Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, Türkiyenin ilaç piyasasında bir kaosun yaşandığını savunarak, Yerli ilaç sanayinin rekabet gücünün ortadan kalkmasına neden olan nihai kurum indirimi uygulamasının ve jenerik ilacın orijinal ilaca yakın olarak fiyatlandırılmasını sağlayan ilaç fiyat kararının, yeniden gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi gerekmektedir dedi.
Saydan, Türkiyenin içine düştüğü ekonomik sıkıntılarda, son yıllarda sağlık sektörüne düşen yükün neredeyse tamamının sadece eczacılara fatura edildiğini öne sürdü.
İlaç ve eczacılık hizmeti sunumunda yaşanan sıkıntılar ile vatandaşların ilaca ulaşımında yaşadığı sorunların eczacıları yorduğunu ifade eden Saydan, SSKnın serbest eczanelere açılımıyla başlayan değişim sürecinde eczaneler kadar sektörün diğer kesimlerinin de olumsuz etkilendiğini vurguladı.
-ULUSAL İLAÇ POLİTİKASI OLUŞTURULMALI-
Dünyada 2 çok önemli stratejik ürün bulunmaktadır: silah ve ilaç diyen Saydan, diğer ülkelerin bunun çok iyi farkında olduğunu ve kendilerine özgü birer ilaç politikaları bulunduğunu anlattı.
Saydan, ABye uyum adına hem ilaç, hem de eczacılık alanında yapılacak uygulamalarda devletin; ülkeye, vatandaşa ve mesleklere uygun bir politika izlemesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
Neredeyse her gün değişen kurallar ve düzenlemelere baktığımızda ülkemizde bize özgü bir ilaç politikasının olmadığını gözlemlemekteyiz. AB ülkelerini incelediğimizde, her ülkede jenerik ilacın ve yerli üretimin desteklendiğini görmekteyiz. Reçetesini alıp eczaneye gelen hastalar, eczacıya bir istekte bulunmazlarsa eczacı, kendisine en uygun yerli eşdeğer (jenerik) ilacı verir. Bunun sonucu hem fiyatı pahalı olan orijinal ilaç farkı kamu maliyesine artı kazanç olarak geri döner, hem de yerli ilaç sanayi desteklenmiş olur. Hatta bunu teşvik için bir çok ülkede reçeteye yerli ilaç yazan doktorlar da, pahalı olan orijinal ilacın farkından devlet tarafından verilen teşvik primini almaktadır.
Doktor, eczacı ve hasta zincirinin en önemli halkasının hastalar olduğunun altını çizen Saydan, hastalara, eşdeğer ilacın, orijinal ilaçla aynı olduğunun, ülke ekonomisi için yerli ürünün seçilmesinin öneminin çok iyi anlatılması gerektiğine dikkati çekti. Böylece bilinçli bir ulusal ilaç politikası oluşturulabileceğini ifade eden Saydan, güçlenen yerli ilaç sanayiinin de AR-GE çalışmaları yapabileceğini belirtti.
-TÜRKİYENİN İLAÇ PİYASASINDA TAM BİR KAOS YAŞANIYOR-
Ancak bugün Türkiyenin ilaç piyasasında tam bir kaos yaşandığını savunan Saydan, şöyle konuştu:
Ülkemizde fiyatı tek ve sabit olması gereken ilacın maalesef iki fiyatı bulunmaktadır. Bunun nedeni, ilaç firmalarının devlete yaptığı kurum ıskontoları ve ne anlama geldiği bile belli olmayan nihai kurum indirimleridir. Ülkemizde ilacın neredeyse tek alıcısı devlettir, yani ilacın yüzde 90ının parasını devlet ödemektedir. Çok uluslu ilaç şirketleri devletin ödeme sepetine girebilmek için yüzde 4 ve yüzde 11lik kurum ıskontoları yetmediği için, kendilerine özgü nihai kurum indirimini uygulamaya koymuşlardır. Bunun sonucu olarak piyasada yüzde 70lere varan nihai kurum indirimi olan ilaçlar bulunmaktadır. Perakende satış fiyatı 9 YTL olan bir ilacı, provizyon sistemine girdiğimizde devlete 2 YTLden verildiğine şahit ve aracı olmaktayız.
Başlangıçta devlete tasarruf gibi gözüken bu durumun tehlikeli bir bumeranga dönüştüğünü kaydeden Saydan, Yerli ilaç tüketimini arttıracağı, ithal ve orijinal ilacın tüketimini ise azaltacağı öngörülen bu düzenlemenin yerli ilaç sanayiine hiçbir faydası olmamıştır diye konuştu.
-ORİJİNAL İLAÇ KULLANIMI ARTTI
Saydan, 2004 yılında 98 milyon kutu orijinal ilaç satılırken, bu rakamın bu yıl içinde yüzde yüze yakın bir oranda artarak 168 milyon kutuya çıktığını vurguladı. Eşdeğer ilaç uygulamasının ulusal ilaç politikası olmaması nedeniyle istenen sonucu vermediğini ifade eden Saydan, eşdeğer ilaç tüketimi hemen hemen hiç artmazken orijinal ilaç tüketiminde artış yaşandığını söyledi.
İlaç Fiyat Tebliği ile yerli ilacın fiyatının orijinal ilacın fiyatına yaklaştırıldığını, yerli ilacın fiyat avantajının ortadan kaldırıldığını belirten Saydan, şöyle devam etti:
Dolayısıyla da yerli ilaç üreticisi, süreç içinde ciddi anlamda kan kaybetmiştir. Bugüne gelindiğinde ekonomik sıkıntıları aşmak isteyen ve zayıflayan yerli ilaç üreticisi, ya büyük ilaç kapitalleri tarafından satın alınıyor veya evlilik dediğimiz ortaklıklara, birleşmelere gidiyorlar. Ya da var güçleriyle dayanmaya, ayakta kalmaya çalışıyorlar. Sonuç olarak baktığımızda, tamamı yerli sermaye olan ilaç firmasının hemen hemen hiç kalmadığını üzülerek görmekteyiz. Yerli ilaç sanayinin rekabet gücünün ortadan kalkmasına neden olan nihai kurum indirimi uygulamasının ve jenerik ilacın orijinal ilaca yakın olarak fiyatlandırılmasını sağlayan ilaç fiyat kararının, yeniden gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi gerekmektedir. Bu nihai kurum indirimlerini kendilerine kılıf yapan firmalar yüzünden bugün ülkemizde ilacın 2 fiyatı bulunmaktadır.
-ECZANE BAŞINA 46 BİN YTL ZARAR-
Saydan, ilaç firmalarının acımasız rekabeti arasında kalan eczacıların, yapılan indirimlerden doğan zararlarının ilaç firmalarınca karşılanmaması yüzünden son iki yılda eczane başına ortalama 46 bin YTL zarar doğduğunu savundu. Artık bu işin durdurulma zamanının geldiğini ifade eden Saydan, ilacın yüzde 90ının alıcısı devlet olan bir ülkede, bu kurum indirimleri ve nihai kurum indirimlerinin ilacın fiyatına yansıtılması ile ikili fiyatın ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti.
Yerli ilaç sanayinin, stratejik öneme sahip bir sektör olduğunun altını çizen Saydan, Yerli ilaç sanayinin gelişmesini, ülkemizdeki yerli ilaç üretiminin ve tüketiminin artmasını sağlayıcı, ilaç AR-GE çalışmalarını ve yatırımlarını arttırıcı, ülkemiz gerçeklerine ve şartlarına uygun tedavi protokollerinin ve geri ödeme sisteminin hazırlanmasına yönelik bir ulusal ilaç politikasının oluşturulması yönündeki çalışmalara bir an önce başlanılmalıdır diye konuştu |