TEB Başkanlar Danışma Kurulu Sonuç Bildirgesi’ ni bir deklarasyon ile duyurdu. Ancak İstanbul Eczacı Odası, yayınlanan deklarasyonu “rezalet” olarak niteledi.
İstanbul Eczacı Odası deklarasyonun değiştirilerek yayınlandığını duyurdu.
 
Söz konusu açıklamaları aşağıda yayınlıyoruz:
 
37 NCİ DÖNEM ÜÇÜNCÜ BAŞKANLAR DANIŞMA KURULU TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ
 
Türk Eczacıları Birliği ve 53 Eczacı Odamız, 29 Temmuz 2010 günü Ankara’da 37 nci dönem Üçüncü Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı’nda bir araya gelmiştir. Son yıllarda sürekli olarak yapısal dönüşüme uğrayan mesleğimizin sorunlarına ve özellikle yeni uygulanmaya başlanan İlaç Takip Sistemi’nin eczanelerde yarattığı büyük karmaşaya dikkat çeken Oda başkanlarımız, aşağıdaki konuları eczacı kamuoyuyla ve alanın diğer bileşenleri ile paylaşmaktadır:
 
Sağlıkta Rekabet Olmaz!
Eczacıların ilaç alım koşullarındaki yanlış uygulamalar konusunda yürüttükleri demokratik mücadele sürecine ilişkin olarak, “sağlık ve rekabet” yan yana getirilerek Rekabet Kurumu tarafından Türk Eczacıları Birliği’ne para cezası verilmesine ilişkin olarak, Türkiye’de serbest eczanelerden sağlık hizmeti sunan 24 bin eczacı adına hatırlatıyoruz ki; sağlık, serbest piyasa koşullarına terk edilemeyecek bir alandır. Anayasanın ikinci maddesinde belirtildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti sosyal devlet ilkesi gereği, sağlık hizmetinin bu özelliğini anayasal düzeyde tanımlar ve sağlık hakkının gerçekleştirilmesini anayasal güvence altına alır. İlaç ve eczacılık hizmeti bu hakkın temel bileşenlerinden bir tanesidir.
Birliğimizin karara konu olan süreçte yürüttüğü mücadele, keyfi uygulamalar ile eczacılık hizmetinin sürekliliğini tehdit eder yaklaşımlar içerisinde olan ilaç firmalarının, ilaç alım koşullarını rasyonel bir biçimde yeniden düzenlemesine yöneliktir. Buna yönelik gösterilmiş olan demokratik ve örgütlü tepki, alınan karar ile cezalandırma yoluna gidilmiştir. Biz aşağıda imzası bulunan 53 eczacı odası, bu kararı ülkemizde halk sağılığının, demokratik kültürün ve örgütlü toplumun gelişmesine yönelik bir saldırı olarak yorumluyor ve Türkiye’deki 30 bin eczacının meslek örgütü olan, ülkemizin sağlıklı ve demokratik geleceği için kararlılıkla mücadele eden Türk Eczacıları Birliği’ne verilen bu cezayı kınıyoruz. Mücadelemizin bundan sonraki süreçte de, Türk Eczacıları Birliği önderliğinde, gerçekten sağlıklı bir sağlık sistemi ve adaletli bir hizmet sunum sistemi kurulana kadar kararlılıkla devam edeceğini açıkça ifade ediyoruz
.
Stokları Biz Bozmadık! Herkes Sorumluluğunu Yerine Getirsin!
Biz 53 Eczacı Odası ve Türk Eczacıları Birliği olarak, yeni uygulamaya başlanan İlaç Takip Sistemi’nde ilgili yönetmelikler çerçevesinde üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirdik ve başta hastalarımızın mağdur olmaması amacı ile eczanelerimizi bu sisteme hazır hale getirmek için yoğun biçimde çaba, emek ve para harcadık. Ancak bizlerin tüm çabasına rağmen gelinen noktada, alanın diğer bileşenlerinin üzerlerine düşeni tam olarak yapmadığı açık bir biçimde görülmüştür. Bu nedenle, her şeyden önce ilan ediyoruz ki; eczacılar diğer bileşenler gerekeni gerektiği gibi yapmadığı, taahhütlerini yerine getirmediği takdirde tek bir ileri adım daha atmayacaklardır. Bugün eczane stoklarında yaşanan sıkıntının nedeni; son yıllarda ilaç fiyatlarında yapılan indirimler karşısında ilaç firmalarının eczane raflarında bulunan ilaçların farklarını ödeyeceklerini taahhüt etmelerine rağmen, bu farkları karşılamamaları ve kamu kurum iskontolarında yapılan değişikliklerdir. Bu nedenle, eczanelerde ilaç fiyat düşüşlerine bağlı olarak bozulan stoklarımızın düzeltilmesi için bir “stok düzeltme hakkı” acilen tanınmalıdır. Hatalı uygulamalar sonucu filli envanter ve kaydi envanter arasında oluşan fark düzeltilmedikçe, hiçbir eczacı stok bildirimi yapmayacaktır.
 
Kooperatiflerimiz Eczacılık Sisteminin Can Damarlarıdır!
Türk Eczacıları Birliği Başkanlar Danışma Kurulu, yerli ilaç firmalarının ve ilaç dağıtım kanallarının satış yada  hisse devirleri yoluyla yabancı sermayenin eline geçmesini  gerek ülke çıkarları gerekse eczacılık mesleğinin geleceği açısından endişe ve dikkatle takip etmektedir.
Türkiye’nin en büyük ilaç dağıtım kanallarından birinde, uluslar arası perakende ilaç pazarında faaliyette olan bir şirketin hissesinin yüzde 60’a ulaşması ve gelecekte bu oranın artacağının açıklanması örgütümüzde ve meslektaşlarımız arasında tedirginlik yaratmıştır.
Geldiğimiz noktada şu gerçek bir kez daha açıkça görülmüştür ki, eczacılık alanında, zincir eczaneye, ilaçların marketlerde satılmasına ve diğer yapısal dönüşümlere karşı tek panzehirimiz örgütlü gücümüz ve kooperatiflerimizdir. Başkanlar Danışma Kurulumuz bu toplantıyı kooperatiflerimize üyelik konusunda bir seferberlik başlangıcı olarak görmektedir. Bugünden itibaren bizler, daha güçlü bir eczacı örgütü için daha fazla mücadele etmeye hazır olduğumuzu ilan ediyor, tüm kooperatiflerimizi ve eczacılarımızı bu mücadelede yerlerini almaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ
ve
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ BAŞKANLAR DANIŞMA KURULU
 
***********
 
DEKLARASYON REZALETİ!
 
29 Temmuz 2010 günü Ankara’da yapılan 3. Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı sonunda alınan kararların ve oluşan ortak görüşün Türk Eczacıları Birliği ve 53 Eczacı Odası tarafından imzalanacak bir deklarasyon aracılığıyla kamuoyunun bilgisine sunulması kararlaştırılmıştı.
 
Ortak deklarasyon metni Türk Eczacıları Birliği tarafından kaleme alınarak, 02.08.2010 tarihi akşamı onay için tüm Eczacı Odalarına gönderilmiş ve taslak metinle ilgili görüş ve önerilerin 03.08.2010 salı günü saat 14.00’e kadar Birliğe iletilmesi istenmişti.
 
Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısında söz alan tüm üyelerin dile getirdiği görüşleri ana hatlarıyla tam olarak yansıtan deklarasyon taslak metnini herhangi bir düzeltme talep etmeden onayladığını TEB Merkez Heyeti’ne bildirmişti.
 
Ancak bu sabah Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri tarafından Odamız aranarak hazırlanan taslak metnin bazı odalardan gelen tepkiler üzerine revize edilme gerekliliği duyulduğu belirtilerek, düzenlenen yeni metnin onay için Odamıza gönderileceği bildirilmiştir.
 
Yeni metni değerlendiren Yönetim Kurulumuz, son paragrafta yer alan değişiklikleri kesinlikle onaylamadığını ve bu şekilde yayınlanması durumunda deklarasyonun altına imza koymayacağını Türk Eczacıları Birliği’ne bildirmiş, ayrıca toplantıda söz alan her Oda Başkanı ya da Oda Temsilcisinin şiddetle eleştirdiği Hedef Alliance ve Alliance Boots isimlerinin daha sonra kimler tarafından karşı çıkıldığı için kaldırıldığının tarafımıza açıklanmasını talep etmiştir.
 
Türk Eczacıları Birliği’ne yaptığımız uyarının hemen ardından revize edilmiş olan deklarasyon metni altında "Eczacı Odası" isimleri yerine "Başkanlar Danışma Kurulu" ifadesi kullanılarak İstanbul Eczacı Odası da dahil olmak üzere tüm Eczacı Odalarını bağlayacak şekilde kamuoyuna duyurulmuştur.
 
Başta Türk Eczacıları Birliği Başkanı olmak üzere toplantıda söz alan herkesin dile getirdiği tepkileri içeren bir metnin arkasında duramayan ve sonradan gelen baskılara direnemeyerek taslak metnini değiştiren TEB Merkez Heyeti’ni İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu olarak şiddetle kınıyoruz.
 
Bizleri de bağlayacak şekilde altında "Başkanlar Danışma Kurulu" ifadesi ile yayınlanan ve tam bir şark kurnazlığı örneği olan deklarasyonu kesinlikle onaylamadığımızı eczacı kamuoyu ile paylaşıyor, her iki deklarasyon metnini de aşağıda meslektaşlarımızın bilgilerine sunuyoruz.

Saygılarımızla
İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat