Sağlık Uygulama Tebliği’nde 07.10.2016 tarih ve 29850 sayılı Resmi Gazete ile çok sayıda değişiklik yapıldı. Değişiklikler 15.10.2016 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi.
Bu değişikliklerden en çok dikkat çeken ve tartışma yaratanlarından birisi; “Sistemlerin çalışmaması nedeniyle e-reçete düzenlenememiştir” ibaresi olan kağıt reçetelerde sağlık kuruluşu başhekim onayı aranması ve bu olmadığı takdirde sözleşmeli eczaneler tarafından bu reçetelerin karşılanamayacak olmasıdır.
İçeriği ve yürürlük tarihi itibariyle kısa bir kargaşa yaratan bu uygulama değişikliği, SUT’un “Elektronik Reçete Uygulaması” başlıklı 4.1.5 maddesinin 5. fıkrasında yapıldı. Fıkrada sadece bir değişiklik var. O da önceden sistem çalışmadığı için e-reçete düzenlenememiştir şerhini içeren kağıt reçetelerde “hekim tarafından” yapılan onayın, 15.10.2016 tarihinden itibaren “başhekim tarafından” yapılmasıdır.
Fark sadece budur ve “sistemlerin çalışmaması nedeniyle e-reçete düzenlenememiştir” ibareli reçeteleri kapsamaktadır. Bunun dışında gerek SGK-TEB İlaç Temin Sözleşmesi’nde, gerekse SUT ya da diğer mevzuatta manuel olarak(kağıt) düzenlenmesi gereken istisnai reçetelerde eski uygulama devam etmektedir. Yani başhekimlik tasdikine gerek yoktur.
SUT değişikliğinde “başhekim tasdiki” aranması, doğal olarak bunun sadece başhekimlik uygulaması olan sağlık kuruluşlarında yapılacağını göstermektedir. Ancak yine de “1. basamak sağlık kuruluşları dahil mi, oralarda başhekim ya da grup başkanı adıyla muadil işlevi olan görevlilerin tasdiki de gerekir mi?” şeklindeki tereddütleri gidermek maksadıyla, SGK 11.10.2016 tarihinde Duyuru yayınlayarak, sistem çalışmadığı şerhiyle elle düzenlenen reçetelerde başhekimlik onayının sadece 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşları için olduğunu tasrih etmiştir.
Şu halde uygulama, sadece 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarında, başka bir deyişle başhekimlik uygulaması olan yerlerde ve “sistemlerin çalışmaması nedeniyle e-reçete düzenlenememiştir” şerhi konularak manuel (kağıt) düzenlenen reçeteler içindir. Bu reçetelerde eczacıların 15.10.2016 tarihinden itibaren mutlaka “başhekimlik onayı” aramaları gerekecektir.
Buna göre, aile sağlığı merkezi ya da toplum sağlığı merkezi gibi 1. basamak sağlık kuruluşları bu uygulamanın dışındadır. Buralarda “Sistemlerin çalışmaması nedeniyle e-reçete düzenlenememiştir” şerhi konulan reçeteler için reçeteyi düzenleyen hekimin tasdiki dışında başkaca bir tasdikin bulunmasına gerek yoktur. Kaldı ki buralarda başhekimlik olmadığı için bu uygulama fiziken de mümkün değildir.
O halde maddeler halinde yeni uygulamayı özetleyelim:
1-Başhekimlik onayı sadece “sistemlerin çalışmaması nedeniyle e-reçete düzenlenememiştir” şeklinde ibare yazılan elle(manuel) düzenlenmiş reçetelerde aranacaktır.
2- Uygulamanın başlangıcı SUT değişikliklerinin yürürlüğe girdiği 15.10.2016 tarihidir. Bu tarihten önceki benzer manuel reçeteler için başhekimlik tasdikine gerek yoktur.
3-Başhekimlik onayı uygulaması, elektronik reçetenin istisnası olan ve halen kağıt reçete şeklindeki manuel düzenlenen diğer istisnai reçete gruplarını içermemektedir. (SUT’un 4.1.5 maddesinin 3. fıkrasında tek tek sayılan Kurum tarafından gerekli düzenlenmeler tamamlanıncaya kadar manuel olarak düzenlenmeye devam edilecek olan reçeteler… Örneğin gezici sağlık hizmeti, majistral ilaç içeren reçeteler, huzur evleri, evde sağlık hizmeti reçeteleri vb gibi)
4- Başhekimlik onayı uygulaması, 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarıyla sınırlıdır. Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri gibi 1. basamak sağlık kuruluşları bu uygulamadan muaftır, yani buralarda sistem bozukluğundan dolayı elle düzenlenen reçetelerde herhangi bir tasdik aranmayacaktır.
Kabul etmek gerekir ki; sistem bozukluğu hallerinde düzenlenen kağıt reçetelerde “başhekimlik onayı” aranması uygulaması yeni bir kırtasiyecilik, sağlık kuruluşları, hasta ve eczaneler için yeni bir güçlük demektir. İşin en doğrusu teknik olarak aksamayan bir medula düzeni kurmak, gerektiğinde alternatif yedek ortamlardan yararlanabilmektir. Pek tabi ki sağlık sunucuları da kendilerinden kaynaklanan sistem aksaklıklarını giderecek önlemleri almalıdır.
Ancak bu uygulamaya hemen tepki göstermek yerine, uzun vadede eczacılar için her zaman yararlı sonuçları olan e-reçete uygulamasının yerleşmesine katkı sağlayacak bir ara form olduğu düşüncesini öncelemek gerekir. Sağlık kuruluşlarında hasta kuyrukları oluşacaktır eleştirisi ise abartılı bir eleştiridir.
Esas olarak bu uygulamanın mutlaka geçici olması ve periyodik olarak başarısının ölçülmesi gerekir. Elektronik reçete yazma alışkanlığının oluşması ve oranın yükselmesiyle bu uygulamadan vazgeçilmelidir. Zaten başarı sağlandığında fiilen kağıt reçete oranı düşeceğinden uygulamanın pratik bir yararı da kalmayacaktır.
Başhekimlik onayı uygulaması, geriye gidişi göstermekle birlikte, maalesef bir ihtiyaca karşılık gelmektedir. Bütün zorlamalara, bildirimlere, taleplere karşın bazı sağlık kuruluşları ve hekimler elektronik reçete düzenlemekten bilerek kaçınmaktadır. Gerek medula, gerekse sağlık kuruluşunun kendi sisteminde hiçbir aksaklık olmamasına ve düzgün çalışmasına karşın “sistemlerin çalışmaması nedeniyle e-reçete düzenlenememiştir” ibareli reçete istatistiği yüksektir.
Buradaki temel sorun ya da eleştirilerden birisi de; sağlık kuruluşları ve hekimlerden doğan aksaklıkların neden eczane üzerinden giderilmeye çalışıldığıdır. Bu konu eleştirilebilir. Ancak her ne şekilde ve nasıl olursa olsun elektronik reçete oranın yükselmesi ve işlevselleşmesine yol açan girişimler, son analizde, sıkıntılarına karşın her zaman eczacı yararına olacaktır. Bir kere elektronik reçete yazılabilecekken elle yazılan reçetelerin medula sistemine tek tek girilmesinden kurtulmak bile eczane için önemli bir kolaylık sağlayacaktır. Öte yandan, elektronik reçete her zaman süreçleri itibariyle yalın, usulsüzlükleri önlemede güçlü, hastayla ilişkilerde eczaneyi rahatlattığı için bu türden tedbirleri katlanabilir kılmaktadır.
https://twitter.com/_FevziCakmak_