Bakan Akdağ TTB’ Ye Ve İEO’ Ya Çattı

Sağlık Bakanı Recep Akdağ İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında uzman sağlık muhabirlerinin peş peşe gelen soruları karşısında terlerken, Türk Tabipleri Birliği'ne ( TTB) İstanbul Eczacı Odası’na(İEO) çattı , ”fark almazsak hasta bakmayız” diyen Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD)’a da resti çekti.

Yaklaşık 3 saat süren ve sagliginsesi.com 'un da katıldığı toplantıda Bakan Akdağ, basın mensuplarının Maliye Bakanlığının son iki tebliği , İstanbul’daki hemşire açığı, kamu ilaç harcamaları gibi sorularını yanıtladı. İşte o sorular ve Bakan Akdağ’ın yanıtları:

SORU:
Özel hastaneler fark almaksak hasta bakmayız diyor bu konuda ne diyeceksiniz?
Bakan Akdağ:
Sistem başladığında Özel sektör kuruluşlarının büyük çoğunluğu SSK'lı vatandaşlardan muayene ve tedavi ücretlerinde fark aldılar. 'Yeni faturalama sistemi geldi. Onun için fark alıyoruz' diyenler, açık söylüyorum; milletin gözünün içine baka baka yalan atmış oluyorlar.

Sağlık Bakanlığı hastaneleri 25 YTL'ye, eğitim hastaneleri 40 YTL'ye bu hizmeti sunarken, özel sektör ve üniversiteler kendilerine daha büyük yüzdeler, rakamlar ödenecek olmasına rağmen 'Ben bu fiyata bunu yapmayacağım. Grev yapacağım' gibi enteresan ifadelerle karşımıza çıkıyorlarsa Türk halkı bunu mükemmel şekilde değerlendirecektir. Merak etmeyin. Biz 2006 içinde bu rakamlarla devam edilebileceğine inanıyoruz.

Özel tıp merkezleri ve polikiliniklerin de benimle konuştu. Bu kuruluşlar da özel. Onlar bize SSK'lı hastalara fark almadan bakabileceklerini söylediler. Onların da teknolojik yatırımları var. Personellleri var. Kaldı ki , 2005 yılında devlet hastaneleri 275 milyon, özel tıp merkezleri ile özel hastaneleri ise 16 milyon hasta kabul etti.

“POLİTİKALAR YERLİ MALI, IMF DEĞİL"

SORU:
Sağlıkta dönüşüm politikalarının IMF'nin talimatları doğrultusunda oluşturulduğu söyleniyor, bu konuda ne diyeceksiniz?
Bakan Akdağ:
Sağlıkta Dönüşüm politikaları ne IMF politikaları ile, ne benzeri başka politikalarla belirlenmemiştir.Bu politikalar tamamen yerli, Türkiye'ye has, bizim bakanlık olarak geliştirdiğimiz bir modeldir.Politikaların IMF'nin tavrı ile, tarzı ile veya başka bir kurumun tavrı ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.

"HEKİM SAYISI ARTIRILMALI"


SORU:
Neden hekim sayısını artırmak istiyorsunuz?
Bakan Akdağ:
Bu yılın ilk 4 ayında bakanlığa bağlı hastanelerde vatandaşlar 105 milyon defa doktor karşısına çıktı. Bu sayılar gittikçe artacak. Halkın sağlık bilinci artı, sağlık hizmetlerine vatandaşlar daha kolay ulaşabiliyor. Bu artışa paralel olarak hekim sayısı da artmalı .Türkiye'de bir hekim günde ortalama 40 hastaya bakıyor.

Türk Tabipler Birliği olmak üzere bazı kesimlerin ise tam tersini savunuyor.Hekim sayısı Türkiye'de fazladır' demek hem vatandaşa, vatandaşın geleceğine, ülkenin geleceğine, hem de hekimlere, hekimlerin geleceğine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Hekimler için de bu büyük bir zorluk oluşturuyor.

"TTB SAĞLIK POLİTİKALARINI BELİRLEYEMEZ"
SORU:
İlaç harcamasının geçmiş yıllara göre 3 kat arttığı öne sürülüyor?
Bakan Akdağ:
İlaç harcamalarımız 2000' de 1.72 milyar ytl, 2001' de 3.06 milyar ytl, 2002' de 5.23 milyar ytl, 2003 de 6.80 milyar YTL, 2004' de 7.76 milyar ytl 2005' de de 8. 77 milyar ytl olarak gerçekleşti.

Çok fazla üstüne vazife olmamasına rağmen siyasi politikalara Türkiye de en fazla karşı çıkan kurumlardan biri TTB. TTB ülkenin sağlık politikalarını belirleme mevkiinde değil. Sağlık politikalarını Sağlık Bakanlığı belirler. Vatandaştan ben sorumluyum. Tabipler Birliği, hekimlerden sorumlu. Onlardan oy istiyor. Ben vatandaştan oy istiyorum. Bu arada hekimlerden de istiyorum.

