BASIN AÇIKLAMASI: KAZ DAĞLARININ ALTINI, ÜSTÜNDEKİ ZEYTİNİDİR | |
Türk Eczacıları Birliği 37 inci Dönem Birinci Bölgelerarası Toplantısı Toprağın ve Yaşamın Altın’dan Daha Değerli Olduğunu Hatırlatıyor Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve 52 Bölge Eczacı Odası, 10-13 Haziran 2010 tarihleri arasında Oda Başkan ve yöneticiler, delegeler ve üyelerinin katılımı ile mesleki sorunlarını konuşmak ve Merkez Heyeti’nin geçmiş altı ayını değerlendirmek üzere Bölgelerarası Toplantı yaptı. Toplantıda, 1 Temmuz 2010’da yürürlüğe girecek olan İlaç Takip Sistemi başta olmak üzere, 18 Eylül kararnamelerinin ve diğer tedbirlerin eczacılar ve eczanelerimiz üzerindeki ekonomik ve bürokratik yükünün artırmasına karşı çözüm önerileri tartışılmıştır. Siyanür liçi yöntemiyle 50 noktada altın aranmasına izin verilen Kaz Dağları’nın eteğinde gerçekleşen toplantımız, yeni Maden Yasası’nın halk ve çevre sağlığı alanında yarattığı tehdide de dikkat çekmeyi görev bilmektedir. Eczacılar Siyanürle Altın Üretimine Karşı Çıkıyor ve Bölge Halkının Haklı Mücadelesini Destekliyor 5177 sayılı Yeni Maden Yasası bugüne kadar planlanan en büyük çevresel yıkım projelerinden biridir. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizin adeta yıkımı anlamına gelebilecek ve çok uluslu maden işletmelerinin hizmetine sunularak suiistimallere neden olabilecek bu yasanın değişik 7. maddesi ile; Orman, Muhafaza Ormanı, Ağaçlandırma alanları, Kara avcılığı alanları, Özel Koruma Bölgeleri, Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtı, Tabiatı Koruma Alanı, Tarım ve Mera Alanları, Sit Alanları, Su Havzaları, Kıyı Alanları, Sahil Şeritleri, Kara Suları, Turizm Bölgeleri, Turizm Alanları ve Merkezleri, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişme Bölgeleri, Askeri Yasak Bölgeler ve İmar Alanları ile Mücavir Alanlarda Madencilik faaliyetine açılmıştır. Aynı Yasanın 11. Maddesinde ise hiçbir inceleme yapılmadan verilen arama izni süresi içinde, rezervin %10 unun üretilmesine ve satışına da izin verilmektedir. Bu çalışmalar ayrıca Uluslararası Tahkim Anlaşmalarının da koruması altındadır. Bugün Kaz Dağlarının kuzeyinde, Çanakkale – Bayramiç, güneyinde Madra Dağı ve Edremit Körfezi çevresinde, 50’nin üzerinde altın arama ruhsatı verilmiştir. Körfezin ve yörenin su ve oksijen kaynağı Kaz Dağları çokuluslu maden şirketlerinin resmen saldırısı altındadır. Oysa Kaz Dağları’nın doğal güzelliği, ekolojiye kattığı zenginliği, bir altından çok daha hayati ve değerlidir. Altın madenciliğinin yarattığı ekolojik ve sağlık riskleri ise oldukça fazladır. İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi toplama kamplarında biyolojik silah olarak da kullanılan siyanür, dünya üzerindeki bilinen en zehirli bileşiklerden bir tanesidir. Bizler, yıkıma yol açacak bu yasanın acilen geri çekilmesini talep ediyor, sağlık çalışanı eczacılar olarak Bergama’da, Eşme’de, Kaz Dağlarında, Ulukışla’da ve altın madenciliğine karşı her yerde yaşamı savunanların haklı mücadelesini destekliyoruz. TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ VE 52 BÖLGE ECZACI ODASI
|