Yine trajikomik bir zaman diliminden geçiyoruz.

Gerçi, bu ülkede hayatımız tümden trajikomik ya!

Neyse...

Memleketin hali malumunuz...

Daha dün, "Türkiye’ nin önü açık, sağlam adımlarla geleceğe yürüyoruz" diyen "anlı şanlı kalemler", bugün, "tarihimizin en kara günlerini yaşıyoruz" diyorlar.

Dünün "yetmez ama evetçileri" günümüzün "yetti artık hayırcıları" oldular.

Örneğin, Mehmet Altan. Örneğin, Hasan Cemal. Örneğin, Cengiz Çandar.

Ve daha niceleri...

"Gülem mi ölem mi?.." Bilemedim...

Trajikomik.

***

"Yok ilaçlar" hızla artıyor.

Biliyorsunuz yoğun bir grip salgını var.

Antigrip Oseltamivir içeren ilaçlar da bulunamıyor.

Sağlık Bakanımız diyor ki:

"Her eczanede var".

En net yanıt sağlıkla hiç ilişkisi olmayan magazinci yazar Cengiz Semercioğlu’ ndan geldi, Bakana köşesinden seslendi:

"İlaçlar yok... Siz var diyorsanız gelin beraber eczanelere gidelim, var mı yok mu görelim..."

Trajikomik.

***

Hakkını teslim edelim...

İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz. Semih Güngör, derli toplu bir basın toplantısı ve açıklaması ile gerçek durumu kamuoyuna aktardı.

"Bakanlığın açıklamaları doğru değil, ilaç sıkıntısı var" dedi. Gerekçelerini de duyurdu.

Açıklama yazılı ve görsel basında da oldukça geniş bir yer buldu.

Kimi eczacı odaları başkanları da basına yaptıkları açıklamalarla gerçekleri duyurdular.

Oysa en yetkin ve en üst kurumumuz olan Türk Eczacıları Birliği Yönetimi ise suskunluğunu koruyor.

Ne için?..

Bakanlıkla ters düşmemek için...

Gerçek bu...

Trajikomik.

***

Türk Eczacıları Birliği Yönetimi, resmi web sitesinden, eczacı odası başkanlıklarına bir duyuru yayınladı.

8 Ocak 2014 tarihinde yapılan Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı’nın ardından yayınlanan bu duyuruda, yapılan çalışmalara ilişkin varsa eğer önerilerin kendi taraflarına iletilmesi isteniyor.

Duyuru kime?

Eczacı Odaları Başkanlıklarına...

Örgüt içi bir iş yani...İçeride halledilmesi gerekir.

Ama "duyuru" üyelere açıldı, duyuruldu.

Neden?..

"Bakın ne güzel örgüt içi bir demokrasimiz, katılımcı bir işleyişimiz var, önerilere açığız" mı deniyor yani...

Ya da...

Üyenin gözü önünde, eleştirel eczacı odalarına "vıdı vıdı etmeyin... Varsa bir öneriniz söyleyin" mi demeye getiriliyor?

Ne diyelim...

Trajikomik.

***

Geçer bu günler...

"Gecenin en karanlık anı şafağa en yakın andır" denilir.

Bakalım, göreceğiz.

Öyle miymiş?



İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com

Faks: 0216 574 72 69



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat