5- 6 gün önceydi...
Yönetici bir dostumla telefonla uzun uzun sohbet ettik.
Şöyle dedi:
" Yahu öyle bıçak sırtı bir durumdayız ki... Haklıyız, haklarımızı istiyoruz. Meslektaşlarımızın beklentileri var ve son derece haklılar... Tamam. Bizim de inancımız yerinde. Ama bir de ülkenin halini düşünüyoruz açıkçası korkuyoruz. Baksana her gün şehitler, ölümler, bombalar... Tut ki, bir eylem yapmaya kalktık. O gün de bir yerde bir bomba patladı. Ne yapacağız? Derdimizi vatandaşa nasıl anlatacağız? Millet ne derdinde, siz ne derdinde demezler mi? Ne yaparız? Böyle bir haldeyiz anlayacağın..."
"Haklısın, kolaylıklar diliyorum, işiniz zor..." dedim.
Ne diyeyim...
***
Sonunda, SGK ile TEB anlaştı, protokol bağlandı.
Hiç detaya girmeden, ekonomik kazanımlar için söylenebilecek tek şey var...
(Bu tanımlamayı da hiç sevmiyorum ya neyse...)
"Yetmez ama evet"
Sonuç bu.
***
Daha önce de söyledim...
Çok önemsediğim şey; benim yaşadığım ( son 20 yıl) tarihin en şeffaf görüşmelerini yürüttü Türk Eczacıları Birliği...
Ne varsa, ne oluyorsa her adımda meslektaşlarını bilgilendirdi.
Etkileşime açık oldu. Burun kıvırmaktan çok uzak bir duruş sergiledi. Meslek örgütümüzün demokrasisi açısından bu çok çok önemli.
Üyelerinin aşınmış olan güvenini olumlu yönde güncelledi. Duygu bağını kurdu. Aidiyet duygusunu yükseltti.
Üyesinden kopuk değil, üyesinin sesi gibi durdu.
Bu protokolün en önemli kazanımı bu bence...
***
Bağlı olarak bir diğer konu...
Biliyorsunuz, bundan tam 4 ay önce Türk Eczacıları Birliği seçimleri yapıldı ve o seçimlerde meslek örgütümüz derin bir yarılma yaşadı.
Seçimlerde 2 liste yarıştı...
Erdoğan Çolak ve ekibi seçimleri 2 fire ile kılpayı kazandı. Diğer listenin Başkan adayı Harun Kızılay ve listesindeki Kerem Zabun, mevcut listeyi delerek üye olarak yönetime seçildiler.
Doğrusu, bu derin yarılmanın meslek örgütümüzde ciddi bir zafiyet oluşturacağından ve bu zaafiyetin protokol görüşmelerine yansımasından endişe duyuyordum.
Ancak hiç böyle olmadı.
İçeride ne oluyor ne bitiyor bilmiyorum ama dışarı hiç böyle bir şey yansımadığı gibi meslek örgütümüz alabildiğine "tek yumruk" görüntüsünü başarıyla verdi.
Buradan baktığımızda, 4 ay önce seçim kaybeden eczacı odalarımızı da ayrıca kutlamak gerekiyor.
Doğrusunu yaptılar.
***
Şimdi önümüze bakmak lazım...
Yapacak çok iş var.
OTC yi ciddi ciddi masaya yatırıp tartışmamız lazım.
Geleceğe dönük olarak "eczacılık danışma hakkımızı" sağlam bir zemine oturtmamız gerek.
Kamu ve hastane eczacılarımızın dertleri çok büyüdü. Sayısız e- mailler alıyorum o dertlerle ilgili. O alana bakmalı.
Mevzaut problemleri...
Medikal malzeme...
Eczacılıkta uzmanlık yasamızı geliştirmek gerekiyor.
Yapacak iş çok... Hepsini bir çırpıda yazmayayım... Başka yazılara bırakayım.
***
Protokol sürecinde sosyal medyada, her türlü iletişim yollarıyla meslek örgütüne, haklarına sahip çıkan, örgütlülük bilinciyle hareket eden, meslektaşlarımı sona bıraktım...
En büyük takdir onlara...
Türk Eczacıları Birliği’ nin şöyle anlı şanlı bir teşekkürünü sonuna kadar hak ettiler.
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com