Vatandaşlarımın arasında hekimler de var. TTB fiyat listesinde EMAR ın bir çekimine 450 ytl diyor. Ben buna da insaf derim. Bir taraftan herkes ücretsiz sağlık hizmeti alsın diyeceksiniz halkçılıktan bahsedeceksiniz.

Öbür taraftan liste yayımlayıp EMAR için 450 ytl diyeceksiniz .Bütçe talimatında 72 ytl olan a EMAR için . Buna ne perhiz ne lahana turşusu derler. O teknolojiyi yani EMAR ı hastanesinde bulundurmanın bedeli olarak bütün hastaların faturalarına eklenecek miktardır 72 ytl EMAR var ise hastaneye gelen her hasta için EMAR çekin çekmeyin o teknolojiyi bulundurmanın bedeli olarak o parayı ödeyeceksiniz. 1,5-2 Tesla iyi bir EMAR'ın değeri 2 milyar YTL dir. Günde 30 emar çekse ki İstanbul'da bazı hastanelede 50-60 çekiliyor. 100 günde cihaz kendisini amorti ediyor. Hiç kimsenin keyfi için devletin kasasını yağmalatmayız.

"HEKİM EMEĞİNİ UCUZLATMA ÇABAMIZ YOK"


SORU:
Hekim sayısını artırarak hekimin emeğini ucuzlatmaya çalıştığınız söyleniyor?
Bakan Akdağ:
Hekimin emeğini ucuzlatmayı düşünseydik, 2005 yılında hiçbir hükümetin veremediği 2.7 milyon ytl lik ek ödemeyi yapmazdık.

Bu ek ödemelerle kamudaki sağlık hizmetinin gücünü arttırdık. Tam zamanlı çalışma bunun en önemeli göstergesi. Uzman hekimlerin 2005 yılı içinde aldıkları ek ödeme ortalaması 2.600 YTL dir. Maaşla birlikte uzman hekim kamu da tam gün çalışırsa 4 milyar lira alıyor.

HEMŞİRE AÇIĞI NASIL ÇÖZÜLECEK?



SORU:
İstanbul’daki hemşire açığı hat safhada ne çözüm düşünüyorsunuz?
Bakan Akdağ:
4 B ile aldığımız yere yine 4 B iile alacağız.

SORU:
Maliye Bakanlığı da hastanelerin 4 B ile istedikleri hemşire sayısına kısıtlama getiriyor. Yani bu da çözüm değil.
Bakan Akdağ:
Tabi ki Maliye Bakanlığı belli ölçülerde izin veriyor.

SORU:
AB’ye uyum aşamasındayız.2 yatağa 1 hemşire düşmesi gerekirken İstanbul’ da 4 yatağa bile bir hemşirenin düşmediği klinikler, hastaneler var. Buna ne diyeceksiniz?
Bakan Akdağ: Türkiye’de bu hemşire sayısıyla 2 yatağa bir hemşirenin düşmesi mümkün değil. Yani hemşire sayısı yetersiz.
4 B veya başka istihdamlarla hemşire alımına başladığımızda, özel sektörde biz hemşire bulamıyoruz bizim hemşirelerimizi alamaya başladınız diyor.
SORU:
Yani sonuç ?
Bakan Akdağ:
Bu açığı hem 4 B yi açarak hem de memurlardan İstanbul’a gelmek isteyenlerin önünü açarak kapatacağız.

SORU:
Yani eş durumundan ötürü mü?
Bakan Akdağ:
Sadece eş değil. Başka bölgelerde çalışmış olan hemşire belli, bir hizmet puanına sahip oluyor. Bizde ona pozisyon açıyoruz. Dönem tayinleri oluyor. Afyonda, Ağrı da çalışıyor pozisyon açıyoruz. İstanbul’a gelebilirsiniz diye, ama bu da çok daha fazla tercih görmüyor.

"ZİNCİR ECZANELER DÜŞÜNCEMİZ YOK"


SORU:
Geri ödeme sisteminden çıkartılan ilaçların tezgah üstü satılacağı öne sürülüyor.
Bakan Akdağ:
Bu konuda İEO açıklamalarını çok talihsiz bulunuyorum. İlaçta reklam olmaz.Zaten eczaneler dışında ilaç satılmasını da düşünmüyoruz.
Zincir eczane diye de bir düşüncemiz yok. Bazı ilaçları ödeme listesinden çıkarttıktan sonra enteresan gürültü kopartıldı. Geri ödeme listesinden çıkartılan bu ilaçların yıllık Türkiye’deki maliyeti 100-150 milyon YTL dir. Öyle öne sürüldüğü gibi 500 milyon ytl değil.

SORU:
Hangi ilaçlar çıkartıldı?
Bakan Akdağ:
Birinci grup , soğuk algınlığı ilaçlarının bazıları. Etken madde aynı hap kapsülü var bu 1,5 ytl. Birde aynı etken madde bardağa atılanı köpüreni var 5,5 ytl. Geri ödeme kurumu Maliye Bakanlığı SSK, 1,5 milyon lirayı öderim 5,5 milyonu ödemem deyince kıyamet koptu. İlaç köpürüyor diye ona 4 misli fazladan para verelim.

2.grup ilaçlar vitaminler hala ödemesi yapılan vitaminler var. Bilim adamları çoklu vitaminler bakımından içersinde tedavi edici miktarları olmadığı için bazılarının ödenmemesine karar veriyor. Bir de bilimsel etkinliği tartışmalı bir ilaç var, o ödenmiyor. Bir de aşırı şişmanlık için tedavisinde kullanılması gereken obezite ilaçlar. Ben sağlık bakanı olarak sadece bu obezite ilaçlar için daha geniş bir bilimsel heyet oluşturdum . Çünkü tartışmalı bir konu bir kısım endokrin uzmanları ödensin yararlı diyor,bir kısmı da ödenmesin diyor. Bu nedenle geniş bir heyet oluşturduk. Bu heyetin hazırlayacağı raporu geri ödeme kurumuna sunacağız.

RUHSATLAR İPTAL EDİLECEK Mİ?


SORU:
Bilimsel kurul kimlerden oluşuyor?
Bakan Akdağ:
Üniversiye hocalarından tabi ki.

SORU:
Eczacı var mı?
Bakan Akdağ:
Tabiki. Eczacılık Fakültelerinin farmakoloji kürsüsü öğretim üyeleri de var.

SORU:
Peki etkinliği tartışmalı ilaçlar var dediniz? Bunların ruhsatları iptal edilecek mi?
Bakan Akdağ:
Bunlar teknik detay soruları .Dünyanın her ülkesinde ilaca ruhsat verildiğinde bile geri ödeme kurumu maliyet ve etkinlik analizi yaparak şu ilacın geri ödemesini yapıyorum şunu yapmıyorum, diyebilir. Bu ilaçları satan firmaların lobileri var. Hem de gerek hekimler arasında ve kamauoyunda güçlü lobileri var.

"GEREKİRSE BİLİMSEL KURULU GENİŞLERTİRİZ"


Onların lobi faaliyetleri devam ediyor yani. Maliye Bakanlığı bu tebliği yaparken kendi başına hareket etmiyor .Tebliğin altında bir sürü, bilim adamının imzası var. Bu bilim adamalarına saygı göstermek şart. Bu konu çok tartışılırsa bilim heyeti biraz daha genişletilir onlar karar verir, ona göre hareket edilir.

SORU:
116 ilaca yenileri eklenecek mi?
Bakan Akdağ:
Bu yıl için bu kadar. 2007 ve 2008 de bu kurullar yeniden toplanır bu ilaçların bazılar1 listeden çıkartılabilir veya bazıları konulabilir.

SORU:
1,5 milyonluk ilaç varken ayni etken maddeli 5,5 milyonluk ilaca köpürüyor diye neden fazla para verelim dediniz. Hekim efersan yani suda köpüren ilacı, kanda dahauzuzn süre kalıyor, emilimi daha uzun sürüyor, düşüncesiyle artık reçetesine yazamayacak mı ?
Bakan Akdağ:
Eğer öyle bir bilimsel gerçeklik varsa,onun reçeteden çıkmaması lazım. Ben Sağlık Bakanı değil bilim adamı sıfatımla söylüyorum . Ben o kurulda olsaydım, bu kararı verirken bilimin bana getirdiği literatür bilgilerini alırdım elime, ona göre karar verirdim. Size iyi bildiğim bir şeyi söyleyeyim. Üst solunum yolu rahatsızlığında çocuklara öksürük kesici olarak verilen bazı ilaçlar var. Bilimsel olarak bunların etkinliği ispatlanmamış. Hatta bazı yan etkileri de var. Hekimliğim süresince öğrencilerime, asistanlarıma durumu anlatıp bu ilaçları yazmamalarını söyledim.Bunu ben icat etmedim literatür söylüyor.

Hala o ilaçları yazan hekimler var. Etkisi yok hemde yan etkileri var. İşte bunların geri ödenmesi yapılmasın, etkinliği yok dediğimizde gürültü kopartıyorlar nedenini anlamıyorum. Bu biraz ticari bir mesele

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat