Aşağıda, adı bizde saklı bir meslektaşımın 21 Ocak 2013 tarihli iletisini olduğu gibi yorumsuz olarak yayınlıyorum:

 

Az önce TEB’ne ulaştırdığım yazının aynısını size iletmek istedim çünkü bu mesleğin direnen tek üyelerinin siz ’’ECZACININ SESİ’’ üyeleri olduğunu biliyorum. Bu yazının içeriğinde yer alan durumun gelecek nesildeki bir çok meslektaşım için çok vahim olduğunu bilerek ve üzülerek söylemek istiyorum.

Umarım beni dikkate alır sizin de yardımlarınızla sesimizi birilerine duyurabiliriz ve çok geç olmadan bir önlem alabiliriz.

Saygılarımla.

Türk Eczacıları Birliğine ilettiğim mesajım:

’’Sayın TEB yetkilileri; umarım bu mesajımı görür, dikkate alır ve ne demek istediğimi anlarsınız.

Mesleğimizin geçirdiği şu zor dönemlerde yeni mezun olan eczacı arkadaşlarımızın eczane açmak dışında, mesleğini icra edebilmek için bir kaç seçenek olduğunu herkes gibi sizler de iyi biliyorsunuzdur.

Bunlardan bir tanesi de ve bana göre en önemli olanı üniversitelerde ki akademisyenlik görevidir.

Tesadüfi bir şekilde ve üzülerek yeni açılacak olan eczacılık fakültelerinin öğretim üyelerini incelerken fark ettiğim bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Biliyorsunuz ki Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı sadece ve sadece eczacılık mesleğine özgü ve eczacılık mesleğinin temelini oluşturan bir branşdır ve eczacılık dışındaki hiçbir meslek grubu bu eğitimi almamaktadır.

Ama gördüğüm üzere Trakya Üniversitesi’ nde açılacak olan Eczacılık Fakültesi nde tek bir ’’eczacı’’ öğretim görevlisi kadrolarında yer almamakla birlikte bu öğretim görevlilerinin yüksek lisans ve doktora eğitimlerinin de Farmasötik Teknoloji branşımızla uzaktan yakından alakası yoktur.

Bu durumdan daha vahim ve korkunç olanı ise yeni açılacak bu üniversitede ki eczacılık fakültesinin şu ana kadar bünyesine katılan tek bir akademisyenin dahi ’’eczacı’’olmamasıdır.

Bu insanların, biz eczacıların yapması gereken göreve hangi şartları sağlayarak atandığını bilmemek bir yana dursun, gelecek nesildeki eczacı arkadaşlarımızı eğitecek ve öğretecek olması beni tarif edilemez bir üzüntü ve mesleki gelecek korkusu içine sürüklemektedir.

Her fırsatta yeni eczacı arkadaşlarımızın eczane açmak dışında başka alanlara yönelmesini tavsiye eden, her kongrede,sempozyumda eczacılık mesleğinin daha iyi şartlar altında yapılması için bir sürü vaatlerde bulunan siz değerli büyüklerim acaba size ilettiğim bu durumun farkında mı değilsiniz yoksa artık siz de bu meslekten ümidinizi kestiniz? Üzülerek sormak istiyorum.

Bilmenizi isterim ki öğrenim hayatıma başladığım gün ve mezun olduğum zaman mesleğime olan inancım ve gururum tarif edilemezdi. Fakat size ilettiğim bu vaziyet itibariyle gelecek için ne bir ümidim ne de bir heyecanım kalmamıştır. Çünkü halkın gözünde gittikçe saygınlığını yitiren mesleğimin ve bu meslek grubuna mensup tüm arkadaşlarımın içinde bulunduğu hayal dünyası yüzünden dönülmez bir yola çoktan girdiğimizi farketmiş bulunmaktayım. Yazımın başında da söylediğim gibi umarım bu mesajım siz değerli büyüklerimizden birine ulaşır ve ne anlatmak istediğim anlaşılır. Bilgilerinize arz ederim. ’’

 

Umarım bu ileti gerekli adreslere buradan ulaşır.

Yerini bulur.

!

SAĞLIKLAR DİLİYORUM...

Uzun yıllar mesleğimize, meslek örgütlerimizin çeşitli alanlarında görev alarak özveriyle büyük hizmetler vermiş, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti eski üyeleri, çalışma ve yol arkadaşlarımız Ecz. Hadi Tomruk ve Ecz. Can Yetişen’ e geçirdikleri hastalıklar nedeniyle bir an önce sağlıklar diliyorum.

Sevgili Canan’ ımızın (Ecz. Canan Aslan) eşi, dostumuz Dr. Murat Aslan’ a geçirdiği hastalık ve ameliyat sonrası bir an önce sağlıklar diliyorum.(H.G)

İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat