Yazının sonunda söylediğimi bir de yazının başına yazmak istedim:

TEB Yönetimi’ ne tarihi bir sorumluluk düşüyor!

***

Çok bilinen bir market zinciri bir görsel yayınladı ve kafamıza odun vurulmuş gibi oldu…(1) (İlgili haber linki yazının altında)

Aslında benzerleri daha önce de yayınlandı ve bu ürünlerin kimi marketlerden cılız da olsa satıldığına tanık olmuştuk…

Ama ünlü bir marketten, “ünlülerin hepsi burada” olayına çarpıcı bir biçimde ilk kez tanık olduk galiba.

Google da bir arama yaptım bu ünlü market zinciri hakkında ki bilgi şöyle:

“13.000'in üzerinde marketiyle Türkiye'nin 81 ilinde faaliyet gösteren A101 Türkiye'nin en büyük zinciri olmasının yanı sıra 70.000'den fazla çalışanı, 1.200'ün üzerinde tedarikçisi ile perakende sektörünün öncü şirketleri arasında yer almaktadır.”

Gerçek bir alışveriş devi yani.

Yayınlanan görsel de çok çarpıcı.

Tanıdık bildik ünlü ürünler, indirimli fiyatlarıyla bir arada!

Pastiller, vitaminler, kremler…

Bu ünlü ürünlerin her biri mevzuat açısından “ilaç olmayan” sınıfta.

Genel olarak Takviye Edici Gıda deniliyor ve Tarım Ve Orman Bakanlığı izinli, Sağlık Bakanlığı ile ilgileri yok.

Ancak gerçekte sağlık ürünü mü?

Evet, tedavi edici olmaktan daha çok koruyucu sağlık ürünü, sağlıklı olmak için kullanılıyorlar.

Bu ürünlerin o marketten satışı yasal mı?

Evet, şu andaki mevzuata göre, eczanede, eczane dışında, internette satışı yasal.

Detaylara girmeyeceğim, toplum sağlığı açısından bu ürünlerin, internetten marketten satışını doğru bulmuyor, eczanelerden satışını savunuyoruz.

Yalnız biz doğru bulmuyoruz diye kimsenin de “Aaaa hadi bu ürünleri yalnızca eczanelerden sattıralım…” diyeceği yok, bunu da görelim.

“Satış, daha fazla satış daha da fazla satış…” düzeninde yaşıyoruz.

Buraya bir not düşelim, Takviye Edici Gıdaların Sağlık Bakanlığı’ ndan ruhsatlandırılması dosyası kapandı, bunu ilgili herkes biliyor.

Olmayacak duanın kimseye yararı yok.

Yakın geçmişte Bakanlıklarda böyle bir çalışma yapıldı ama bitti, o ekip dağıldı.

Karar verildi: Düzen böyle devam edecek.

***

Peki, biz ne yapmalıyız?

Geç bile kaldık…

Meslek haklarımızı korumak için gerçek, sonuç alabilecek etkinlikler yapmalıyız.

Öyle 6 ayda bir koy ortaya bir açıklama…

Yararı yok, anlayalım.

Neler yapılabilir veya ne yapmalı?

Türk Eczacıları Birliği öncülüğünde tek merkezden kitle iletişim araçlarıyla yaygın ve etkin bir halka yönelik “ECZANEDEN AL” kampanyası yürütülmeli…

Zamana yayarak ve sürekli olarak.

Son derece profesyonel örnek olabilecek bir çalışmadan söz ediyorum.

Bu bizim mesleki hakkımız ve bu gücümüz var.

TEB’ in parası yetmiyorsa ek ve bağımsız özel bir bütçe yaratılabilir diye düşünüyorum.

TEB, Eczacı Odaları, Eczacı Dernekleri, Eczacı Oluşumları, ülkemizdeki 30 bini aşkın eczane…

Depremin yaralarını sarmak için ülke çapında örgütlenebilen, gerekli kaynağı 3 günde yaratan eczacılar kendi mesleki depremlerinde örgütlenemeyecekler mi?

***

Diğer yandan…

TEB Yönetimi, kurulacak ve kesintisiz çalışacak özel bir birim marifetiyle, ilaç dağıtım kanallarını da işin içine katarak, birlikte davranarak ilgili firmalarla görüşmeler yapıp bu ürünlerin (en azından önde gelen pazar payı yüksek olanlar) öncelikli olarak eczanelerden satışı için uygun, eczane dışı alanlarla rekabet edilebilir ticari koşulları sağlamak için çaba harcamalı.

Bu acil bir durum!

Hem de çok acil!

TEB Yönetimi’ ne tarihi bir sorumluluk düşüyor.

Çünkü yarın çok hem de çok geç olacak.

Akılcı ve gerçekçi davranmalıyız…

Yetmez, bir arada durabilmeyi birlikte hareket etmeyi becerebilmeliyiz.

Buradaki kilit nokta liderliğin doğru, akılcı, gerçekçi olmasıdır.

Yoksa hepimiz oturduğumuz yerden söylenir dururuz…

Atı alan da Üsküdar’ ı geçer gider…

Ardından bakakalırız.

 

İLGİLİ HABER LİNKİ

(1) https://www.eczacininsesi.com/haber/eczane-disi-satisa-tepki.html

İLETİŞİM İÇİN:

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

https://www.instagram.com/hakangencosmanoglu



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat