Hiç öyle boynu bükük gözleri ağlamaklı ’’Küçük Emrah’’ şekline girmenin alemi yok.
Paniklemeye de gerek yok bence.
Sakin.
Öyle dosyalar filan hazırlamanın da gereği yoktu.
’’Halk sağlığı için şunu bunu yapıyoruz vs.vs.’’
Bizi bizden daha iyi tanıyorlar ve neler yaptığımızı bizden iyi biliyorlar, merak etmeyin.
Sağlık bürokratlarıyla yaptığım her sohbette bunu bir kez daha görüyorum.
Tabi ki meslek birliklerinin yeniden düzenlenmesi hazırlığından, Türk Eczacıları Birliği Yasası değişecek mi, meselesinden söz ediyorum...
Hani herkesin birbirinin kulağına kısık sesle fısıldadığı ’güncelimizden’ söz ediyorum.
Birbirine mutsuz bir yüzle sorduğu o yakıcı sorudan:
’’Türk Eczacıları Birliği, eczacı odaları ne olacak? Yok mu olacak?’’
***
Bir şey olmaz, merak etmeyin.
Yeterki siz başınızı önünüzden kaldırın.
Moralinizi bozmayın.
Türk Eczacıları Birliği 62 yıllık bir çınar.
Kökleri öylesine derinlerde ki...
Türk Eczacıları Birliği Anayasal bir kurum.
Anayasa Madde 135 şöyle:
’’Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz’’
Türk Eczacıları Birliği, kaynağını Anayasa’ dan alan 6643 sayılı 25.01.1956 tarihli Türk Eczacıları Birliği Kanunu ile kurulmuş ve bu kanun çerçevesinde faaliyet gösteriyor.
Şimdi ne deniliyor?
’’Devletten kaynak almasın...’’
TEB almıyor ki zaten.
’’Eczacılar istedikleri yere üye olsunlar...’’
E oluyorlar zaten, bir engel yok ki, yüzlerce eczacı derneği ve yapılanması var bu ülkede.
Hepsi de birbirinden kıymetli üstelik.
Mesleğe ve sağlık hizmetlerine, ülkeye değer katıyorlar.
’’Üyelik zorunlu olmasın’’.
Niye?
Ne sakıncası var zorunlu bir mesleki örgütlülüğün ve mesleğe aidiyetin?
Zaten ’’Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti’’ yok.
Bana sorarsanız onların da mecbur olması lazım.
Teşbihte hata olmaz...
O zaman mahalle muhtarlıklarına kayıtlı olmakta zorunlu olmasın.
Her mecburiyet antidemokratik değildir.
Oy kullanmamaya niye para cezası var?
Demokrasi ve oy kullanma gelişsin, artsın diye var.
Hiç fazla detaya girmeyelim...
Meslek örgütlerindeki ’mecburiyet’ demokratik bir mecburiyettir.
Bunu anlamaya niyeti olan anlıyor.
Anlamak istemeyene yapacak bir şey yok.
***
Biz gerekli gördüğümüzde Türk Eczacıları Birliği’ ni de, Eczacı Odaları’ nı da eleştiririz.
Bu başka bir şey.
Ama şunu da başımız dimdik söyleriz.
’’Mesleğime ve meslek örgütlerime dokunma!’’
Bizim için aslolan budur.
Hangi düşüncenin insanı olursanız olun...
Fark etmez.
Eczacı mısın?
Meslektaş mıyız?
Tamam.
Siz de söyleyin...
Çekinmeyin.
Bir şey olmaz.
Geçin fısıldaşmayı...
’’Mesleğime ve meslek örgütlerime dokunma!’’
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com