Bu yazıyı sabah 6 da yazmaya başladım...

Yorgun, gergin bir nöbetin sabahında.

 
Benim bulunduğum bölgede Fatih Sultan Eğitim Ve Araştırma Hastanesi (Bostancı/ İstanbul) var.
 
Nöbet boyunca reçete gelen, geceleri acil reçetelerinin yoğunlukta olduğu bir hastane.
 
 
Hasta, elinde, üzerinde garip harfler ve rakamlar yazan "dandik" bir kağıt parçası, ile nefes nefese eczaneme giriyor...
 
Alıyorum elindeki kağıt parçasını...
 
Okumaya çalışıyorum...
 
"1" yazıyorum... Yok. "I" yazıyorum... Yok.
 
"S" yazıyorum... Yok. "5" yazıyorum... Yok.
 
"7" yazıyorum... Yok. "Y" yazıyorum... Yok.
 
"H" yazıyorum... Yok. "N" yazıyorum... Yok.
 
Siz diğerlerini tahmin edersiniz...
 
Sonra...
 
Veriyorum kağıdı hastaya...
 
"Ben beceremedim, siz okuyun, ben yazayım..." diyorum.
 
Ve o başlıyor...
 
"Alfabeyi ve sayıları öğrenmeye..."
 
Olmuyor...
 
Olmuyor...
 
Olmuyor...
 
Reçeteyi bulamıyoruz.
 
Sırada bekleyenler söylenip duruyor.
 
*
 
O acil, canıyla boğuşan, ağrıları olan hastalar küfür ederek dönüyorlar hastaneye.
 
Hele çocuğu alev ateş yanmakta olan, bir an önce ilaca ulaşmak isteyen anne babalar...
 
Biraz sonra geliyorlar.
 
Bu defa düzgün yazılmış.
 
Bir "yazışta" ekranda görüyoruz reçeteyi.
 
İlaçlarını alıyor, gidiyorlar.
 
Yanlış anlaşılmasın...
 
Bu "münferit" bir olay değil...
 
Hiç abartmıyorum, bu nöbetimde 20- 25 hasta hastaneyi ikinci defa ziyaret etti...
 
Bozuk yazılmış şifre yüzünden.
 
Bu insanlara yazık değil mi?
 
 
Ya biz?..
 
Bize yazık değil mi?..
 
İşini yapamadığına mı yanarsın...
 
O yoğunlukta, sırada bekleyen hasta ve hasta sahiplerinden "sıkılarak" verdiğin amansız mücadeleye mi?
 
Nöbet tutmaktan yorulmuyoruz ki...
 
Kendi adıma ilaç ve eczacılık hizmetini severek yapıyorum.
 
Ama bu sallapatilikler yok mu?..
 
Biz bundan yoruluyoruz.
 
 
Teknoloji öylesine gelişti ki...
 
E- reçeteye geçtik.
 
Güzel...
 
"Çağ atladık!"
 
Ama e- reçetenin şifresini adam gibi yazmayı, yazdırmayı beceremedik.
 
Bilgisayarda yazılması gereken şifreleri kağıt paçavralara elle yazmayı, yazdırmayı sürdürüyoruz.
 
E bu aptallık değil de nedir?
 
Buna katlanmak aptallık değil de nedir?
 
Pespaye ettiler bizi...
 
Pespaye!
 
Buna daha ne kadar katlanacağız?
 
 
İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

https://twitter.com/HGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com
 
Faks: 0216 574 72 69


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat