TEİS Başkanı Ecz. Nurten Saydan' ın Açıklaması:

 

Değerli meslektaşlarım ,

 

Yaşadığımız güzel yurdumuz’ da eczacılar bugün için iki guruba ayrılmış durumdadır.

Büyük eczanelerin  Mutlu eczacıları  sayıları 1900 civarı  ve Türkiye ilaç pazarının % 45 payına onlar sahip

Var güçleri ile ayakta kalmaya çalışan   Mutsuz eczacılar, sayıları 21 bin civarında ve ilaç pazarının % 55 lik payı ile idare etmeye, mesleklerine, eczanelerine sahip çıkmaya çalışıyorlar   .

Neden böyle olduk?

O kadar çok nedeni var ki,

Bu nedenlerin en başında 30 yıldır ülkemizde ECZACILIK mesleğine tek bir yeni tuğla konulmamasıdır. Eczacılık Kanunumuzda eczacının ve eczanenin mesleki ve ticari hiç bir tanımı bulunmamaktadır.

Daha acı olan ise mesleğimizin yasasının, yönetmeliklerle adeta yamalanarak bugünlere gelmiş olması günümüz koşullarından ve ihtiyaçlarımızın çok gerisinde  kalmasıdır.

Biz eczacılar senelerce ülkemizin inişli, çıkışlı, zaman zaman krizlerle dolu ekonomik düzenine uyum sağlamak için türlü zorluklarla karşılaştık.

Bu zorluklar bizleri tüccar olmaya zorlamış, bir kısmımız bu değişimi başarabilmiş ve en büyük payları kapmıştır.

Diğer kesim ise tüccar zihniyeti ile mesleğe bakmayı becerememiş ve bu gün ülkemizdeki eczane sahibi olan eczacılar için, bu çarpık tablo ortaya çıkmıştır.

Senelerdir yamalarla idare ettirilmeye çalışılan kanunumuz havan eczacılığı dediğimiz dönemden kalmadır. Hepimizin bildiği gibi, eczacılar o dönemde nerede ise ilaçların tamamına yakınını eczanelerinde hazırlarlardı. Eczanelerde majistral dediğimiz preparatlar satılırdı ve halen günümüzde majistral tarifede olan bir mesleki hakları vardı.

Eczacıların görevi; Reçetede yazılı ilaçları hazırlamak ve meslek bilgisini kullanarak ilaçları hastalarına sunmak, danışmanlık yapmak ve karşılığında da MESLEKİ HAKKINI almaktı.

Değişen dünya ile ilaç şekilleri de değişti. Eskinin majjistral  ilaçlarının yerini, eczanelerimizin dolaplarını dolduran müstahzar ilaçlarımız aldı.

Bu gelişme sadece bizim ülkemizde olmadı . Bütün dünyada  ilaçlar büyük sermayeli ilaç firmaları tarafından hazırlanarak tıp dünyasının hizmetine sunulmaya başladı ve artık nerede ise majistral ilaca gerek  kalmadı.

 

 

Ülkemizin tersine Gelişmiş ülkelerde, eczacılar ister kendileri yapsın, isterse ellerine hazır gelsin, hepsinin halka sunduklarının hem hizmet hemde  ilaç olduğunu unutmadılar ve Unutturmadılar..

Çünkü ilaçın  eczacı danışmanlığı ile alınabilen ve sağlık için önemli bir ürün olduğunun. Ve sadece eczanelerden, eczacı eliyle verilmesi gerektiğinin bilincini kaybetmediler aksine. Mesleklerine daha fazla önem verdiler.

 

Değerli meslektaşlarım,

 

Bütün gelişmiş ülkelerde eczacının reçete başına veya ilaç başına veya kar oranına ilave edilen bir MESLEKİ HAKKI bulunmaktadır.

Ülkemizin eczacıları ise, sadece laboratuarlarına geçtiklerinde bu hakkı alabilmektedirler.

Bunun anlamı şudur dolaplarımızın önünde, reçete karşılarken, danışmanlık yaparken ECZACI değil basit birer tezgahtarız

Bu bakış açısının sonucunda ise mesleki yönden alınan bir bedel de bulunmamaktadır.

Gelişmiş ülkelerin tersine Ülkemizde eczacılık tüccar zihniyetiyle bugünlere gelmiş, eczacılığın ticaretini yapabilen yüzde onluk dilim, pastadan yüzde 45 pay alırken mesleğini ticaret değilde hizmet olarak görenlerin durumu ise ortadır.

Eğer eczacının reçete başına alınacak bir mesleki hakkı olsaydı bugün 21 bin eczacı bu boyutlarda ekonomik sıkıntı  içinde olmazdı.

İlaç satışından kazandığımızın vergisini öder, meslek hakkımızla da diplomamızın, emeğimizin karşılığını alırdık.

Ama bu nedense senelerdir hiç düşünülmedi?

Bizler eczanelerimizde geceli, gündüzlü hizmetimizi sürdürmeye çalışırken, bu işlerle görevli örgütlerimiz ne yaptılar?

Ülkemizde eczacılık mesleği, camiasının ancak % 10 nunu bile bulmayan cok küçük bir azınlığı memnun eden bir meslek olmasının dışında.

Yukarıdaki sonuçlara bakılırsa hiçbir şey .

 

Peki, bundan sonra ne olacak?

En ufak bir ekonomik kriz veya iskontoda ufacık bir oynama 1900 eczanenin dışındaki eczaneleri yerle bir etmeye yetecek ve bu 1900 eczaneyi daha da zengin edecektir.

Şu anda güçlükle ayakta durmaya çalışan eczaneler teker teker kapanacaktır.

Ticaretin dengesinde her boş alan doldurulur. Kapanmak zorunda kalan eczanelerin yerini amaçları sadece kar etmek olan zincir, market, drugstore lar alacaktır.

Önce bizler kapatacağız, sonra sıra o 1900 eczaneye gelecek, hatırlarsanız benzetme kötü ama büyük bakkallar bize bir şey olmaz sanıyorlardı, şimdi hepsi marketlerin oldu.

Ülkemizde eczacılık, hızla kötü sona doğru gitmektedir.

Bu durum bizler için olduğu kadar vatandaşın sağlığı ve ülke ekonomisi içinde oldukça vahim bir durumdur.

Bu ülke,

Kendi sermayeleri ile eczanelerini açan

23 bin noktadan vatandaşa sağlık hizmeti ve danışmanlığı veren

Vergi kaybı hiç olmayan

Eczane eczacılarını koruma altına almak zorundadır. Bunun ilk basamağı Eczane eczacısına verilecek reçete başına mesleki haktır.

Bizler elbette kamu yararına, kamu sağlığına hizmet etmekteyiz. Ama her hizmetin bir bedeli olmalıdır.

 

Sevgili meslektaşlarım,

Hepimizin cok net bildiği gibi, fatura bedellerimizi zamanında alamamaktayız. Bu durum zaten ilaç fiyatlarındaki kaos, kurum iskontoları ile sermayelerimizden çalınan bedeller yüzünden eczanelerimizi kaçınılmaz olarak iflasa sürüklemektedir.

Stratejik bir ürün olan ve ülkemizde sadece eczanelerimizde satılan ilaç amaçları sadece kar etmek olan kapitalistlerin ağzını sulandırmaktadır.

Dikkatlice baktığımızda, belirli aralıklarla ya zincir eczane yada OTC ilaçları gündeme gelmektedir.

Özellikle de ödemelerin sıkıntıya düşeceği dönemlerde, ödenmeyecek ilaç listeleri ile nabız yoklanmaktadır.

Zayıf bir anımızı yakalamak istiyorlar. Maalesef eczane eczacıları sermaye ve moral olarak en zayıf dönemlerinde bulunmaktadırlar.

Bir meslek, ancak bu kadar zorlanabilir ve zor durumda bırakılmak istenir.

Bizler, hakkımız olan diplomalarımızı ve eczanelerimizi kimselere bırakmak niyetinde değiliz.

 Adına ister OTC, ister reçeteli, reçetesiz ilaçlar desinler; İLAÇ ECZANELERİN DIŞINDA SATILAMAZ.

 

BİZ BU ÜLKENİN ECZACILARI

ÜLKE VATANDAŞLARININ SAĞLIĞI

ÜLKE EKONOMİSİNİN YARARI İÇİN

TÜRKİYEDEKİ ECZANE ECZACILIĞI SİSTEMİNİN DEĞİŞMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ.

MESLEĞİMİZ SADECE BİZLERE AİTTİR.

KİMSEYE MESLEĞİMİZİ VE DİPLOMAMIZI      KULLANDIRMAYACAĞIZ.

 

SAĞLIKLI BİR PAYLAŞIMI MEYDANA GETİRECEK OLAN DOĞRU ORGANİZASYONU KENDİ İÇİMİZDE HAZIRLAMAK VE HAYATA GEÇİRMEK ZORUNDAYIZ.

GELECEĞİMİZİ SADECE BİZLER BELİRLERİZ.

 

LÜTFEN MESLEĞİMİZE VE HAYATIMIZI KAZANDIĞIMIZ ECZANELERİMİZE SAHİP ÇIKALIM.

BU ÜLKEDE 23 BİN SAĞLIKLI, HUZURLU VE GÜÇLÜ ECZANE ECZACISI OLMAK İÇİN ELELE VERELİM.

Sevgi ve saygılarımla…..

 

Ecz.Nurten Saydan



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat