Doğrusu, görevdeyken yıldızımız hiç barışmadı.


İletişimimiz nedense hep sıkıntılı oldu...

Belki de tarzlarımız uyuşmadı, bilmiyorum.

Yolum Konya’ ya düştüğünde Konya Eczacı Odası’ nı ziyaret etmek istedim.

’’Gitme istersen, sıkıntı çıkmasın’’ dediler.

Çünkü, o TEB Genel Sekreteriydi ve ’’Konya onun kalesiydi’’.

Dinlemedim, ’’gideceğim’’ dedim ve öncesinde haber saldım. 

Gittim...
 
Dedikleri gibi olmadı.

Konya Eczacı Odası Başkanı Sayın Cemil Karakap ve arkadaşlarından saygı ve eksiksiz konukseverlik gördüm yalnızca. 

Mutlu oldum.

*** 

İyisiyle, kötüsüyle çok şey söylendi ona dair...

Yaptığı görevlerde hep baskın bir karakter sergiledi.

Baskın karakteri zaman zaman hırçın bir görüntü verdi.

Geçmişte en bilinen görevleri şunlardı...

Konya Eczacı Odası Genel Sekreteri.

Konya Eczacı Odası Başkanı.

TEB Genel Sekreteri.

2015 yılında, TEB Genel Sekreteriyken, birlikte çalışırken, yolları ayrıldı, Erdoğan Çolak’ ın karşısında TEB Başkan adayı oldu...

Listesi kazanamadı ama kendisi ’’liste delerek’’ TEB Merkez Heyeti’ ne girmeyi başardı.

19 Kasım 2017 seçimlerinde yine TEB Başkan adayı oldu ancak bu defa kazanamadı.

***

Seçimlerin hemen sonrasında...

Seçimlerin hararetli havası sürerken bir haber yayıldı:

’’- Artık hiçbir yerde olmayacakmış, bütün meslek örgütü çalışmalarını bırakmış, eczanesine döndüğünü açıklamış.’’

Şaşırdım...
 
Duramadım, sarıldım telefona, aradım...

Konu konuyu açtı, epeyce sohbet ettik.

Sesi iyi geliyordu.

’’- Doğru mu bu haber?’’ dedim.

’’Doğru’’ dedi.

Anlattı...

(özet olarak yazıyorum tabi) :

’’- Ben yaptığım görevleri en iyi şekilde yaptığıma inanıyorum. Hiçbir zaman koltuk, makam peşinde olmadım. Bu seçimler öncesi bütün Türkiye’ yi eczacı odalarını, delegelerimizi ziyaret ettim. Onlara mesleğin sıkıntıda olduğunu, projelerimizi, yapacaklarımızı anlattım. Yani üzerime düşen sorumluluğu elimden geldiğince yerine getirdiğime inanıyorum. Ancak delegelerimiz böyle takdir etti. Ben sandığa saygı duyarım. Sandık tartışılmaz. Bütün samimiyetimle söylüyorum en ufak bir kırgınlığım yok. Evet, bir karar aldım. Bu kararı seçimler öncesi arkadaşlarıma söylemiştim zaten. Beni artık meslek örgütü zemininde göremeyeceksiniz. Bu alandaki bütün çalışmaları bıraktım. Bu sandığa duyduğum saygının bana aldırdığı bir karar... Kırgınlık, küskünlük yok. Tadında bırakmak gerek bu işleri... Benim için tadı burası, bu nokta... İşime, gücüme, aileme dönüyorum’’

Harun Kızılay’ ın telefonu kapatırken bana söylediği şey çok güzeldi...

’’- Konya’ ya beklerim... Bil ki, burada Konya’ da bir dostun var.’’

***

Bu yazıyı okuyunca belki de bana kızacak, bilmiyorum.

İlk defa özel bir telefon görüşmesini karşıdan izin almadan yazıyorum.

Ama düşündüm ki, üzerimde kalmasın...

Eczacılık mesleğinin bir dönemine damga vurmuş bir insanın, geldiği bu noktada, düşüncelerini, hissedişini, birinci ağızdan bilmek meslektaşlarımızın hakkıdır, diye düşünüyorum. 

Üstelik, ’’bırakma kararı gerçek mi’’ diye bu denli tartışılırken...

Bu bilgiyi aktarmayı kendime görev ve sorumluluk saydım.

*** 

Sevgili Harun Kızılay...

Kırgınlık, küslük yok...

’’Dostluğunu’’ aldım, başımın üstüne koydum.

Teşekkür ederim.

Kahveni içmeye, sohbete mutlaka geleceğim.

Ben de beklerim.


İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com  


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat