6308 sayılı yasa ile 31.05.2012 tarihinde yapılan düzenleme sonucu ikinci eczacılık diye yeni bir çalışma biçimi ortaya çıktı.
Yasa’nın “Serbest eczanelerde, reçete sayısı ve/veya ciro gibi kriterlere göre belirlenen sayıda ikinci eczacı çalıştırılması zorunludur” düzenlemesi, Yönetmelik’le “ Yıllık Katma Değer Vergisi hariç üç milyon Türk Lirası ve üzerinde ciro yapan serbest eczanelerde ikinci eczacı çalıştırılması zorunludur. Belirtilen meblağa eklenen her iki milyon Türk Lirası tutarındaki ciro için bir eczacı daha çalıştırılması gerekir” şeklinde netleştirildi.
Peki ikinci eczacılık ne işe yarayacak?
İyi kötü her şey için kullanılacak gibi duruyor… Bundan sonra eczacılıkla ilgili hangi konuyu konuşursanız konuşun, ikinci eczacılık uygulamasını atlayamayacaksınız. Ancak önemli olan, bu uygulamanın asıl amacından, daha doğrusu son derece isabetsiz olan konulma gerekçesinden uzaklaşma ve bu düzenlemeyi yapanları pişman edecek işlere aracılık etme olasılığıdır...
Başka bir deyişle “ikinci eczacılıkla” murat edilen amaca ulaşılamayacağına, istenilenin gerçekleştirilemeyeceğine, tam tersine bu yeni formel yapının alabildiğine kötüye kullanılacağına ilişkin şimdiden çok açık ipuçları var.
Peki ne amaçlanmıştı, ne için konulmuştu ikinci eczacılık?
Nüfusa göre eczane sınırlaması nedeniyle yeni mezun eczacılar istedikleri yerde eczane açamayacaklardı. İkinci eczacılık uygulaması ile sınırlamaya tabi bu eczacıların, bu yolla gitmek istemeyecekleri taşra ilçeleri yerine merkezde istedikleri yerde çalışmaları sağlanacaktı. Böylece bir yandan (yeni fakültelerle birlikte) biriken yeni mezun eczacıların yükselen sesleri bastırılırken, diğer yandan da hiç değilse iş olanakları varmış görüntüsüyle ve bir kısmı da gerçekten ikinci eczacı olarak çalıştırılarak sistemin içinde eritilecekti. Bunun için de kurulan yapı, yüksek cirolu eczaneler üzerinden hareket etmiş ve ciro/reçete sayısı kriteri esas alınarak bu eczanelere ikinci eczacı çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir.
Amaç buydu…
Bunu nerden mi anlıyoruz, 6308 sayılı yasanın gerekçesinden. Maddenin ikinci eczacılığa ilişkin gerekçesi aynen şöyle: “Diğer yandan, hastalara eczacının verdiği hizmetin kalitesini ve süresini artırmak açısından, ilgili maddede “ikinci eczacılık” tanımlaması yapılmakta ve reçete sayısı ve/veya ciroya göre ikinci eczacı çalıştırma zorunluluğu getirilmektedir. Ülkemiz, eczane sayısının çok fazla ancak eczacı sayısının yetersiz olduğu ülkelerden bir tanesidir. Bu madde ile hem eczane sınırlamasından kaynaklı olası bir istihdam daralmasının önüne geçmek, ancak daha da önemlisi, eczacı başına düşen hasta sayısını azaltarak, hastaların eczacılık hizmetlerinden daha etkili bir biçimde yararlanmasının sağlanması amaçlanmıştır.”
Ancak evdeki teorik hesabın, çarşıdaki pratik eczacılık dünyasına uymayacağı çok açık. Nüfusa dayalı eczane sınırlaması nedeniyle birikecek eczacı sayısını eritmeye dönük olan “İkinci Eczacılık” uygulaması, bu amacı aşacak şekilde olumsuz sonuçlara gebe gözüküyor.
Daha baştan, yasanın ikinci eczacının mutlaka yeni mezun eczacıdan seçileceğini öngörmemesi bu amacı geçersiz kılmaktadır. Dolayısıyla yeni mezun eczacının, ikinci eczacılık uygulaması ile istihdam kolaylığıyla karşılaşacağı sadece kağıt üzerinden bir gerçekliktir.
Kaldı ki ikinci eczacı çalıştırma, bazı kriterleri yerine getiren eczaneler için zorunluluk iken, isteyen her eczacı için de başvurulabilecek iradi bir yoldur. Bu formel oluşum, kolaylıkla yeni ve geliştirilmiş muvazaalı iş ve işlemlere kapı aralamaktadır. Dolayısıyla ikinci eczacılık uygulamasının yaratacağı karmaşa, eczacılara ve örgütlere getireceği yük sanıldığından da fazla olacaktır.
Yasa gerekçesinde, nüfusa göre eczane sınırlaması ile ortaya çıkacak “istihdam daralmasını” önleyeceği belirtilen ikinci eczacı çalıştırma zorunluluğuna tabi eczane ve çalıştıracağı ikinci eczacı sayısı TEB’in T.C. Sağlık Bakanlığına gönderdiği listede belirtilmiştir. TEB’in, (mevzuat sadece Sağlık Bakanlığına bildirimi öngörürken internet sitesinden açık açık) ilan ettiği için eleştirilen listesinde, istihdam daralmasını önleyeceği iddia edilen ikinci eczacı sayısının topu topu 330 kişi olduğu görülmektedir.
