Ulusal İlaç Firmaları Satıldığında Kim Kaybeder?

Yakın geçmiş olarak tanımladığımız son otuz yılda tamamlanan globalleşmenin ekonomik ve sosyal etkilerinin tüm coğrafyalarda derinden yaşandığını gördük. Globalleşmeden nasibini alan ulusal ilaç sanayimizde de Deva, Eczacıbaşı, Fako, Biofarma, Mustafa Nevzat, İlsan, İbrahim Ethem, Feridun Firik, Münir Şahin, Yeni İlaç, Embil, Mefar gibi orta ve büyük ölçekli birçok yerel ilaç firmamız yabancı sermaye tarafından satın alındı.

Saydığım bu firmalar, ülkemizin kuruluşuyla başlayan girişimciliğin ilaç sektöründeki öncüsü olan çok köklü kurumlarıdır ve çoğunluğu Cumhuriyetimizle yaşıttır. Bu topraklarda kendi kaynaklarımızla yaratılan sermaye, eğitimli insan ve bilimdeki ilerlemenin sonucu yaratıcı ve yenilikçi vatandaşlarımız tarafından tesis edilmiş, küçük laboratuvarlar şeklinde başlayan kuruluş maceraları, modern üretim tesisleri, yaratılan binlerce istihdam, yüksek ihracat kapasitesi ve başarılı Ar&Ge faaliyetleriyle dünya standartlarında üretim yapan kuruluşlar seviyesine ulaşma başarısını göstermişlerdir.

“Ulusal Firmalarımız” söylemimi biraz açmak isterim. Bireye veya aileye ait, kar amaçlı olan ve olmayan tüm kurumlar ve Devlet, belirlenen coğrafyada güçlü ekonomik ve sosyal bağlarla birbirine bağlanmıştır. Tüm katmanların birlikteliği Anayasa başta olmak üzere binlerce kanun ve yönetmeliklerle düzenlenmiştir. Yazılı kuralların dışında bireylerden beklenen iyi ahlaki davranışların ticari firmalardaki karşılığı, etik çalışma ilkeleridir. Etik çalışma ilkelerinin son yıllarda tüm kurumsal firmalarda uygulanıyor olması tıpkı bireysel ahlaki davranışlar gibi yaşadığı çevreye uyum zorunluluğundandır. Bulunduğu topluma üretim yapan, yeni ürünler geliştiren, istihdam yaratan, ihracat geliri olan ticari kuruluşlar bu nedenle yaşadığı topluma aittir; onun bir parçasıdır ve toplumun refahı için büyük önem taşırlar.

Uzun bir giriş yapmamın nedeni, tüm sektörlerde faaliyet gösteren ulusal firmalarımızın ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktı. Yukarıda saydığım ulusal firmalarımızdan bazıları satın almalar sonucu Türkçe isimlerini değiştirerek Menarini, Easth Pharma, Recordati, Sandoz, Zentiva, Gensanta, Exeltis gibi ait olduğu ülkelerdeki isimleri almışlardır. Yatırım fonları tarafından satın alınan veya ortak olunan Biofarma, Sanovel ve Mefar’da isim değişikliği olmamıştır.

Yukarıda bahsedilen satın almaların çoğunluğunu basından okuduk. Kendi aramızda tartışarak artı ve eksilerini tespit ettik. Fakat maalesef ülke ekonomisinin önemli bir parçası olan ilaç sektöründe kısa sürede bu kadar fazla ilaç firmasının satılmasının sonuçlarını ayrıntılı değerlendirmediğimiz gibi, ülke ekonomisine getirdiği katkıları veya bizden eksilttiği kaynakları da detaylı incelemedik.

Gelin en büyük satın almalardan ikisini temel göstergelerle inceleyelim; Mustafa Nevzat İlaç firması 2012 yılında 700 Milyon USD karşılığında Amerikan ilaç firması Amgen tarafından satın alındı. Satın alındığı yıl, Türk ilaç pazarının ciroda 18.firmasıydı ve iç pazarlarda 125 milyon USD ciro, 50 milyon kutu üretim ve 80 milyon USD ihracatın yanında, 1.150 çalışan, modern bir üretim tesisi ve oldukça gelişmiş bir Ar&Ge’ye sahipti. Adı Gensanta olarak değişen firma 10 yıl sonra ise, 38 Milyon USD iç pazar cirosu, 25 milyon kutu iç pazar üretimi, 34 milyon USD ihracat ve 850 çalışanıyla pazarda 53.firma konumuna gerilemiştir.

Vermek istediğim diğer örnek ise geçtiğimiz ay BAE -Birleşik Arap Emirliği devlet yatırım fonu tarafından satın alınan Mefar İlaç firması. Bu firma, steril ampul ve flakon üretiminde ağırlıklı iç pazara ve yaklaşık 30 ülkeye fason üretim yapmakta. Türkiye’nin üretim kapasitesi en yüksek, teknolojisi ile dünya standartlarında ampul üretim tesislerinden birisi. Hastane ürünleri olarak adlandırılan enjeksiyon ürünlerinin pandemi dönemi ve sonrasında kullanımı daha da arttı. Ülkemizde enjeksiyon üretim tesislerinin %100 kapasite ile çalıştığını vurgulayarak, bu satın alma sonrasında Mefar’ın üretimini yurt dışına kaydırmasının olası sonuçlarını sizlerin değerlendirmesine bırakıyorum.

Özellikle stratejik öneme sahip ulusal firmalarımız ev, arsa, araba gibi kolayca satın alınmamalıdır. Bu satın almaları düzenleyen kurallar mutlaka olmalı, ülke ekonomisine katkısı izlenmeli; bu katkı gerçekleşmiyorsa belli yaptırımlar uygulanmalıdır. Özel sermayeli ulusal ticari işletmeler, varoluşunu yaşadığı topluma borçludur ve topluma karşı sorumludur. Kanımca bu işletmelerin sahipleri de kolayca satış kararı vermemeli, bu topraktan kazandıklarını bu topraklara yatırmalıdır.

*Bu satırları tamamladığımda yazımda adı geçen Gensanta (Mustafa Nevzat), 135 milyon USD karşılığı Eczacıbaşı tarafından satın alınmıştır. Uzun yıllardır ilk defa ulusal bir ilaç şirketimiz ülke sınırları içinde bu büyüklükte yabancı bir ilaç firmasını satın almıştır.  Eczacıbaşı’nı tebrik ediyor, ilaç sektöründeki öncü görevine dönmesini bekliyoruz.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat