayında yeni İlaç Fiyat Kararnamesi’ ni yayımladık.

H. Gençosmanoğlu: Bu kuru sabitleme işi nereden çıktı? Amaç ilaç fiyatlarını düşük tutmak… Tamam da kim icat etti bunu?

M.Tokaç: Hatırlıyor musunuz, 2009 yılında küresel bir kriz yaşandı. Hani 'bizi teğet geçti' denilen kriz. O krizin etkisiyle çıktı. Bir önlem arayışının sonucu olarak çıktı.

O dönem seri halde 9 toplantı yaptık. Sektörün tüm paydaşları, bakanlar, bürokratlar...

Harcamalar korkunç artacak, öyle görünüyordu. Dedik ki; bu yükün bir kısmını sanayi üstlensin. Masada kurun sabitlenmesi ve iskontoların arttırılması konuşuluyordu. Aslında anlaşma sağlanmak üzereydi. Arada bütçeye göre çok az bir fark 1 Milyar TL kadar filan kalmıştı... Bütçe 12 milyar mı? 13 milyar mı olsunu tartışıyorduk. Anlaşma sağlanmak üzereydi…

H. Gençosmanoğlu: O kadar yani...

M. Tokaç:  Evet.  Ama beklenmedik bir şey oldu. İlaç sanayicileri masadan kalktı. Masa dağıldı. Zaten o tarihten itibaren Ekonomiden sorumlu Bakan Ali Babacan sanayicileri bir daha kabul etmedi.

H. Gençosmanoğlu: Sonra...

M. Tokaç: Sonra olan oldu zaten. Bildiğiniz gibi... Global bütçe uygulaması başladı, döviz sabitlendi. Devlet istediğini yaptı. Aslında o zaman global bütçede anlaşılsaydı yüksek iskontolar olmayacaktı. Eczacılar bu denli etkilenmeyecekti. İlaç sanayi ve eczacılar bu uygulamalarla ağır darbeler aldılar.

H. Gençosmanoğlu: Biz bunu eczanelerde çok yakıcı olarak yaşadık ta siz global bütçe dönemini nasıl okuyorsunuz?

M. Tokaç: Bir çok ilaç üretilemez hale geldi. Üretim sıkıntıya girdi. Yerli firmalar sıkıntıya girdi. Sektörde güçlü, global firmalar kaldı.

 

Eczacılar Ciddi Sıkıntıda

H. Gençosmanoğlu: Eczacılar?..

M. Tokaç: Eczacılar ciddi sıkıntıya girdi. Birçok eczacı artık eczaneyi çeviremiyor.

Aslında 2005 yılından sonra eczacılar cirolarını ciddi arttırdılar. Ancak 2009 yılından sonra erime başladı. Eczacılar açısından durum iyi değil. Karlılık düştü. Gelir, artık sürekli artan işletme giderlerini karşılamıyor.

H. Gençosmanoğlu: Bu Kamu Kurum İskontolarını (KKİ) ilk kim icat etti?

M.Tokaç: 2004 yılında Kamu İlaç Alım Protokolü ile başladı ilk...

İtalya modeli bu. Oradan örnek aldık. Sektöre teklif götürdük. Anlaştık. Tabi başlangıçta böyle değildi. İskontolar şimdi çok yüksek. Ben iskontoların eczane üzerinden yapılmasına karşıyım. O zaman da karşıydım. Kamu bunu tek tek firmalarla halletmeli... Doğrusu bu. Eczacı karışmamalı.

Bir şeyi özellikle belirtmek isterim. İlaç fiyatlarımızda Yunanistan’ da yaşananlar çok etkili oldu. Orada yaşananlar bizi olumsuz olarak etkiledi.

 

Devamı yarın...



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat