Nisan ayında Eczacı Reşide Dikici’den bir e-posta aldım. Reşide Hanım çok sayıda eczacının düştüğü durumu açık yüreklilikle özetliyor ve şöyle diyordu: “1984’den beri serbest eczacılık yapıyorum. Artık bıçak kemiğe dayandı; maddi ve manevi olarak tükenmiş durumdayım. Bu işten kurtulmak istiyorum ama nasıl?.. Eczaneyi kapatma veya devretme durumunda beni neler bekliyor, ne yapabilirim? Yol gösterirseniz sevinirim, iyi çalışmalar...”

Gerçekten zor bir soruydu.

Elbette yanıtladım ve seçenekleri yazdım...

Daha sonra Eczacı Reşide Dikici’den bir e-posta daha aldım. Artık eczaneyi kapatmak veya askıya almak konusunda kesin kararını vermiş ve bir ayrıntıyı soruyordu…

Onu da bildiğim kadarıyla yanıtladım.

Haziran ayının sonuna doğru bu kez “Bilgilendirme ve Teşekkür” başlıklı bir e-posta yolladı.

Eczacı Reşide Dikici yolladığı e-posta ile gelinen trajik noktayı, “Bu içimizden birinin hikayesi sadece” diyerek son derece güzel özetliyor ve kısaca şöyle diyordu:

“Bir süre önce sizden yardım istemiştim, eczanenin durumuyla ve önümdeki seçeneklerle ilgili olarak yol göstermiştiniz, tavsiyelerde bulunmuştunuz. Bilgileriniz ve gelişmeler doğrultusunda da kesin kararımı verip, 01.07.2014 tarihinden başlamak üzere iki yıllık askıya alma hakkımı kullanıp, eczanemi şimdilik kapattım. 1984 Temmuz ayında başlayan serbest eczacılık hayatım da otuz yıl sonra bitmiş oldu. Ha diyeceksiniz ki, isteyerek güle oynaya bir karar mıydı? Hayır, kesinlikle hükümetin uyguladığı baskı, zulüm, yıldırma politikasına bütün gücümle direnmeme, kafa tutmama rağmen (üç aylık ekran kapatma, maddi cezalar, aleyhime sonuçlanan mahkeme kararları) maddi ve manevi olarak beni çok yordu, tüketti. 1984-2014 yılları arasındaki onca mücadeleden sonra sağlığım en başta olmak üzere her şeyimi kaybettim. Şu an kirada oturuyorum, elimde kalan şey sadece eczanenin bulunduğu dükkan ve araba. Bir de çocuklarımın maddi ve manevi desteğiyle sonlandırmaya çalıştığım borçlarım... Bu içimizden birinin hikayesi sadece. Size ilginiz, yardımınız nedeniyle tüm içtenliğimle çok teşekkür ediyorum. Eczacının Sesi’nden gelişmeleri takip ediyorum. Dilerim mesleğimizle ilgili olumlu gelişmeleri de göreceğimiz günler gelecektir. Aydınlık yarınlar dileğiyle... Ecz. Reşide Dikici”

Eczacı Reşide Dikici samimi, açık ve üzgün; 30 yıl çalıştıktan sonra elinde kalan tek şeyin “sonlandırmaya çalıştığı borçları…” olduğunu söylüyor.

Anlatılanlar tanıdık değil mi?

Eczacı Reşide Hanım; anlattıklarını yazımda kullanabilir miyim diye attığım e postaya şöyle yanıt verdi, “Bu arada artık hayatımda toprak, bitkiler, su, ilaç olarak da tarım ilaçları var. Huzurlu ve mutluyum.

Artık içimizden birinin hikayesi değil bu, hepimizin hikayesi olmaya aday…



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat