SÖZÜM SİZEDİR; SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL
Ecz. Mukaddes Harmancı
Eczaneme geldim. Üst birliğimizden bir davet var. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle program düzenlenmiş. Aşina olduğumuz üzere yazılı ve görsel basında boy boy demeçler göreceğiz; kadının önemini anlatan ve hak ettiği yerde olmadığını belirten.
Seçme seçilme hakkının İsviçre’den bile çok önce verildiğini ama seçilmiş kadınlarımızın oranının çok çok düşük olduğunu dinleyeceğiz bir kez daha. Karar verici mevkilerde kadınların yer alamadığını, cam tavan engeline çarptıklarını, eğer kız çocukları ortaöğretimde elenmeden üniversiteye ulaşabilirse başarılarının yüksek olduğunu öğreneceğiz.
Ailelerin kız çocuklarının meslekleri için öğretmenlik, hemşirelik gibi şefkat gerektiren meslekleri tercih ettiğini duyacağız yine. Özellikle hekimlik, diş hekimliği ve eczacılık gibi dallarda akademisyen kadın sayımızın Avrupa ülkelerinden fazla olduğu söylenecek.
Kadınların iş, ev, çocuk, eş, aile sorumluluklarından ve hepsini iyi yapabilmeye çalışmalarından yorgun düştüklerini biliyoruz. Tüm bunlara rağmen mesleki kariyer yoluna çıkmakta kararlı olan kadınların işleri hep olduğu gibi hiç kolay olmayacak, cam tavanları hep yaşayacaklar.
Kadınlara hep çok güvenirim. Aklıselimlerine, vicdanlarına, çalışkanlıklarına, görev anlayışlarına, dik duruşlarına hayranlıkla saygı duyarım.
Tüm bunları söyledikten sonra kendi meslek örgütümde kadın oranının %53 olduğu bilinirken, eczacı odası başkanı kadın sayımız bir elin parmaklarını geçmiyor. Üstelik örnek olması gereken üst birliğimizde tek bir kadın yöneticinin olmamasını 1994 yılından bu yana meslek örgütünün her kademesinde onurla görev almış bir kadın eczacı olarak içime hiç mi hiç sindiremiyorum.
Şimdi sormak isterim liste yapıcı akil meslektaşlarıma...
Kadın eczacılara yer mi bulamadınız, liyakatları mı yetmedi görev almaya? Yok sayma gerekçeniz nedir? Ziyaretlerde ve kabullerde eczacılarımızın yarısından fazlası kadın derken mahcubiyet hissediyor olduğunuzu düşünerek üzülüyorum sizler adına...
Sözüm sizedir kadın meslektaşlarım.
Talepkar olun, lütuf beklemeyin, ürkmeyin sorumluluk almaktan. Taşın altına elinizi koyun, çoşkuyla hak ve sorumluluklarınızın gereğini yapın.
Duygularımı Fuzuli’nin beyiti tam anlatıyor, onunla bitirmek isterim.
“Sussam gönül razı değil,
Söylesem tesiri yok.”