Meslekte yaşanan çalkantı sürüyor.
Derin bir alt üst oluş yaşanıyor.
Değişim bir çeşit şaşkınlığı da egemen kıldı.
Tabi bu arada her kafadan bir ses çıkıyor.
Herkes kendi çözümünü arıyor, kendi çözümünü üretmeye çalışıyor.
Evet, bir şeyler değişiyor.
Hem de öyle böyle değil, köklü bir biçimde değişiyor.
Bu değişim içinde biz ne kadar irade gösterebiliyoruz?
Bugüne ve geleceğe dair ne söylüyor ne öngörüyoruz?
Yanıtlanması gereken sorular bunlar.
***
Sürekli şikayet ederek, olumsuzlukları, sorunları alt alta dizip dillendirerek bir yere varamayacağımız çok açık.
Elbette bunu söylerken haksız hukuksuz uygulamaları dile getirmeyelim demiyorum… Onları söylemekten geri durmamalıyız. Hiç kuşkusuz haklarımızı sonuna dek savunmalıyız.
Ama temel olarak üzerinde kafa yormamız, emek harcamamız gereken şey bu değil.
Akla uygun, güncel gerçeklerin üzerine oturan yeni eczane modelini elbirliğiyle oluşturmalıyız.
Bunu yaparken de son derece tehlikeli olabilecek yeni savrulmaların tuzağına düşmemeliyiz.
Somut çıkış yollarımızı, önceliklerimizi, yüksek sesle dillendirmeli, ilgililerin önüne sürmeli, hayata geçirmek için çaba harcamalıyız.
Başka yolu yok.
Görünen bu!
***
Şekillenmekte olan yeni süreçte, ilaç sanayicileri ve dağıtımcıları kendi önlemlerini alıyor, yapılarını güncele uygun bir biçimde revize ediyorlar.
Peki, ya biz?..
Biz, ne yapıyoruz?
Bir başına bir şeyler yapmaya çalışanlar var...
Ama bizim dediğimiz o değil.
Üretimleri birleştirmeli…
El ele vermeli…
Ortak akıl denen şeyi oluşturabilmeliyiz.
Kalıcı ve reel çözüm bu olacaktır.
***
SGK’ nın rutininde savrulduk gittik.
Güncel sorunlarda boğulduk.
***
Bu "yenilmişlik" ve "çaresizlik" duygusundan bir an önce sıyrılmalıyız.
Artık kendimizi küçümsemekten vazgeçmeliyiz.
Çok bilinen deyimle, aklımızı başımıza toplamalıyız.
Gerçek şu ki, şu anda fırtınada savrulan dal parçaları gibiyiz.
Bu durum bize yakışmıyor!
Bu durum eczacıların geleneğine yakışmıyor!
Bu durum eczacıların aklına yakışmıyor!
İLETİŞİM İÇİN:
Faks: 0216 574 72 69