Son günlerde, iktidar partisi tarafından ülke gündemine taşınan anayasa değişiklik paketi,  modern, özgürlükçü ve 12 Eylül darbesinin izlerini ortadan kaldıracak bir anayasa oluşturma iddiasını taşımaktadır. Bu anayasa değişikliğinin Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından bir milad olduğu, Türk insanının bu yeni anayasa ile sesini daha özgürce duyurabileceği öne sürülmektedir. Son olarak da,  memur ve işçi sendikalarına uluslararası standartlara uygun şekilde iş ve çalışma hakları verileceği, anayasa paketinin meslek örgütlerini ilgilendiren bu ve benzeri birçok olumlu düzenlemeyi içerdiği, yetkililer tarafından kamuoyuna açıklanmıştır.

Ancak Sağlık Bakanı Sayın Recep AKDAĞ’ın 7 Mart 2010 tarihinde yapmış olduğu bir konuşmada sarfettiği sözler, iktidar partisinin anayasa değişikliğinin içeriği ve amacı ile ilgili kamuoyuna aktardığı bilgilerle çelişmektedir.

Sayın Bakan 7 Mart 2010 tarihinde bir toplantıda “ Sağlık meslek birlikleri birlik olmaktan çıkmış idari yargıyla da ortak hareket eden baskıcı gruplar haline gelmiştir. Bu gidişe asla razı olamayız. Gerekirse bu birliklerin kanunu değiştiririz. Bakın iki maddelik kanundur arkadaşlar, üç maddelik kanundur, bir kanun yaparız. Deriz ki Eczacılar Birliği, Tabipler Birliği, Diş hekimleri Birliği ‘ nin kanunları iptal edilmiştir. Hadi bakayım Danıştay karar alsın da görelim “ demiştir.

Bir ülkenin Sağlık Bakanının  o ülkenin sağlık emekçilerini temsil eden meslek örgütlerine karşı takındığı bu hasmane ve tehditkar tutumu anlamak mümkün değildir. Yasa ile kurulmuş meslek örgütlerine, hukuk devleti kuralları ile bağdaşmayacak bir şekilde, iktidar partisi tarafından yapılmak istenen itaat ve biat dayatması kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.

Sayın Bakanın açıklamaları bizlerde, anayasa değişiklik paketinin amacının, daha özgürlükçü, daha çağdaş bir anayasa oluşturmaktan ziyade, yüksek yargı ile ilgili bir takım hesaplaşmaların yapılmasının planlandığı bir zemin oluşturmak olabileceği kuşkusunu uyandırmıştır.

 Halk sağlığını ilgilendiren konularda fikirlerini kamuoyu ile paylaşmak, yapılan uygulamalar karşısında olumlu ve olumsuz eleştirilerde bulunmak, kendi meslek mensuplarının haklarını savunmak, yaşanılan mesleki sorunları kamuoyu önünde tartışmak, yasaların kendisine verdiği haklar çerçevesinde gerekli mücadeleyi vermek ve bu çerçevede gerektiğinde yargı yoluna başvurmak sağlık meslek örgütlerinin asli görevidir.

Bu bakımdan daha özgürlükçü ve batılı bir anayasa yapma vaadi ile ortaya çıkan anlayışın, darbe dönemlerinde bile görülmeyecek bir şekilde, akademik meslek örgütlerine tahammül edememe tavrını anlamakta zorluk çektiğimizi belirtiyor ve Sayın Sağlık Bakanını bu ciddi çelişki hakkında daha net bir açıklama yapmaya ve gerçek niyetlerini açıklamaya davet ediyoruz.06/04/2010      

                                 
                                                                      

İSTANBUL ECZACI ODASI

İZMİR ECZACI ODASI

BURSA ECZACI ODASI

GAZİANTEP ECZACI ODASI

ANTALYA ECZACI ODASI

DİYARBAKIR ECZACI ODASI

ZONGULDAK ECZACI ODASI

TRABZON ECZACI ODASI

MERSİN ECZACI ODASI

KASTAMONU ECZACI ODASI

KOCELİ ECZACI ODASI

AMASYA ECZACI ODASI

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat