Ecz. Hüsnü Kaya

Anadolu topraklarında, çok önemli bilim adamları, sanatçılar, mutasavvıflar yetişmiş olmasına rağmen, çoğunluğu oluşturan halk hep cahil bırakılmıştır. Oysa iyiliklerin özü, doğru olanı bilmekten, kötülüklerin özü de bilmemekten geçer.

Bu sabah altıbuçukta Eskişehir otogarından çıkıp üç adım ilerideki tramvay ile merkeze geldim. Yaklaşık bir saat avarelik ettikten sonra yerleşebileceğim bir yer buldum.

***

Lafın başında; "Oysa iyiliklerin özü, doğru olanı bilmekten, kötülüklerin özü de bilmemekten geçer" demiştim ya... Bilmeyi teşvik etmenin de sanat olduğunu, sabah avareliğimde gözlerimle gördüm. Kapandı ama izleri hâlâ gözümüze, gözümüze giriyor O irfan yuvalarının.

Meclis başkanlığı da yapmış olan aşiret reisi Kinyas Kartal, Köy Enstitüleri’nden yetişenlerin ileride ağalığı elinden alabileceklerini kavrayınca, diğer aşiret reisleriyle birlikte Menderes’in karşısına dikilip Köy Enstitüleri’ni kapatmazsan sana oy vermeyiz tehdidi ile meselelerini çözmüşlerdi. Seneler sonra bir gazeteye verdiği demeçte, övünerek "Köy Enstitüleri’ni ben kapattırdım" da demiştir.

Anadolu’da binlerce yıl cahil bırakılmış olanlar bu yuvalarda, ilim - irfan edineceklerdi. Olmadı.

Olsaydı; her birinde öğrenci sayısı kadar mandolin olan, tiyatro yapılan, şiir okunan, spor yapılan bu okullardan mezun olanlar bu toprakların belki de geleceğini değiştirebileceklerdi.

Aşağıdaki haber şöyle başlayacaktı mutlaka:

“Eskişehir’de 1939 yılında Çifteler Köy Enstitüsü olarak kurulan, bugünkü Çifteler Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne bağlı uygulama ortaokulundaki üç öğrenci.....”

Kısmet değilmiş.

(Yorgancı, kızışan arzularını, çırak olarak aldığı oğlanla giderdikten sonra işine devam ederken, uzun süredir kenarda ağlayan çocuğu teselli etmeye girişmiş: "Ağlama artık be evladım. İkimiz için de hayırlısı buymuş demek ki")

***

Gelelim “aşağıdaki haber” dediğim yere… 25.06.2015 tarihinde Odatv’te yayınlanmıştı:

İngiltere’de üç ortaokul öğrencisinin, cinsel yolla bulaşan hastalık tespit edince renk değiştiren prezervatif projesi prezervatif şirketlerinin dikkatini çekti. 14 yaşındaki Danyal Ali ve Şirak Şah ile 13 yaşındaki Muaz Navaz’ın "S.T.Eye" adını verdikleri bu projeyle hafta başında okullarında ödül kazandı.

BBC Türkçe’nin haberine göre, hâlâ konsept aşamasında olan fikir prezervatifin, cinsel yolla bulaşan hastalıklarda görülen antijen ya da bakterilerdeki proteinlerle reaksiyona girecek antikorlarla kaplanmasını temel alıyor.

Danyal Ali, "Cinsel yolla hastalık taşıyan kişinin vücut sıvısı lateksle temas edince, birbirine tutunan antijen ve antikorlar vasıtasıyla reaksiyon başlatacak. Bu da renk değişimiyle sonuçlanan bir antikor reaksiyonu oluşturacak" dedi.

HER HASTALIK İÇİN FARKLI RENK

Ali, renk değiştirme yöntemini kullanan HIV testinden (Elisa) ilham aldıklarını söyledi.

Projeye göre, prezervatifler her hastalık için farklı renklere bürünecek. Örneğin klamidya tespit eden prezervatif yeşil, kondiloma akuminata (genital siğil) bulan prezervatif mora bürünecek. Prezervatif frengide mavi, genital herpes’te sarı olacak.

Bir prezervatif şirketi, öğrencilerle temasa geçerek projeleri konusunda kendileriyle çalışmak istediğini bildirdi.

GÜNDE BİR MİLYON KİŞİ HASTALIK KAPIYOR

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünyada her gün bir milyon kişi cinsel yolla geçen hastalıklara yakalanıyor.

Dünya genelinde halen yaklaşık 530 milyon kişi cinsel yolla bulaşan hastalık taşıyor.

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğu hiçbir belirti göstermiyor. Bu hastalıklardan bazıları HIV riskini en az 3 kat artırıyor.

’BU MÜMKÜN’

Royal Liverpool Hastanesi’nden Dr.Mark Lawton, projenin yaşama geçirilmesinin mümkün olduğunu belirterek, "Renk değiştirme yöntemi Elisa testinde kullanılıyor. Prezervatif için ilave kimyasallara ihtiyaç var. Ancak bunun için kimyasalların zararlı ya da toksik olmayacağından emin olmalıyız" dedi.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat