Görünür amacı nüfus başına düşen eczane sayısını sınırlandırmayı hedefleyen uygulama, kanun değişikliğinin yapıldığı tarihten iki yıl sonra resmen ve fiilen uygulamaya başladı. Üstelik süslü, afili bir adla: EYS(Eczacı Yerleştirme Sistemi)

Daha ilk başvuruda sadece 20 eczacı yerleştirilebildi. İkinci ilan ise TİTCK tarafından 2281 boş yer için yapıldı, başvurular alındı… Ne kadar yerleştirilecek, bakacağız!

Ama sanmayın ki uygulama gerçek anlamda başladı. Bu başvuruları yapan eczacılar ya daha önce eczanesini kapatmış ya da nakil için bir kereye mahsus kazanılmış hakkını kullanmış eczacılar. Yani asıl hedef kitle olan yeni mezun eczacılar daha devreye girmedi.

Yeni mezun eczacıların nüfusa göre eczane sınırlaması kapsamına gireceği yıl olan 2018 tarihinden itibaren, bu uygulamayı isteyen ve gerçekleştiren siyasetçi, bürokrat ve örgüt yöneticilerini doğrusu görmek isterim. Davet edildiğim, bir eczacılık fakültesinin kariyer günlerinde, çatır çatır bu uygulamayı eleştiren cevval eczacılık öğrencilerini görünce, 2018 yılından itibaren doğrudan bu sistemin kucağına düşecek olanlarla yaşanacak cümbüşü, curcunayı, hengameyi doğrusu düşünmek bile istemem.

Tazyikin büyüklüğü konusunda şimdiden çok ciddi ipuçları var. Bu baskı sürecinden nasıl ve kimin yararına olduğu belli olmayan ucube bir yapı çıkma olasılığı da kuvvetlidir.

Ancak durum böyleyken, ilginç biçimde bir yandan da yasa değişikliğini berhava eden bir gelişme yaşanmakta; eczaneler patır patır kapanmakta ya da geçici olarak kapatma yönüne gidilmektedir.

Çok basit bir matematik bu…

Yasa değişikliğinden bugüne(yaklaşık 2,5 yıl) patır patır eczane kapatmalarına ya da geçici kapatmalara bakınca, ne zahmet vardı bunca emeğe, bunca yasaya, yönetmeliğe.

Başlangıcı ve ilerleyişi yapay, bilinçli; sonuçları ise tam bir devlet eliyle “doğal” seleksiyon. Ya da öyle olduğu sanılıyor…

Yasanın asıl amacı eczacı sayısını azaltmak ise bu ekonomik koşullar ve eczacılar üzerinden yürüyen ilaç/sağlık politikalarına bakınca bu amacın her gün tahakkuk ettiğini görüyoruz zaten.

Bakın, Adana Eczacı Odası Başkanı Ersun Özkan, sadece bir olaydan; kâr oranları iyileştirilmeden mal fazlalarının kaldırılması olasılığından hareketle binlerce eczacının eczanesini kapatacağını söylüyor.

Eczacılar bir yandan seviniyorlar; tamamdır artık sağım solum, arkam önüm sobe, “kanun var kaanun” öyle her isteyen her istediği yerde, yanımda yöremde, istediği zaman eczane açamayacak…

Bir yandan da ekonomik nedenlerle bulundukları yerde kendileri de tutunamıyorlar ve aynı yerde kalıcı olamayacakları hizasına geliyorlar.

Meşhur meseli bilir misiniz? Şu kurbağanın birden değil, yavaş yavaş haşlanması hikayesini...



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat