Ecz. Murat AKER

Sağlıklı yaşamanın hayatımızın en önemli unsuru olduğu bilincini daha iyi anladığımız günlerdeyiz. Koruyucu sağlık hizmetinin bir numaralı sunucusu olan biz eczacılar,  bu görevimizin farkında olarak pandemi sonrası gelişecek yeni Dünya düzenine hazırlanmalıyız.

Toplum olarak temel ihtiyaç giderlerimiz arasında, sağlıklı kalabilmek için artık bir bütçe oluşturmak gerektiğinin farkına vardık. Daha önceden sadece ekonomik alım gücü yüksek olan bir kesimin ilgilendiği vitaminler, gıda takviyeleri, medikal ürünler vb. her kesimin ilgi odağının ilk sıralarında yer almaya başladı.

İçeriğinin ve güvenilirliğinin ne olduğu belirsiz birçok ürün hızlı bir şekilde gelişen bu pazara sürüldü. Başta internet ve süpermarket satıcıları olmak üzere bu ürünlerin tüketimi reklamların da etkisiyle toplum sağlığını tehdit edecek boyutlara gelmekte.

Gelişen bu alanda halkımızın sağlığı için doğru ürünlerin satışının yapılacağı eczaneler ve bu ürünlerin doğru bilgilendirilmesinin başrolünde olacak biz eczacılar, üzerimize düşen bu önemli misyonu taşımalıyız.

Bu konuda en büyük görev meslek örgütlerimiz olan eczacı odalarına, TEB’e, eczacı kooperatiflerine ve mesleki derneklerimize düşüyor.

Meslek itibarımızın ve güvenilirliğimizin korunmasından başlamak üzere, profesyonel şirketlerden danışmanlık alınarak, yazılı ve görsel basın kullanarak gerektiğinde kamuya yararlı reklamlar verilmelidir.

‘’Eczacı’’, ‘’E logosu’’, ‘’Sadece Eczanelerde’’ gibi mesleğimizin adının geçtiği kavram ve ifadeler meslek örgütlerimizin kullanımında veya denetiminde olmalıdır.

‘’On eczacıdan dokuzunun tercihi ‘’ gibi reklamlar yayından kaldırılmalı bu ve benzeri ifadeler için hukuki davalar açılmalıdır.

Sadece eczanelerde satılacak ürünler ‘’Novagenix’’ bünyesinde oluşturulacak bir araştırma laboratuvarında analizleri yapılıp ilgili firmalarla TEB bünyesinde oluşturulacak bir komisyon arasında yapılacak olan bir sözleşme ile belirlenmelidir.

Eczacı kooperatiflerimiz, eczacı markaları ve ürünlerinin geliştirilmesi yönünde daha vizyoner olmalıdır.

Geçmişte EDAK’ın uygulamış olduğu ‘’EDAK RAFI’’ projeleri tekrar incelenip, ilaç dışı ürünlerin eczanelerde satışının arttırılması yönündeki bu ve benzeri projeler geliştirilmelidir.

Meslek örgütlerimiz ve derneklerimiz; meslek içi eğitim programlarında öncelikli olarak bu konularda eczacı ve eczacı teknisyenlerini güncel bilgilerle donatmalıdırlar.

Toplum eczacıları olarak bizlerde eczanelerimizi fiziksel olarak hazırlayıp, ürün çeşitliliğini takip ederek danışanlarımıza yardımcı olmalıyız. Bizler mesleğimizin gelişen bu alanlarına yatırım yapıp ilgilenmezsek zincir marketler bunu yapmaya zaten dünden hazırlar.

Eczacılık fakültelerimizde fitoterapi, kozmetoloji, gıda takviyeleri, vitamin-mineraller,  homeopati, apiterapi, aromaterapi , medikal ürünler derslerinin zorunlu olmasının yanı sıra , hasta-müşteri ilişkileri, kategori yönetimi, merchandising, eczanede satış pazarlama gibi seçmeli ders sayıları artmalıdır.

Son olarak da mesleğin uygulama alanlarının gelişmesi için;

Kozmetik majistrallerin reçetesiz hazırlanmasında eczacı yetkilendirilmelidir,

Bitkisel ürün ve çay karışımlarının hazırlanmasında eczacı yetkilendirilmelidir,

Dijitalleşen dünyada, ilaç dışı ürünlerde eczanelerin internet satış yetkisinin TEB’in belirleyeceği format dahilinde yasallaştırılmalıdır.

Daha güzel bir mesleki gelecek için değişime önce kendi kafalarımızdan ve eczanelerimizden başlayalım.

 

"Ne en güçlü olan hayatta kalır, ne de en zeki olan... Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan. C.DARWIN "

 

 

Ecz. Murat AKER



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat