NEZAHAT ALKAN Roche soruşturmasında firma çalışanlarının kendi aralarındaki elektronik posta kayıtları incelemesi tamamlandı. Polis, inceleme tutanağında, aralarında Roche ilaç şirketinin de bulunduğu uluslararası şirketlerin pek çoğunun faaliyet gösterdikleri ülkeye ülkeye vergi vermemek için özel danışmanlık hizmeti aldıklarını öne sürdü. Birlikte çalıştıkları danışmanlık şirketlerinin firmalara "bulundukları ülkede nasıl vergi kaçırılır" dan çok "Vergi vermekten nasıl kaçınılır" sorusunun cevabını bulup verdikleri iddia edilen ve bu amaçla uygulanan yöntemlerin usulsüz ve hukuksuz olduğu kaydedilen tutanakta, "Roche ilaç firmasının uzun yıllardır ülkemizde bir kuruş vergi vermediği görülmüştür" denildi. Roche davası avukatı Erdoğan, inceleme tutanağında ortaya çıkan yeni suçlarla ilgili suç duyurusnda bulunacaklarını bildirdi.
KÂR YÖNETİCİLERLE PAYLAŞILDI Anlaşmalı ecza depoları tarafından Roche'a hitaben kesilen "Hizmet Faturaları" aracılığı ile vergi kaçırıldığı ve bu yolla haksız kazanç elde edildiği kaydedilen tutanağa göre, bu yöntemi diğer uluslararası şirketler de uyguluyor. Danışman şirketlerin uluslararası şirketlere "olayı kılıfına uydurmayı" öğrettiğini öne süren polis, hizmet faturalarının nasıl kullanıldığını da tutanakta detaylarıyla anlattı. Vergi vermemek için kullanılan bu faturaların içeriğine bakıldığında herhangi bir hizmet alınmadığı halde hizmet alınmış ve ödeme yapılmış gibi gösterildiği ve yapılmış gibi gösterilen ödemeden doğan karın Roche ile ecza depoları arasında paylaşıldığı öne sürüldü.
İnceleme tutanağında konuyla ilgili şu bilgilere yer verildi:
"Roche firması birçok defa tüm ihaleleri alabilmek için kendileri adına ihaleye giren ecza depolarına ihale değerinden daha düşük fiyat atmalarını ve her şartta mutlak surette ihaleyi almalarını söylemiştir. Daha sonra da ecza deposu aradaki zararını telafi etmek için Roche'a hitaben hizmet faturası adı altında fatura kesmiştir. Böylelikle kesilen hizmet faturası miktarının bir kısmını ecza deposu alıp zararını karşılarken, artan miktarı da Roche, yöneticileri ile paylaşıp haksız kazanç elde ettikleri görülmüştür. Roche firması bu yöntemle aynı zamanda vergi kaçırmıştır."
Karını yöneticileri ile de paylaştığı öre sürülen ilaç şirketi çalışanlarının i trilyonu geçen maaş bordroları Maliye Bakanlığı tarafından Şişli Asliye Ceza Mahkemesi'nde süren dava dosyasına gönderilmiş, Roche çalışanlarının maaşlarının inanılmaz yüksekliği şaşkınlık yaratmıştı.
YENİ SUÇLARA YENİ SUÇ DUYURUSU Roche davası avukatlarından Ayhan Erdoğan, polisin düzenlediği inceleme tutanağı ile Roche firmasına ilişkin yeni suçların da ortaya çıktığını, bu noktada suç duyurusunda bulunmaya hazırlandıklarını söyledi. Sağlık personelinin de bu davada yargılandığını hatırlatan Erdoğan şunları kaydetti:
"Roche Firması ile birlikte yolsuzluk yapmakla suçlanıyorlar. Aynı bakanlık firma ile mavi bisiklet kampanyası düzenliyor. Bu yargıyı etkileme çabasıdır ve yasalarımıza göre suçtur. Polisin inceleme tutanağına göre yeni suçlar vardır. Vergi kaçırma, hasta ve hastalık yaratma suçlamaları yöneltilmiştir. Bu bir insanlık suçudur, yeni yasamızda da yaptırımı ağırdır. Biz suç duyurusunda bulunacağız, savcı da gereğini yapacaktır. Bu konuda asıl sesini yükseltmesi gereken tabipler ve örgütlü kurumları odalardır. Tabip odaları savcıyı bu noktada yalnız bırakmalıdır."
»TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI GENÇAY GÜRSOY: Bilimsel alan çokuluslu şirketlerin denetiminde "TÜRK Tabipleri Birliği olarak, "ilaç firması-hekim" ilişkilerinin sadece Türkiye'de değil bütün dünyada çığrından çıkma eğilimi gösterdiği ve yer yer bilimselliğin sınırlarını aşıp karşılıklı çıkar ilişkisi haline dönüştüğünü esefle izlemekteyiz. Ne yazık ki elde somut bir suç ve hekim isimleri olmadan fazla bir şey yapma olanağımız yok. Bu durumda bile verebileceğimiz ceza en fazla geçici meslekten men cezası ki onun da yaptırım gücü sınırlı. Bizce bütün bu etik dışı ilişkilerin kaynağı, sağlığı alınıp satılabilen bir meta haline getiren kapitalist ilişkilerde aranmalıdır. Neo liberal sistemin yaygınlaştığı günümüzde sadece bir firma ve bir grup hekim değil tüm tıp bilimleri ve sağlık alanı şaibe altındadır. Bilimsel ve akademik alan adım adım 15-20 çokuluslu tekelin denetimi ve yönlendirmesi altında görülmektedir. AKP iktidarının sağlığı özelleştirme girişimleri, kamunun sağlık hizmeti üretme yerine özel alandan satın alma politikası bu kirli ilişkileri daha da yaygınlaştırmaktadır." |