Önce manşetler atıldı:

İlaçta büyük vurgun, ilaçta soygun, eczacı- doktor işbirliği ile yolsuzluk vs.vs.

Her zaman yapıldığı gibi önce kamuoyu hazırlandı.

Çünkü, gürültü çıkacağı belliydi. Artık klasikleşen bir strateji bu.

Ardından "operasyon" geldi.

İlaçta fiyatlar düştü, iskontolar yükseldi.

***

İşin aslı ne?

İşin aslı; devlet, sağlık ve ilaç harcamalarından muzdarip.

Halkın sağlığına ve ilacına para harcamak istemiyor. Bu aslında siyasi bir tercih.

Fırtına buradan kopuyor.

Devlet para harcamak istemeyince de olan tüm sağlık çalışanlarına ve eczacılara oluyor. Tabi halka da... İnsanlarımız giderek ilaca da sağlığına da daha fazla "cepten" para öder hale geliyor.

"Global bütçe" adında bir sistem kurdular.

Ödenek hep aynı kalıyor.

Ancak, tüketilen ilaç miktarı ve eczacılık hizmeti sürekli artıyor.

***

Şimdi diyorlar ki; kriz çözüldü.

Çözüldü mü gerçekten?

Kriz çözüldü dedikleri, ilaç sanayicileriyle hükümet büyük ölçüde anlaştı. Önümüzdeki günlerde bu anlaşmanın uygulamalarını daha net olarak göreceğiz.

Sanayiciler istediklerini aldılar. Detay sorunlar kaldı. Onları da hallederler nasılsa...

Ya eczacının sorunları?..

Eczacıya yüklenen yeni faturalar ne olacak?..

Diğer yandan, halkın ilaca ve sağlık hizmetlerine bundan böyle daha fazla para ödeyeceği gerçeği...

Bunları kimse sormayacak mı?

***

İlaçta sistem giderek "sıkılaşıyor".

İlaç üreticileri ve ithalatçıları kendilerini bir biçimde korumaya alıyorlar. Satış şartlarını alıcı aleyhine düzenliyorlar. İskontoları kaldırıp, ürün fazlalarını geri çekiyorlar. İşçi çıkartıyorlar. Niteliği de aşağı çekip, giderlerini düşürüyorlar.

Dağıtım kanalları da öyle... Yeni yılda yeni satış şartları hazırlandı bile. Eczacıya yeni şartlar dayatıyorlar.

Sistemde bir tek eczacılar kendilerini koruyamıyor.

Süreç içinde, sürekli, daha kötü şartlarda alıp, daha kötü şartlarda satıyorlar. İş yükümüz sürekli artıyor.

Genel giderlerin sürekli artışından korunamıyoruz. Korunmamız da mümkün değil.

***

Bu arada unutmadan...

Bütün eksiklerine rağmen, ilk defa stok zararlarımızın telafisi mevzuatla güvence altına alındı.

Her ne kadar pratik inandırıcılığı olmasa da önemli bir kazanımdır.

Mutlaka üzerine gitmek lazım.

Sonuçta başarılı olunursa, bu yalnızca stok zararlarımızın ödettirilmesi olmayacak, haklarımıza sahip çıktığımızın da önemli bir göstergesi olacaktır.

***

Günler geçiyor...

Eczacı örgütleri izliyor.

Nereye kadar?..

Doğrusu çok merak ediyorum, bu sessizlik daha ne kadar sürecek?

 

(*) Yukarıdaki yazım 26 Aralık 2011 tarihinde yayınlanmıştı.(H.G.)

 

İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

Faks: 0216 574 72 69

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat