Santa Farma CEO ve Yönetim Kurulu Başkanı Erol Kiresepi ile Santa Farma İlaç hakkında konuştuk. Bu verimli söyleşi için Erol Kiresepi'ye teşekkür ederiz.

 

Şirketinizi kısaca tanıtıp, faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Sanra Farma, 1944 yılında Farma Laboratuvarı olarak haşere ilacı, öksürük tabletleri ve şurubu gibi basit ama kullanım sahası geniş ilaçlarla sektöre adım attı. 1946 yılında Santa Laboratuvarı ile birleşme sonucu bugünkü Santa Farma‘nın temelleri de bir anlamda atılmış oldu. 1953 yılında Edirnekapı’da üretim tesisi kurma kararı alındı. 1954 yılında Santa Farma İlaç Fabrikası Kollektif Şirketi, 1973 yılında ise Santa Farma İlaç Sanayi A.Ş kuruldu. Bu süre içinde, 1964 yılında Hollandalı bir hormon üreticisi olan ve sonradan Schering Plough tarafından satın alınan Organon şirketi ile ilk fason üretim anlaşması imzalanmıştır. 1989 yılında biyoteknolojik ürünlerin Türkiye'ye ithal edilmesine başlanmış ve 1997 yılında Pazarlama Bölümü, 2007 yılında ise İK sistemleri ile yönetim sistemleri yeniden yapılandırılarak güncelleştirilmiştir. Santa Farma, kendi jeneriklerini 2000 yılından itibaren üretmeye başlamıştır.

Santa Farma açısından en önemli kilometre taşlarından biri, 2012 yılında temelleri atılan ve halihazırda faal olan, Gebkim O.S.B.’deki üretim tesisidir. 43.000 metrekare kapalı alana sahip tesisin yıllık üretim kapasitesi 150 milyon kutudur. Yaklaşık 150 milyon avronun üzerinde bir yatırımla hizmete giren tesis, Haziran 2015’te Gebkim üretim tesisi T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan üretim izni ve GMP belgesini aldı.

 

Ürün portföyü hakkında bilgi verebilir misiniz?

Santa Farma olarak 10 ayrı terapötik kategoride ve bu kategorilerin altında 45 ayrı pazarda toplam 63 ürünle faaliyet gösteriyoruz. Söz konusu terapötik kategoriler, Dermatoloji, Sindirim Sistemi ve Metabolizma, Gastroenteroloji ve Enfeksiyon, Hematoloji, Kardiyovasküler Sistem, Kas&İskelet Sistemi, Sinir Sistemi (MSS), İmmun Sistem, Solunum Sistemi, Ürogenital Sistemi içeriyor.

Dermatoloji alanında Terbisil(Terbinafin) gibi bir markanın yanında, Anthix (Rupatadin) gibi yeni lansmanı yapılan bir ürün ile ürün portföyümüzü genişletip büyümeye devam ediyoruz. MSS alanında şizofreni tedavisinde kullanılan Gyrex (Ketiapin) gibi markalaşmış bir ürünün yanı sıra, Duloxx (Duloksetin) gibi lansmanı yeni yapılan bir ürünle MSS porföyümüzü genişletiyoruz. Yine Kas&İskelet Sistemi terapötik kategorisinde Dicloflam (Diklofenak) gibi bilinirliği yüksek bir ürünün yanında Elektra Plus Jel (Deksketoprofen+Tiyokolşikosit) gibi yenilikçi bir lansman ürününü portföyümüze ekleyerek büyümeye devam ediyoruz.


 

Kurum stratejileri ve iş planları çerçevesinde eczaneleri nasıl konumladırıyorsunuz?

Türkiye’de her gün yüzbinlerce insan eczaneleri ziyaret ediyor. Eczacılarımız, eczane çalışanlarımız insanlara,ilaç kullanımına yönelik danışmanlık yapıyor ve böylelikle sağlıklı bir toplum için çok önemli bir görevi yerine getiriyorlar. Santa Farma’nın ürettiği senelik 60 milyon kutu civarında ilaç eczanelerimiz aracılığıyla vatandaşlarımıza ulaşıyor. İlaçlarımızın halkımıza ulaşmasını ve ihtiyaçlar doğrultusunda gerektiği şekilde kullanılmasını sağlayan  eczanelerimiz en önemli paydaşlarımızın başında gelir. Bir şirketin en öncelikli amacı da paydaşları için değer yaratmaktır.

Kurulduğumuz 1944 yılından beri, şirketimizi belirlediğimiz pozisyonda konumlandırmak, rekabeti en iyi şekilde yürütmek, halkımızın ihtiyaçlarını karşılayarak, en önemli değerimiz olan sağlığa sağlıklı hizmet etmek için eczanelerimizi iş ortağımız ve şirketimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.

Fabrikadan genel merkezimize, saha çalışanlarımızdan tıbbi satış mümessillerimize kadar Santa Farma ailesinin tüm üyeleri olarak eczanelerimiz için değer yaratmaya her zaman öncelik verdik. Bundan sonraki süreçte de ailemizin bir ferdi olarak gördüğümüz eczanelerimizin yanında yer almaya devam edeceğiz.


Orta vadedeki planlarınız nelerdir?

Santa Farma olarak önceliğimizi, içinde olmadığımız alanlarda pazara ürünler vermek ve ihracat kapasitemizi artırmak olarak özetleyebilirim. Yeni fabrikamızın üretime başlaması ve 2016 yılında açılan yeni Ar-Ge merkezimizle birlikte yüksek kalite ve miktarda üretim yaparak, yenilikçi ürünlerimizi pazara sunacağız. Örneğin bu yıl pazarda olmayan ancak doktorların tercih ettiği iki ürün kombinasyonunu pazara sunduk. Yeni Ar-Ge merkezimizin ve uzmanlarımızın bu konularda başarılı çalışmalar yapacağına inanıyoruz. Yeni fabrikamızla yalnızca Türkiye için değil dış pazarlar için de üretim yapmayı planlıyoruz. Bu konuda tüm fırsatları değelendirmek için çalışmalara başladık.

Son üç yılda pazara yaklaşık 15 yeni ürün verdik ve önceliğimiz pazara verdiğimiz ürünlerin başarılı olması. Bu hedeflere ulaşabilmek için yeni pazarlama stratejileri geliştirmek ve satış ekiplerimizin verimliliğini artırmak öne çıkan konular olacak. Bu alanlarda uygulanan ve halen geliştirilen birçok projemiz olduğunu söylemek isterim. Yaklaşık bin çalışanı olan Santa Farma, tamamen kendi kaynakları ve insan gücüyle gerçekleştirdiği yatırımları başarıyla tamamlamış olup hedeflerine tüm çalışanlarıyla ulaşmak konusunda kararlı ve isteklidir.

 

Yeni üretim tesisi ve Ar-Ge Merkeziniz hakkında bilgi verir misiniz?

80.000 metrekare alanda 44.000 metrekare kapalı alana sahip yeni fabrikamızda kullanılan tüm üretim ve laboratuvar ekipmanları, ilaç sektörünün en bilinen markalarına ait son teknoloji ile donatılmış ekipmanlar olmakla birlikte tüm cGMP ve cGLP gerekliliklerini karşılıyorlar. cGLP’nin tüm gerekliliklerine uygun olan güncel teknolojiye sahip ekipmanlar ile oluşturulan verilerin tamamı saklanmakta ve geri kazanımı güvence altında tutuluyor. Üretim tesisimiz, Haziran 2015’te T.C. Sağlık Bakanlığından üretim izni ve GMP (İyi Üretim Koşulları) onay belgesini, 2016 Kasım ayında da EU-GMP (Avrupa Birliği İyi Üretim Koşullarına Uygunluk) sertifikasını aldı. Santa Farma olarak FDA standartlarını benimsiyor, bu nedenle GMP standartlarını da yukarıya çekmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda 2017 Mart ayında ISO 9000, ISO 9014 ve ISO 9018 belgelerini almak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bununla birlikte dünyada gelişmiş firmalarla paralel olarak Data Integrity (Veri Bütünlüğü) sistemini uygulamalara dahil ettik ve bu alanda birçok uluslararası otoritenin denetiminden başarıyla geçtik.

GEBKİM OSB’deki üretim tesisimiz ile aynı lokasyonda yer alan Ar-Ge merkezimizyaklaşık 3 bin metrekarelik dört kat üzerine kurulu bir alanda faaliyet gösteriyor.Ar-Ge merkezimiz uluslararası kabul görmüş regülasyonları kendine rehber edinerek, modern, teknolojik altyapısı ile sonuç odaklı, yüksek performanslı ve tamamen bilim tabanlı bir kültür inşa etme temellerine dayalı bir anlayış benimsiyor.

Tüm faaliyetlerimizin merkezinde yer alan insan odaklılık, üretim tesisimiz ve Ar-Ge merkezimizde de benimseniyor. Yenilikçi, değer katılmış ürün geliştirmeyi hedefleyerek Türk ve dünya ilaç sektörüne araştırma bakış açısı, kalitesi ve geniş bir vizyon sunma sorumluluğuyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ar-Ge merkezimizde halihazırda 33 kişi çalışıyor. Bu yıl bu sayıyı 40’a çıkarmayı planlıyoruz. Toplam çalışan sayımızı da yıl sonuna kadar 950 kişiye çıkaracağız. Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda, son üç yılda pazara yaklaşık 15 adet farklı farmasötik form ve terapötik alanlarda yeni ürün sunduk. Geliştirme portföyümüzde halihazırda deneyimli akademisyen kadromuzun üzerinde çalıştığı birçok yeni ürün bulunuyor. Ürün geliştirme ve inovasyon faaliyetlerimizin temelinde farklılık ve patentlenebilir ürünler yatıyor. Ar-Ge merkezimize geçtikten sonra 12 farklı patent çalışmasına imza attık. Bu noktada önemli olan inovasyon gücünün sürdürülebilir olmasıdır. Bunun yolu da insan ve sürekli değişim ve gelişimden geçiyor. Toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek, ülke ekonomisine katkıda bulunacak, stratejik değere sahip ürünler geliştirmeyi hedefliyoruz.

 

Eczacılarımıza vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Sağlık zincirindeki en önemli ikili şüphesiz doktor ve eczacıdır. Türkiye’de sağlık alanında başlayan reformaların başarısında ve ilaca erişimin bu kadar yüksek ve kaliteli oranda olmasındaki en önemli etkenin eczacılarımız olduguna inanıyorum. Fiyatlardaki düşüşler, yüksek iskontolar ve benzeri faktörler eczacılarımızı etkilese de, büyük bir özveriyle hem hastalara hizmet veriyor hem de orta ölçekli ticari faaliyetleri başarıyla yönetiyorlar. Eczacılarımız bizim için çok önemli ve onlarla yakın bir iletişim halindeyiz. Yaklaşık 14.000 eczaneyi ziyaret ediyoruz. Tanıtımını yaptığımız ürünlerle ilgili eczacılarımız tarafında bizlere bildirilen hertürlü geri bildirimi dikkate alıyoruz. En önemli paydaşımız olarak gördüğümüz eczacılarımızla sağlıklı ve yapıcı iletişim kurmaya devam edeceğiz.

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat