Hiç kimse hükümet ile ilaç sanayicileri arasında yaşanan düşük yoğunluklu çatışmadan medet ummasın. Oradan bir şey çıkmaz. Çıkarları gereği, kendi aralarında orta bir yerde buluşurlar. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
Biz ne yaptığımıza bakalım…
***
TEB Merkez Heyeti ortada görünmeyince eczacı odaları kendi insiyatifleriyle bir takım etkinlik ve eylemliliklere giriştiler.
SGK’ ya gönderilen ihtarnameler, açılan davalar, broşürler, afişler vs.
Öyle görünüyor ki, bu hareketlilik önümüzdeki hafta daha da ivme kazanacak.
Elbette bu girişimler iyi niyet taşıyor.
Tümünü çözüm aramaya yönelik hareketler olarak değerlendiriyorum.
Ancak…
Herkesin aklına geldiği gibi konuştuğu ve davrandığı bir “CHP görüntüsü” eczacılara hiç bir yarar sağlamaz.
Tüm yapılanlar ve yapılacak olanlar bir tür "etkinlik kirliliğine" dönüşmemeli.
Böyle bir tablo herkesi yoracağı gibi “ağırlık” ta taşımaz.
Bunun yanında, kimin ne dediğinin çok ta belli olmadığı bir görüntü karşıtlarınızda "güç" değil tam tersi zaafiyet algısı yaratır.
"Boşa atacaksan hiç atma" diye bir halk deyişi vardır ya... O hesap işte.
Bu halk deyişi, "Boşa atacaksan atma. Enerjini yok yere harcama. Bir de düşmanın seni karavanacı olarak görmesin" demek ister.
Süreçte, her nasıl olacaksa, kim üstlenecekse, bir koordinasyon şart görülüyor.
Etkinlikler şekil ve zamanlama olarak aynılık, hiç olmazsa ahenk içermeli.
Tespit ve talepler çok net ve “ortaklaşa” dile getirilmeli.
Öte yandan; zaten halkın gözünde sürekli “mızmızlanan” bir meslek grubu olduk çıktık.
Dikkatli ve özenli olmak lazım.
***
Etkinlikler yapılıyor, yapılacak…
Peki, ne sonuç doğuracak?
Ya da şöyle soralım:
Sonuç getirecek olan nedir?
***
Bir defa, halka dönük, afişti, broşürdü vs. gibi etkinliklerin bu aşamada herhangi bir yarar sağlayacağına inanmıyorum.
Gerçekçi olalım… Halk düşmüş kendi derdine… Memlekette bankalara borcu olmayan insan kalmadı. Bir de eczacıyı mı düşünecekler.
***
İlgili herkes şunu söylüyor:
"Bu şartlarda ilaç ve eczacılık hizmeti sürdürülemez!"
Tamam!
Sürdürmeyelim o zaman!
Lafı evirip çevirmenin alemi yok...
Madem bu şartlarda bu hizmet sürdürülemez...
Madem TEB Başkanı, oda başkanları, ecza koop yöneticileri "eczaneler birer birer iflas edecek" diye söylevler veriyor…
O zaman ya kepenkleri indireceksin ya da sözleşmeyi fesih edeceksin.
Başka yolu var mı?
Yok!
***
Acil olarak ne istiyoruz?..
1) Ticari iskontolar kaldırıldı. O zaman kararnamedeki kârlılığımız uygun bir düzeye çekilsin.
2) Meslek hakkımız verilsin.
3) Stok zararlarımız bugün ve gelecekte gerçekten ödensin.
4) KKİ yükü sırtımızdan alınsın.
Yapsınlar bunları, ilaç ve eczacılık hizmetini sürdürelim.
Zaten bunlar olmazsa “sürdürülemez” demiyor muyuz?
Bu yapılmayacaksa, böyle bir niyet taşınmıyorsa, boş yere birbirimizi oyalayıp durmayalım…
Dürüstçe şunu söyleyelim:
Herkes bakabildiği kadar başının çaresine baksın!
!
İletilerinizi FACEBOOK sayfam üzerinden "özel mesaj" ya da faks (0216 574 72 69) yoluyla ulaştırabilirseniz sevinirim.
 
İLETİŞİM
0533 218 16 80
Faks: 0216 574 72 69


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat