Türk Eczacıları Birliği seçimleri iyice yaklaştı.


Sosyal Medya’ da izliyorum...
 
Meslektaşlarımızdan toptancı bir yaklaşımla, TEB Yönetimi’ ne, eczacı odaları yönetimlerine yönelik oldukça yaygın tepki var.

Çünkü, sorunlar gerçekten çok ağırlaştı...

Ve birikti. 

Çözülmüyor. 

Çözüm bekliyor.

Evet, tepki var... 

Ancak geçtiğimiz Eylül ayında yapılan eczacı odaları seçimlerinde genel olarak bir şey değişmedi. 

Hemen hemen aynı yönetimler, bilinen isimler aday oldular ve seçildiler. 

Öyle ki; 3- 5 eczacı odası dışında eczacı odaları seçimlere ’tek liste’ ile gittiler... Alternatif listeler çıkmadı bile.

Bu da çok ilginç bir paradoks tabi.

Neyse... 

Hal böyle olunca, sonuçta, Türk Eczacıları Birliği seçimlerine de bildik tanıdık adaylarla gideceğiz.

O zaman yapılması gereken, mevcut yapıdan deneyimli, ’iş üretecek’, uyumlu çalışacak, duruşu net ’en iyi’ sentezi çıkartmamız gerekiyor... 

Öyle değil mi?


*** 


Türk Eczacıları Birliği’ nin uzunca bir süredir, geleneğinin, alışkanlıklarının tersine, oldukça ağırlaştığı, etkisizleştiği bir sır değil... 

Bunu hepimiz biliyoruz.

Oturup  ’ahlanıp vahlanacak’ değiliz elbette...

Önümüze bakacağız.
 
Gidecek başka yerimiz mi var?

Dedim ya! Sorunlar çok ağır ve çözüm bekliyor.

Diğer yandan, güçlü bir sivil toplum örgütü olarak, Türk Eczacıları Birliği’ nin yapması gereken toplumsal görevler de var. İşin bu yanını da görmemiz ve gözetmemiz gerekiyor.



*** 


Peki, neler oluyor?

Olan biten şu...

TEB Genel Sekreteri Harun Kızılay, önümüzdeki dönem için TEB Başkanlığı’ na adaylığını açıkladı, ekibini kurdu, seçim çalışmalarını ’düz bir çizgide’ oldukça dinamik bir biçimde sürdürüyor.

Kızılay’ ın yapısı netleşmiş...
 
O yüzden kapalı durumda. Ekibinde, kendi içlerinde bir tartışma olmadığı için ’haber’ değeri taşıyacak bir bilgi sızmıyor ya da öyle bir bilgi zaten yok.

Ekip halinde eczacı odalarını, yönetimlerini, delegelerini ziyaret edip seçim çalışmalarını sürdürüyorlar.

TEB Başkanlığı’ na yeniden aday olan TEB Başkanı Erdoğan Çolak’ ta ekibiyle seçim çalışmalarını sürdürüyorlar.

Ancak o cephede başka bir şey daha var...

Erdoğan Çolak’ la bir süre önce, yıllar öncesinden gelen arkadaşlık hukukumuza da yaslanarak, ’ne var, ne yok’ tadında bir telefon sohbeti yaptık...

Kendisinin ve ekibinin durumunu özetleyen cümleleri şöyleydi:

’’ Her yapı gibi, Türk Eczacıları Birliği’ nde de hatalar oldu elbette... Hataları görüyor ve onlardan ders çıkartmaya çalışıyorum. Herkesin bunu yapması lazım. Bir yandan kendimizi anlatırken diğer yandan da önümüzdeki dönem için olabildiğince geniş tabana oturacak, temsil kabiliyeti yüksek, TEB Yönetimi’ ni ileri taşıyacak, dinamik, deneyimli, çalışkan bir aday kadrosu oluşturmaya çalışıyoruz. Yapısal zaafları ortadan kaldıracak, ortaklaşmış ilkelere dayanan yeni bir yapılanma oluşturmaya çalışıyoruz. Bunu yapacağımıza da inanıyorum. Eczacı hareketi bu zenginliği taşıyor. Türk Eczacıları Birliği’ nin önü açıktır.’’


*** 


Şunu biliyorum...

Eczacıların toplumsal ve mesleki haklar mücadelesinin birikimi istenilse bile yok edilemez.

Bu ülkenin tarihinde, eczacılardan başka 15 bin lere varan katılımlarla mitingler yapabilen bir başka meslek grubu yok.

Bu ülkenin tarihinde, mesleki haklar mücadelesinde, eczacılar dışında yüzde yüz katılımla ’kepenkleri indirebilen’ bir başka meslek grubu yok.

Sonuç olarak...
 
Türk Eczacıları Birliği seçimlerine giderken...

Önümüzü açmak için, herkesin bu tarihe uygun davranması gerekiyor.

Tarih ön açanları da yazar... 

Kapatanları da...
 
Gözlemlemeyi sürdürüyoruz.
 
 
 
 
 
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
https://twitter.com/HGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat