Hasta ilaç, sektör kan bekliyor
Türkiye'de kan bağışı da kan ürünü üretimi de sınırlı. FOTOĞRAF: AFP |
TİMUR SOYKAN
İSTANBUL - Türkiye'deki çok sayıdaki kanser hastası için hayati öneme sahip Immunglobulin (kan ürünü) içerikli ilaçların karaborsaya düşmesinin ardından acil çözüm yolları bulunmaya çalışılıyor. İstanbul Eczacı Odası,
ilaç depoları ve ithalatçı firmalarla protokoller yaparak karaborsayı engellemeye çalışıyor.
'Immunglobulin' grubu ilaçlar Türkiye'nin gündemine 21 aylık down sendromlu Kağan Demirci'nin ölümüyle geldi. Kağan'ın vücudundaki bağışıklık sistemini düzenleyen immunglobulin serumunu 21 günde bir alması gerekiyordu. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın ilaç fiyatlarını düşürmesi ve ithalatçı firmaların ilacı getirmemesi nedeniyle Kağan, ilaçsız kaldı ve haziran ayında yaşamını yitirdi.
Prematüre bebekler, kanser hastaları ve nörolojik hastalara verilen ve bağışıklık sistemini düzenlediği için bu hastalar için hayati öneme sahip 'immunglobulin' sıkıntısı halen sürüyor. Bu tür ilaçlar, insan kanından üretiliyor. Çok miktarda kanın içinden az miktarda çıkarılabiliyor ve bu ölçüde değerli oluyor. Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın ilaç fiyatlarını düşürmesiyle 'immunglobulin' sıkıntısı gündeme geldi.
Bir de küresel kan krizi!
Türkiye'de üretilmemesine ve önemine karşın immunglobulin, fiyatı düşürülen ilaçlardan biri oldu. Üretici firmalar, daha pahalıya sattıkları ülkeler varken Türkiye'ye bir süre satış yapmadı.
Hatadan dönüldü, fiyat tekrar düzenlendi. Bu kez tüm dünyada
'immunglobulin' sıkıntısı vardı.
İlaç üretimi için kan toplayan Kızılhaç'ın pek çok ülkedeki örgütü kapandı. Çin'de üretim durduruldu. Ayrıca bütün dünyada kan toplanma konusunda son yıllarda sıkıntı yaşanıyordu. İlaçların fiyatı, az bulunması nedeniyle yükseldi. Sonuç olarak Türkiye'de 'immunglobulin' ithal eden ilaç firmalarının sayısı yediden üçe düştü. Binlerce insan ilaçsız kaldı.
Bu ilaçların uzun yıllar satış uzmanlığını yapan Berk İlaç danışmanı Şener Ozanlı, "Üretiminin zor olması sıkıntının birinci nedeni. Zamanla kan veren ve kandan üretilen ilaçlar azalıyor. Bu bütün dünyada böyle. Nasıl çözüm bulunacak bilmiyorum. Ayrıca Çin'in üretimi yapmaması piyasayı sarstı. Bu ilaçlar ithal edilirken önce numuneler Hıfzıssıhha tarafından inceleniyor. Bu işlem gereğinden uzun sürüyor. Bazen aylarca yanıt bekleniyor. Bu da ilaçların getirilmesini geciktiriyor. Biz en son 2 bin adet ilaç getirdik. Hepsi tükendi. Şu an elimizde yok. Yeni ilaçlar getirmek için Hıfzıssıhha'dan numunelere olur verilmesini bekliyoruz" dedi.
Bu arada çok sayıda hasta ilaç beklerken bazı eczaneler, stokladıkları ilaçları beş kat daha pahalıya satıyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir ilaç deposu yetkilisi, "immunglobulin ilaçları, bazı eczaneler tarafından el altından beş misli fazla fiyatlarla satılıyor. Büyük hastanelerin yakınlarındaki eczaneler, daha önce stokladıkları ve 1000 YTL olan
ilaçları 5 bin YTL'ye satıyor. Çapa ve Aksaray'da bu işi yapan çok sayıda eczane var" diye konuştu.
Büroya gel, öğren
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Kaplan'sa bazı eczanelerin, ilaç sıkıntısını suiistimal ettiğini belirterek, "İlaç depolarıyla ilişkilerini kullanarak satacaklarından fazlasını alıyorlar. Bu ilaçları stoklayarak, sıkıntının başlamasını bekliyorlar. İlaç bulunmadığı zaman, gizli bir şekilde yüksek fiyatlarla bunları satıyorlar. Biz bunun önüne geçmek için ilaç depoları ve ithalatçı firmalarla birlikte çalışıyoruz. Bilgisayar sistemine ne kadar ilacın geldiği ve nerelere verildiği kaydediliyor. Bu ilaçlar doktor reçetesiyle satılıyor. Reçeteyi alan hastanelerdeki bürolarımıza gelerek nereden ilaç alabileceğini öğreniyor. Eczacı odasının imzası olmadan reçeteye ilaç verilmiyor. Bundan sonra ilaç depoları, reçeteyi görerek ve kullanımını kontrol ederek eczanelere dağıtımını yapacak. Ayrıca acil ihtiyacı olanlara öncelik veriyoruz. Çünkü bu ilaçlar, küçük rahatsızlıklar için de verilebiliyor. Şu an az sayıda ilaç elimizde var. Ama yine tükenecek ve sıkıntı yaşanacak" diye konuşuyor.
Türkiye nüfusu 8 milyon olan Avusturya'dan ilaçları ithal ediyor. Türkiye'nin neden bu ilacı üretemediği sorusuna Zafer Kaplan şu yanıtı veriyor: "70 milyon kişinin yaşadığı bir ülkeyiz. Ancak kan verme geleneğimiz yok. Aslında biz de kandan üretilen bu ilaçları yapabiliriz ve pek çok insanımızın hayatını kurtarabiliriz."