Üstelik bunların bir kısmı da eczane sayısının nüfusa göre az olduğu iddia edilen illerdedir. Eczacılık fakültelerinin her yıl arttığı bir süreçte, bunun gerçekten küçük bir rakam olduğu ortadadır. Öte yandan bu 330 kişi ikinci eczacı olarak çalışmaya başladıktan sonra ne olacaktır? 3 milyon ciroyu yakalayan yeni eczacıların olması halinde istihdam artabilecekken, tam tersine zaman içinde azalan cirolardan dolayı listenin daralacağı kuvvetli olasılıktır. Kaldı ki yasa gerekçesinin tersine, ikinci eczacının mutlaka yeni mezun eczacı olması da şart değildir.
Öte yandan “ikinci eczacılık” olarak tanımlanmış yeni çalışma alanıyla ilişkili yeni muvazaa türleriyle karşı karşıya kalınacağı görülmektedir. İkinci eczacı çalıştırmak zorunda olan eczacılar diploma bulup, eczacıyı işe karıştırmamayı yeğleyebilirler. Dolayısıyla muvazaalı eczane açma işlemlerinde olduğu gibi, emekli kamu eczacılarının veya işleri yolunda olmayıp eczanelerini kapatan eczacıların diplomaları kıymete binecektir. Bu durum, eczacılık dünyasında yeni bir danışıklı(muvazaalı) hukuksal ilişki biçimidir ve herkes için güçlük demektir.
Yine “ikinci eczacılık” uygulaması çok tartışılan eczacı-eczacı ortaklığına “de facto” işlerlik kazandırabilir. Diyelim ki gelişmiş bir ilçede eczacısınız ve nüfusa göre eczane sınırlaması nedeniyle yeriniz çok kıymetli ve bırakmak istemiyorsunuz. O zaman büyük şehirde eczane açmak isteyen bir eczacıyla muvazaalı biçimde anlaşırsınız, görünüşte de gizli ortağınız “ikinci eczacı” adıyla yanınızda çalışır.
Uygulamanın yol açacağı karışıklıkla ilgili örnekleri çoğaltabiliriz: Yeni yasada tanımlanan ücreti vermek istemeyen eczacının sadece diplomasını kullanarak daha ucuza ikinci eczacı çalıştırıyor olması, ikinci eczacının gerçek sahibi, adına ruhsat alınarak eczane açılanın ise muvazaalı eczacı olması(nüfusa göre eczane sınırlaması edeniyle eczacının istediği yerde eczane açamaması durumunda), eczacının ikinci eczacı(lar) olması nedeniyle zorunlu olduğu halde eczanede bulunmamasını kolaylaştırması.
Alın size bir de somut örnek; eşi zorunlu tayine tabi olan bir eczacı, eczanesini kapattığı takdirde yeniden eczane açacağı zaman nüfusa göre eczane sınırlamasına tabi olacağını bilmektedir. Eczanesini daha önce bir kere daha nakil ederek kazanılmış hakkını kullanmıştır. Şimdi bu eczacı, ya eşi ve çocukları başka şehirde kendisi başka şehirde yaşayacak ya da başka bir uygulamadan, “ikinci eczacılık” uygulamasından yardım alarak eczanesini kapatmadan işleri idare edecek. Bu eczacı, isteğe bağlı olduğu için eczanesinde ikinci eczacı çalıştırmak yoluyla, biraz maliyete, biraz da eczanesinin başında olması gerekirken bunu yapamama sıkıntısına ve denetim güçlüğüne katlanarak eczanesini açık tutmayı tercih edecektir.
Öte yandan ikinci eczacı çalıştırma zorunluluğu olan eczaneler için de güçlükler vardır. En başta bu bir zorunlu uygulamadır ve öyle ya da böyle ikinci eczacı bulma ve çalıştırma baskısı altındadırlar. Yine TEB’in web sitesinden ilan etmesi örneğinde, iskonto oranları ve sözleşme ücretleri örneklerinde olduğu gibi giderek eczacıları katmanlara ayıran uygulamalara kaynaklık edebilecek bir uygulamanın ana figürleri durumundadırlar. Bu kategorileştirme metodunun ortak çıkar ve dertlerin savunulmasında dayanışmayı azaltacağını, eczanelerin bazılarının ikinci eczacı bulmada yaşayacakları sıkıntıları, diğer yandan da ikinci eczacı çalıştırmanın aslında giderek bağımlı çalışma, işçileşme egzersizine dönüşeceğini ayrıca belirtmek gerekir.
Belli ciroya ulaşan eczacılar için zorunlu olmakla birlikte, isteyen her eczacının iradi olarak ikinci eczacı çalıştırabilecek olması, bu çalışma biçiminin çok çeşitli amaçlar ve perdelemeler için de kullanılabileceğini göstermektedir.
Umarız bu düzenlemeyi yapanlar, çerçeveyi genişletip işi “üçüncü, dördüncü eczacıya” vardırmazlar. Yoksa sınırları belirsiz ve adından başlayarak kifayetsiz “ikinci eczacılık” uygulaması, ileride tek tek eczacıların ve örgütlerinin en çok başını ağrıtan uygulamalardan birisi olacaktır.
Özetle, ikinci eczacılığın, hiyerarşik bir sıralama yaratması dışında her iş için kullanılmaya aday bir yapısı var.
Başlığa dönersek, ikinci eczacılık ne işe yarayacak sorusuna yani…
El cevap; Her işe...