İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.

Sabah uyku ile uyanma arasında düşünüyorum.

-İnsanlar uyanırken ne düşünür, ne hisseder?

-Hayat ebruli ve yaşam güzel derken...

Uyanıverdim, yapmam gereken bir dizi iş, gündemde bir sürü olay var.

Yeşil Kart gidecek, SGK reçeteleri toplanacak, yeşil-kırmızı reçeteler listelenecek, askeriye faturaları kesilecek, özel sigortalar faturalandırılacak, çalışanların maaşı ödenecek, kira ödenecek, fotokopinin kartuşu alınacak, dün gelen faturalar kontrol edilerek eczane programına aktarılacak,...

“Eczacı” olan anlar.

Tabi ki, klasik, sıradan herhangi bir ayın ilk günleri... Çok yoğun yani...

Bir de o haftaya rastgelen işler var. Hepimizin yaşadıkları... Arabanın trafik sigortası, eczanenin elektirik, su faturaları, depoların tahsilatçıları ile görüşme, akşam eve alış-veriş ve iki gün sonra misafir gelecek...Çocuk etüdden alınacak, arkadaşım ile kahve içeceğim, belki bir de araya kuaför sıkıştırırım. Annemi aramam lazım.

Biliyorum, yazının ve yapılacak işlerin bunlarla bitmediğini siz de çok iyi biliyorsunuz.

Perşembe günü kardeşimin doktor kontrolü var, cuma günü bir deponun ilaç dışı ürünler satış etkinliğine gidilecek, cumartesi 14 Mayıs gündemine dahil olunacak ve ertesi gün nöbet var! Sonra yine Pazartesi...

Gün içinde yapılacakları ve çözülecekleri zaten kolaylıkla hallediyoruz. Hastalar, özelikle danışmak isteyenler, özellikle dertleşmek isteyenler, telefonlar, mailler, banka hesapları, depoya siparişler, yine telefonlar, yine mailler, ulaşan haberler, yeni duyurular, değişen kurallar... Kedinin maması bitmişti...

Allahtan sistem çalıştı!

Biliyor musunuz, bunların hiçbiri yoramıyor. İnsanların dürüst olmayışları kadar hiç birşey insanı durduramıyor.

Büyük tartışmalara yol açan İstanbul Eczacı Odası’ nın 14 Mayıs panelinde yayın kurulumuz da vardı. Hepimiz izledik, kayda aldık ve not tuttuk.

Oda Başkanımız Sayın Semih Güngör, anlattıkları "anlaşılır" bir konuşmacı..

Bütün konuşması boyunca:

“Türkiye’de nelerin olacağı belli, bu sorunları daha iki yıl öncesinden gördük. Kesin olarak, ... bunlar olacak, bunlar gelecek, bunları yaşayacağız, bunları göreceğiz. ... bunların olduğunu göreceksiniz....” dedi, dedi ve bunların hepsini AKP’nin yaptığını ve yapacağına da kesin inancını dile getirdi. Eczacılar mahvolacaktı ve bunun da sorumlusu AKP’ ydi... Bunları söyledi.

Üç yıl sonra “ bakın biz bunları daha o günden görüp söylemiştik” demek istercesine...

Aynen panelde söylediği gibi... İki yıl önce ve ondan bir iki yıl daha öncesinde de göz göre göre ve kulakları duya duya sadece izleyebildiklerini ve olanlara hiçbir şey yapamadıklarını doğruladıkları gibi... Gelecek içinde birşey yapamayacaklarını itiraf etti...

Hele panelden sonrası...

Panel konuşmasında aslanlar gibi olacakları anlatırken ve SGK nın hükümdarlığı ve zulümdarlığından dem vururken... Ertesi gün Genel Müdür’ün araması ile yaptığı geri adım açıklaması... Ortada o kadar kayıt ve tanık varken, hem de bu denli teknolojik bir çağda... Hiç akıl karı değildi !

Oysa Sayın Güngör kendiliğinden, henüz soru- cevap kısmına geçilmemişken, konuşmasının içinde, raporlu ilaçların SGK tarafından hastalara bir dağıtım kanalı ve kargo yoluyla gönderilmesi çalışmalarının yoğun bir biçimde sürdürüldüğünü söylemişti.

Ama sonra...

Oyunda mızıkan çocuklar gibi "benle bir ilgisi yok!" dedi...Maalesef böyle dedi...

Ben demedim, sadece salon sordu, Nezih Bayındır  dedi..." dedi. 

SGK tepki gösterince; "Ben hemen söylerim böyle birşey olmadığını..” tavrı, eczacı açısından somut hiçbir şey ifade etmese de, o anlaşılır konuşmanın hiçbir anlamını bırakmadı.

Tam da, eczacı- meslek örgütleri güven ilişkisinin çok  sorgulandığı bu günlerde...

Keşke, çok öfkelenmiş olan SGK’ ya karşı şunu diyebilseydi:

“Evet ben söyledim, doğru değilse böyle bir çalışma olmadığını  resmi olarak açıklayın, ben de özür dileyeyim...".

İstanbul Eczacı Odası Başkanı’ na yakışacak olanı yapmış olurdu.

Böylece bir 14 Mayıs daha geçti...

Elde var sıfır.

Elde var hüzün.

 

Daha iyi bir hafta diliyorum.

 

 

NOT:

- Kimi çevreler ve medya organları bizim haberlerimizi ( hatta başlığını birebir kullanarak) haber yapmış ve haberin içeriği ile ilgili bilgilendirme ihtiyacı duymuştur. Bizi dikkatle takip etmeleri, ders çıkarmaları  ve ilaç-eczacılık alanında kamuoyu yaratmak bizim amaçladığımızdır. Ne var ki; bu çevre ve medyanın bizim adımızı anmadan bizden alıntı yapmaları telif haklarımız konusunda bizi ayrıca düşünmeye sevketmektedir.

 http://www.istanbuleczaciodasi.org.tr/?page=basindan&basindan_ID=6748

 

 

 

İLETİŞİM

o.demir@eczacininsesi.com

Tel: 0216 5534444

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat