Memleketin tozu dumanı bitmiyor. Bitmeyecek te. Ne zaman bitti ki?..
Bu toz duman içinde her şey sistemin kendi yolunda akıyor bir yandan da.
Toplumsal örgütlenmelerin alabildiğine ezilmeye çalışıldığı, eritildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz.
Öyle ki; 301 madenci adeta bir katliamda can verdi, sendikaların gıkı çıkmadı. Zaten görünmezdiler, hayalete dönüştüler. Daha ötesi var mı?
Sivil güçlerin, örgütlenmelerin hakiki olmadığı bir ortamda, bütün ülke Soma madenleri gibi aslında.
Ha patladı patlayacak…
Görebilene tabi.
*
Yeni İlaç Fiyat Kararnamesi dediler….
Bir takım bilgiler düştü gündemimize ama baltalar gömüldü galiba. Ne oldu, anlayamadık bile.
Bakalım göreceğiz.
Bugün fıkra gibi bir haber düştü Hürriyet Gazetesi’ ne…
Şöyle:
“Sektörün, "Türkiye’nin ilaçtaki indirim oranları çok yüksek. Diğer ülkeler de bu indirimleri istiyor" şikayeti üzerine yeni bir çalışma başlatıldı.
Ekonomi yönetiminin tartıştığı modele göre, ilaç firmalarından alınan iskonto oranları artık açıklanmayacak. Böylece Türkiye’nin aldığı indirim oranlarını diğer ülkeler takip edemeyecek.”
Doğruysa eğer…
Tam da bizlik bir uygulama.
Herkesin her şeyi bildiği bir iletişim dünyasında, faturalar ortalıkta gezerken bizimkiler firma iskontolarını saklayacaklar.
Twitter’ın,Youtube’un yasaklanmaya çalışıldığı bir ülkede ilaca dair fiyatlandırma sorununda böyle bir çarenin düşünülmesi de son derece doğal değil mi?
Kandıralım elin gavurunu gitsin!
Ne çözüm ama…
Gülmek bize yakışıyor.
*
En kötüsü de ne biliyor musunuz?
Alışmak.
Normal saymak.
Adamlar bizim üzerimizden kamuya iskonto aktarıyorlar. Biz zarar ediyoruz. Bir süre bağırdık çağırdık şimdi hiç konu oluyor mu?
Nasıl da alıştık.
Bir de şimdi o iskontoyu saklayacaklar.
İster misiniz bizden bile saklasınlar.
Zaten aldığımız verdiğimiz belli değil. Hepten meçhul olsun.
“Olmaz” demeyin…
Ne olmazlar oldu.
Bir hatırlayın.
*
Bu ülkede bir kutu antibiyotik 9 lira, bir avuç deniz suyu 34 lira…
Eczanelerde mamaları kapalı dolaplarda tutmaya zorlayacaksınız, markette koy paspasın yanına…
Eczacıya bitkisel ürün satarken elli engel, aktar kürekle poşete dolduruyor…
Eczacı reçetesiz ilaç satamaz, Rami’ de almayanı dövüyorlar…
Devamını siz getirin artık.
*
Bir bakkalda ağrı kesici ilaç gördüm, takıldım:
“Bunlar İTS’ ye kayıtlı mı?” dedim.
“Tabi tabi… Hepsi benim defterde kayıtlı abi” dedi.
Dedim ya!
Her şeye rağmen gülmek bize yakışıyor.
*
Bugün ölüm yıldönümü…
Nazım’ ı anmadan geçmek olmaz…
Saygıyla…
“Ve bu dünyada,
bu zulüm senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer,
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak,
kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama,
kabahatin çoğu senin canım kardeşim!”
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com
Faks: 0216 574 72 69