DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM,
Sadece ben mi kâbus görüyorum?
Niçin bazı kişiler gibi tozpembe rüyalar göremiyorum, neden bazılarının tuzu kuru da, benim gözlerim yaşlı?
Her gün dinlediğim onlarca meslektaşımın feryadı neden sadece benim uykularımı kaçırıyor?
...
Farkında mısınız, sanki ülkemizde iki tane eczacılık mesleği var.
Sanki iki yüzlü;
Bir yüzünde, sermayesi devamlı eriyen, çaresiz ve eczanesini nasıl kurtaracağını bilemeyen, örnekleme, karekod vb. uygulamalar yüzünden yıpranmış, yarınını göremeyen, market eczacılığının Demokles’in kılıcı gibi üzerinde sallandığını hisseden ve ne zaman üstüne düşecek diye bekleyen eczacılar var.
Diğer yüzünde ise; üstüne ölü toprağı serilmiş gibi duyarsız, umarsız, çevreci nutuklar atan veya siyaset yapmaya çalışarak, muhalefetin ya da iktidarın gözüne girip, bulunduğu mevkiyi siyasi emellerine basamak yapma peşinde koşanlar…
Bu yazımı okuyan sizlerin hangi gruptan olduğunu çok iyi biliyorum. Ama diğer grupta olanların okumasında da bir sakınca görmüyorum. Belki onlar da eczanelerinin olduğunu, ekmek paralarını oradan kazandıklarını, her şeylerini mesleklerine borçlu olduklarını, bugünlerin yarınları olduğunu, genç meslektaşların onlar için ileride neler neler söyleyeceklerini (!) akıllarına getirirler de, belki bu bahane ile kendilerine çeki düzen verirler.
Değerli Arkadaşlarım,
Hangi eczacılık fakültesinden mezun olduğumuz, hangi hocaların bizi yetiştirmiş olduğu, kaç senelik eczacı olduğumuz, genç veya yaşlı olmamız, eczanelerimizin hangi ilde veya nerede bulunduğu hiç önemli değil.
Bildiğim ve emin olduğum tek şey;
Çok yorgunuz, kırgınız ve üzgünüz.
...
Hepimiz farklı çevrelerde yetişmiş, farklı kültürlerden geliyor olabiliriz, farklı siyasi fikirlerimiz de olabilir ama hepimiz hayatımızı “eczanelerimizden kazanıyoruz.”
Bu yüzden bugün gözlerimizden akan veya gizli gizli içimize döktüğümüz GÖZYAŞLARIMIZIN RENGİ AYNIDIR.
Mesleğin en zor günlerini geçiriyoruz ve bunun farkında olanlar bu zaafiyeti çok iyi kullanıyorlar.
İTS ,karekod,örnekleme,muayene ücreti,her hafta düşen ilaç fiyatları,durmadan borsa gibi değişen KKİ ler vs. vs...
Böyle bir zamanda yapılan toplantıdan bir umut ışığı bekliyoruz ama toplantı sonunda yapılan hayreti şayan basın açıklaması(!) ile soğuk duş etkisi yaşıyoruz.
Siyasi irade ‘1 Temmuzda karekodsuz ilaç satamazsın’ diyor..
Firmalar geçici karekod için kırk dereden su getiriyor..
Mesleğin temsilcileri kaz dağlarından bahsediyor (!)
...
İnanın şu an iki yüzlü bir meslek var.
Bir boyut geleceğinden emin (!)
Neye ve kime güveniyorlarsa?
Tuzları kuru.. koltuklardan kalkmayacaklar sanıyorlar ?
...
Anadolu’da bir tabir vardır. “yırtılan deli bekirin yakası “ derler.
Değil yakamız önlüğümüz paramparça ediliyor, mesleğin diğer yüzündekiler inim inim inliyor,
Ses yok.
...
Yapılmak istenen düzenlemeleri eczacı kamuoyuna duyurup farklı alternatifler sunmaya çalıştığımızda bu çabaları görmezden gelip, adeta Hazerfan Ahmet Çelebi’yi padişahın hazinesini uçarak alacağı iftirasıyla sürgüne gönderenlerinkine eş ithamlarla bu çabaları engellemeye çalışanlar, son dakikada “istemezük” nidaları ile yapılacakları önleyebileceklerini sanarak kulakları üstüne yatmayı alışkanlık haline getirdiler.
Sonuç;
Bir sene önce kabul edemediğimiz, itiraz ettiğimiz durumları bir sonraki sene NEREDEYSE GÜLE OYNAYA kabul etmek zorunda kalmak ne kadar acı değil mi?
Bu sonucun sorumlusu kim?
...
Bu mesleğin temsilcileri!
Neredesiniz?
Sizin eczaneleriniz yok mu ?
Bu sıkıntılar sizlerin eczanelerinize uğramaz mı?
...
Bu eczacılar siz ne dediyseniz yaptılar. “Mitinge gel” dediniz, geldiler. “Eczane kapat” dediniz, kapattılar. Kurum anketine “hayır de” dediniz, dediler. “Sözleşme alma” dediniz, almadılar. Sizlerin arkasında SGK önüne gidip anahtar attılar, sonra koştura koştura “Sözleşmeleri getir” dediniz getirdiler..
Ama siz ne yaptınız?
...
Değerli meslektaşlarım,
Evet iki yüzlü bir meslek var,
Biri içeride evet dediğine dışarıda hayır diyerek prim yapmaya çalışanlarınki,
diğeri ise eczanelerinde banko arkasında inim inim inleyenlerinki.
Bu mesleğin tek bir yüzü olması için artık meslektaşlarımız da doğru tercihler yapmaya, bankoların arkasından bile olsa mesleki çalışmalara daha fazla aktif olarak katılmaya ve destek vermeye dünden daha fazla mecburdur. Çünkü;
YARIN DEĞİL BUGÜN BİLE ÇOK GEÇ OLMUŞTUR.
Saygılarımla...
Ecz. Nurten SAYDAN