Memlekette yaşanan siyasal çalkantı ve gündem kilitlenmesi kendimize dönüp bakmamızı engelliyor.

Öyle görülüyor ki; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlanmasının ardından sular durulmayacak daha da çalkalanacak, siyasal gündeme odaklanma 2015 Genel Seçimleri’ ne dek devam edecek.

Oysa yaşam hızla akıyor ve eczacılık mesleğindeki kırılma devam ediyor.

Sorunlarımız var…

Ancak bu yazının konusu o değil. Sorunlarımızı yazmayacağım.

Ya da başka bir bakışla, bu yazının konusu en temel sorunumuz.

*

“Örgütsüz güç güç değildir”.

“Birlikteysek güçlüyüz”.

Bu “beylik” sözleri duymaktan gına geldiğini biliyorum…

Çok uzun bir süredir havada ve içi boş kaldığını da biliyorum.

Ama bu sözler temel doğrular… Değişmez doğrular.

*

Türk Eczacıları Birliği zemini kaynıyor…

“Muhalif” bilinen bazı eczacı odaları artık TEB’ in düzenlediği toplantılara katılmayacaklarını yüksek bir sesle dillendirmeye başladılar. Katılanların da son derece isteksiz katıldıklarını biliyoruz.

Eczacı meslek örgütlerimiz sahici derin bir yarılmaya doğru hızla yol alıyorlar.

Hemen söyleyeyim…

TEB’ e yönelik çoğu eleştirilere katılmakla birlikte “toplantıları boykot” tavrını doğru bulmuyorum.

Düşünceler her zaman ilgili platformlarda, etki yaratmadığı görülse bile, ısrarla, inatla dile getirilmelidir.

Oldum olası inancım budur.

*

Türk Eczacıları Birliği’ nin sektörel ve mesleki düzlemde önceki etkinliğinin kalmadığı bir sır değil. Bunu herkes biliyor.

Bunun pek çok nedeni var…

Ancak en önemli nedenlerinden biri eczacı odalarıyla birlikte TEB Yönetimi’ nin birlikte bütünsel hareket edemeyişi…

Bu zaaf meslek örgütümüzü giderek eritiyor.

Çok net…

Karşı düşünceye saygı duymak bir yana…

TEB Yönetimi kendinden saymadığını ötekileştiriyor. Düşmanca davranıyor. Elinin tersiyle itiyor.

Bu tavır doğru değil…

Meslek örgütleri içinde farklı düşüncelerin olması çok doğal… Herkesin “tek” düşünmesi olacak iş değil.

Doğru liderlik, farklı düşünceleri bir arada tutmak, süzmek, üretmek, yönlendirici olmaktır.

*

Altını bir daha çiziyorum…

Toplantılara katılmama tavrını doğru bulmuyorum…

Ama bu sonuca giden yolu TEB Yönetimi’ nin döşediğini de görebiliyorum.

Meslek örgütümüzün en tepesinden aşağıya doğru yayılan kibir ve uygun olmayan üslup hepimizi son derece rahatsız ediyor.

Kırgınlıklar giderek artıyor, kangrenleşiyor…

Böylesi bir yapı çare üretemez.

*

Özel bir seslenişle yazıyı bitiriyorum…

Sevgili Erdoğan Çolak…

Diliyorum ki; bu yazıdan sonra bir durup düşünürsün…

“Ben ne yapıyorum?” dersin…

Ve kusura bakma ama…

“Tek bir eczanemizi bile feda etmeyiz!” demenin üzerinden tam 5 yıl geçti…

Ve bu süre içinde sen, anlamlı hiçbir şey yapmadın.

Bu satırları hiç de hoşlanarak yazmadığımı bilmeni isterim…

 

İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
https://twitter.com/HGencosmanogluh.

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com

Faks: 0216 574 72 69


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat