Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Eczane Yerleştirme Sistemi (EYS) adı altında nüfusa göre eczane sınırlamasına tabi eczacıların başvurularını değerlendirerek 20 eczacıya eczane açabilme yetkisi verdi. Bundan sonra da “Ek Yerleştirme İlanı” adı altında boş kalan 2281 eczane yeri için 15.09.2014 tarihine kadar başvuru yapılabileceğine dair ilan yayınladı.
Peki eczacılara yer gösterirken, yaşamsal öneme sahip hesaplama nasıl yapıldı?
Doğrusu bunu anılan Kurum dışında bilen olmadığı gibi, EYS sistemini gösteren web sitesinde de bu yönde bir açıklama yok. Hesaplamanın nasıl yapıldığı, hangi verilere dayanıldığı, yasanın veya yönetmeliğin belirlemelerini aşan hususlar olup olmadığı konusu açık değil.
Oysa hesaplama konusunda tereddütler var…
Yeni Yönetmeliğin “Eczane Açılmasına İlişkin Kriterler” başlıklı 8. maddesinin 4. fıkrası “Eczane açılmasına ilişkin kriterler belirlenirken, Kalkınma Bakanlığından alınan verilere göre belirlenen ilçelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılır. Bu sınıflandırmaya göre ilçelere ilçe katsayısı verilir…” şeklindedir.
Anlaşılan T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Kalkınma Bakanlığı’ndan sosyoekonomik gelişmişlik verileri ve sıralamasına göre, kendisi, “eczaneleri sınıflandırmış” ve yine kendisi bu sınıflandırmaya göre ilçelere katsayı vermiş. Ya da bilmediğimiz ara bir formül bulmuş.
Şayet böyleyse ilk itiraz ilçelerin gelişmişlik sıralamasının dayanağıyla ilgili oluyor. Çünkü Kalkınma Bakanlığı(DPT) tarafından yapılmış ilçelerin gelişmişlik sıralaması araştırması en son “İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması” adıyla DPT tarafından 2004 yılında yapılmıştır. Buna göre eczacılar bundan 10 sene önceki güncel olmayan verilere göre ilçelere verilen katsayılar üzerinden sıralanmıştır.
İkinci itiraz ise daha vahim…
Bu araştırmada o dönem(2004 yılı) üç şehrin (İstanbul, Ankara, İzmir) büyükşehire bağlı ilçelerine ait maalesef veri yok. Sadece o dönem büyükşehir ilçeleri dışında kalan ilçelerinin sıralamada yeri var. Araştırma’nın ekindeki “EK-1 İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması” listesinin başında şu ibare bulunmaktadır: “Bu kapsamdaki ilçeler, gelişmiş merkezler olarak kabul edilip, araştırmanın kapsamı dışında bırakılmıştır.”
Bu hukuksal boşluğun nasıl doldurulduğu kamuoyuyla paylaşılmamakla birlikte, muhtemelen Sağlık Bakanlığının bu illere bağlı ilçeleri 1. gelişmişlik grubuna soktuğu varsayımı ortaya çıkıyor ki bu çelişkili bir durumdur. Zira bu ilçeler 1. gruptayken, İskenderun, Marmaris, Çerkezköy, Kuşadası, Bandırma, Bodrum, Sultanbeyli, İnegöl, Ereğli gibi ilçelerin ya da Bursa, Diyarbakır, Samsun, Erzurum, K.Maraş, Trabzon gibi şehirlerden başlayarak nerdeyse pek çok il merkezi(merkez ilçe) 2. gelişmişlik sıralamasında gösterilmektedir. Kaldı ki üç büyük il merkezindeki ilçelerin durumu, belki de pek çok il merkezinden kötü bile olabilir.
Öte yandan değişen büyükşehir yasası ile bütün ilçeler büyükşehir belediyelerine bağlanmış, sınır ve nüfus değişikliği olmuş, kimi beldeler kaldırılarak ilçelere dahil edilmiş, başka bir deyişle artık ilçelerin sosyo-ekonomik yapısı ve gelişmişlik düzeyi değişmiştir. Bunlar hakkındaki verilerin güncel olmaması (2004 araştırmasına dayanması) bir yana, hiç olmaması gibi bir durum ortaya çıkmıştır.
O halde Eczane Yerleştirme Sistemi’nde eczacıların üç büyükşehirde geçen hizmetlerine ilişkin ilçe katsayısı, Yönetmelik’te “Kalkınma Bakanlığı verilerine göre yapılması koşulu bulunurken” tahmini bir yöntemle, TİTCK tarafından yapılmış gibi gözükmektedir. Şayet Kalkınma Bakanlığı’ndan alınmış başka bir veri varsa bunun da kamuoyuyla paylaşılması gerekir.
Üstelik hatırlatmak gerekir ki, ülkemizde genellikle teşvik uygulamaları için kullanılan “sosyoekonomik gelişmişlik araştırmaları” uzmanlık isteyen araştırmalardır.
Puanlama sisteminin eksiklikleri, henüz tam ve herkesi etkileyecek sürece girilmediği için yeterince hissedilir değildir. Buna karşın eczacı sıralamasında en önemli elemanlardan birisi ilçe katsayısıdır. Şimdiden tartışmalara yol açmaktadır. En somutu ise şayet nesnel kriterler yoksa en az 8000-9000 eczacının üç büyük kentte geçen hizmetlerinin, puanlamaya olumlu ya da olumsuz etkisi olarak gözükmektedir.
Yıldızname bakılarak saptanmadığını varsayarsak, hizmet puanının ve oradan yerleştirme puanının en önemli unsurlarından birisi olan “ilçe katsayılarının” nasıl ve hangi veriler kullanılarak belirlendiğini bilmenin, eczacı kamuoyunun hakkı olduğunu söylemek gerekir.
Şeffaf bir kamu yönetiminin gereği yapılarak hizmet puanının dayanakları ve katsayı hesabının nasıl olduğu açıklanır mı, yoksa “ben yerleştirdim oldu” demekle mi yetinilir, bilinmez...
Ancak, bu hesaplama ve yerleştirme sisteminin, umulmadık hukuk dışı uygulamalara ve umulmadık itiraz ve davalara gebe gözüktüğünü belirtmek gerekir.