Bu yazıyı Facebook’ ta yazmıştım. Ancak arkadaşlarım önemli olduğunu ve köşeme taşımam gerektiğini söylediler. Onların önerilerine güvenim tam. O yüzden yazıyı kimi değişiklikler yaparak köşeme alıyorum.
İstanbul Eczacı Hareketi’ ndeki "bazı" arkadaşlara ...
Evet, biz hafızası oldukça zayıf bir toplumuz.
Ama yine de dünü, yaşananları unutturamazsınız.
Herkes unutsa birileri çıkar dünü hatırlatır.
Sonuçta; her ne olursa olsun "dün" unutulmaz.
***
Gelelim yazının konusuna....
Şimdi yeniden İstanbul Eczacı Odası seçimleri yaklaşırken...
Toptancı davranmayacağım. Çünkü; son derece yanlış ve haksızlık olur.
İstanbul Eczacı Hareketi’ ndeki "bazı" arkadaşlar ve onlara onay veren yine "bazı" arkadaşlar...
Sosyal Medya ortamında direkt ya da dolaylı olarak bana saydırıp duruyorsunuz...
Saydırın...
Sizin canınız sağolsun.
Tamam da ’günahlarınızı’ ne yapacaksınız?
***
Yıllar önce...
O günün yanlışlarını ve bugün hepsi doğru çıkan söylediklerimizi haykırdığımızda ’hepiniz oradaydınız!’.
Hepiniz üstelik tam kadro oradaydınız. Suskun bir vaziyette... Hiç konuşmadan.
Buz gibi yüzlerle ’hepiniz oradaydınız’.
Peki, bunu vicdanınızda nereye oturtacaksınız?
Özeleştiriyi geçtik...
İki çift özür sözünüz yok mu?
Buna da boşverin...
İnanın ki beni çok da ilgilendirmiyor.
Bir şey daha...
O yıllarda bizim, bilerek, isteyerek gönüllü olarak tümüyle ilkelerimiz ve düşüncelerimiz uğruna tekme attığımız, boşalttığımız koltuklara güle oynaya oturdunuz.
Ya bunu vicdanınızda nereye oturtacaksınız?
Düşünceler ardında koşmak, koltuklara tekme atmak başka bir şeydir...
Sizinki başka bir şey!
Detaylara hiç girmeyelim.
O detayları biliyorsunuz.
Demek istediğim şudur, o "bazı" arkadaşlara...
Ne yapıyorsanız yapın...
Ama benden size bir dost önerisi bana bulaşmayın.
Kaynattığınız kazana beni de atmaya çalışmayın.
Varın gidin yolunuza...
Ha yine de tartışmak, varsa bir hesabınız, hesaplaşmak isterseniz eğer...
İnsanların gözlerinin içine baka baka, onlarca insanın tanıklığında, açık kürsüde...
Ben varım.
İstediğiniz yere gelirim.
İnsanların gözlerinin içine baka baka konuşurum.
Her zaman olduğu gibi.
Yalnız...
Altını çiziyorum...
Geçen seferki gibi olmasın.
1.5 yıl önce...
Bizim 25- 30 kişi geldiğimiz toplantıya yine 4-5 kişi gelirseniz...
O zaman olmaz.
O salonu terk ederiz.
***
Biz kırılmadan, dökülmeden, kendimizi geliştirerek ancak ilkelerimizden zerrece ödün vermeden durduğumuz yerdeyiz.
Kendi adıma değil belki.... Ama tüm arkadaşlarım adına tevazu gösteremeyeceğim...
Eczacının Sesi e- Gazete sabrın, aklın ve emeğin ta kendisidir. Onun için eczacılık tarihine yazılıyor.
Emek harcamayanların, ilkeli durmayanların, ortaya akıl koymayanların sözleri ise suya yazılır.
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
https://twitter.com/HGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com
Faks: 0216 574 72 69