Geçenlerde Dünya Gazetesi’ nde bir açıklama yayımlandı. Biz de alıntı olarak yayımladık.

Kendi adıma çok önemsediğim açıklamanın sahibi Berko İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Berat Beran’ dı.

Sondan başlayalım…

Beran, açıklamanın sonunda şöyle diyor:

“…yeni yılda odağımızı devletin ödediği ürünlere çevirmek zorunda kalacağız. Çünkü OTC piyasası çok kötü bir yere gidiyor ve bundan ne eczacı ne üretici ne de halk karlı çıkabilir"

Aslında öncelikle bizim yani eczacıların yapması gereken açıklamayı (gerçi sayın Berat Beran da eczacı )bir ilaç üreticisi yaptı ve gerekçeleriyle çok ciddi bir uyarıyı ortaya bıraktı.

Şöyle diyor:

“OTC alanında yaşanan kavram karmaşası, üretilen ürünlerin kalitesizliği ve çalışma etiğinin olmadığı satış anlayışının Türkiye ilaç piyasasındaki OTC pazarını olumsuz yönde etkilediğini ve küçülttüğünü bildirdi”

Devam ediyor:

“OTC yasasının da olmaması sebebiyle Türkiye’de gerçek anlamda OTC olmadığını ve üretilen ürünlerin kalite kontrolünün yapılmadığını bildiren Beran, eczacıların ve ilaç sektörünün OTC ürünlerine yaklaşımına değindi”

Somut bir örnek veriyor:

“Eczacılara yönelik düzenlenen fuarların birinde 2 liralık balık yağları sunuldu. Bu noktada eczacılık eğitimi almış birinin bu durumu sorgulaması beklenir, ama ne yazık ki eczacılarımız 2 liralık bir balık yağı ürününün içinde ne olduğunu sorgulamadan eczanelerine tedarik ettiler. Bu merdiven altı ürünler bir süre sonra hem halkın sağlığını tehdit etmeye hem de pazara ciddi zararlar vermeye başladı"

Haksız mı?

Bence değil.

Haklı!

Başka ne diyor: 

“Firmalar kaliteli koşullarda üretim gerçekleştiriyor ancak OTC yasası ve düzenlenmiş bir pazar olmadığı için bugün yer altı imalatlarıyla rekabet eder pozisyona düşüyor”

Öneride bulunuyor…

"OTC yasasının çıkması için çabalayarak pazarın kalitesini kontrol altına almaları gerekirdi”

Berat Beran’ ın söylediği doğruları ben kendimce özetleyeyim...

OTC yasasının olmayışı bu alanda çok ciddi bir boşluk yaratıyor. Düzenleme yok! Denetleme yok! Fiili durum yaratılmış. OTC alanı ortaya salınmış vaziyette…Bu durumdan da ’korsanlar’ alabildiğine yararlanıyorlar. Yararlanırken de herkese zarar veriyorlar.

Sonuç: Ürün çöplüğü.

Yozlaştıkça, herkese; halka, eczacıya, ciddi üreticiye zarar veren bir sonuç.

Yani bizim hep söylediğimiz şey…

Dönüp dolaşıp söylediğimiz şey…

Bu alanda ivedi bir düzenleme yapılması lazım…

Çok çok geç olmadan!

 

***

 

Gelelim bize...

Bizim meslek örgütlerimizin buna dair söyleyecek bir sözü, bir politikası var mı?

Maalesef yok.

Ama olmalı…

Öyle değil mi?

Eczacılar, uzmanlık alanlarına sahip çıkmalı…

Nitelikli, bilimsel, yasal bir OTC alanı oluşturabilmek için söyleyecek sözünüz olmalı…

Yoksa OTC’ ye nasıl sahip çıkıp eczanenin içinde tutacaksınız?

“Saldım çayıra mevlam kayıra” meslek politikalarının eczacıyı getirdiği yer ortada…

Daha ne söylenebilir ki?

Ses verin...

Ses verin...

Ses verin...

 

 

İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

https://twitter.com/HGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat