Bugüne dek eczacılarla ilgili ya da eczacıların da karıştığı yolsuzluk olaylarına hiç itibar etmedik.
Doğrusu, itibar etmeye de hiç niyetimiz yok.
Her meslekte olduğu gibi eczacılar içinde de yanlış işlere bulaşanlar olabilir. "İlgili makamlar gereğini yapsın." Hep böyle düşündük. Halen de böyle düşünüyoruz esasında.
Çarşaf çarşaf, abartılı bir biçimde gazete manşetlerinden, TV ana haber bültenlerinden verilen yolsuzluk haberleriyle, sanki ilaç alanında çok büyük bir soygun varmış, eczacılar devasa suistimaller yapıyormuş algısı yaratan bir görüntüye ne katkı ne de onay veririz.
***
Ama...
Geldiğimiz bu noktada çok üzülerek te olsa söylemek zorundayız:
Eczanelerimizde hastalarımızın tanıklıklarından dinlediklerimiz, elimize ulaşan oldukça yüksek sayılardaki iletilerden anlıyoruz ki, bazı meslektaşlarımız(?) işin suyunu da rezilliğini de çıkarttılar.
Artık, kim nerede kullanmaya kalkarsa kalksın bazı şeyleri açık açık söylemek zorundayız.
***
Raporu olan hastaların kaydını alıp, zamanı geldiğinde, hastaların haberi olmaksızın, gidip suçbirliği içinde olunan hekimlere reçetelerini yazdırtmak, ilaçlarını vermek, "buyurun, ilaçlarınız bizde, gelin alın" demek ahlaksızlıktır. Aynı zamanda mevcut mevzuata göre yasaktır da!
Hasta elinde reçetesi, raporu eczaneme geldi. Reçeteyi sisteme girdik. Aynı gün ilaçları yazılmış çıktı.
Öğrendik ki; ilaçları filanca eczanede hazır bir biçimde kendisini bekliyor. Hastanın dünyadan haberi yok.
Bu ne türden bir rezilliktir? Bu nasıl bir utanmazlıktır?
***
ASM’ lerde, hastanelerde, tıp fakültelerinde çete üyesi gibi adamları gezdirmek, reçete toplatmak, yüzsüzlüğün, arsızlığın dik alası değil de nedir?
Adamlar, kimi hekimlerle ahbap- çavuş olmuşlar üçkağıtın bini bir para gidiyor...
Bu nasıl bir pervasızlıktır?
Geçen gün, hastaneden çıkıp eczaneme gelen, uzun yıllardır tanıdığım bir hastam; "yahu adamların elinden reçetemi zor kurtardım" dedi. Bir de "sizi arabamızla evinize kadar bırakırız" demişler.
Yuh artık!
***
Ya katılım payını, muayene ücretini almayıp neredeyse üste para verecek olanlar...
Bunların kendilerinden fedakarlık yaptıklarını sanmak saflıktır.
Bu paraları bir yerlerden çıkartıyorlar. Hepimiz eczacıyız. İşin ekonomik detaylarını biliyoruz.
Başka türlüsü mümkün mü?
***
Diyaliz üniteleriyle ortaklık kuranların kazandıkları paranın tümünün "hak" olduğuna kimse beni inandıramaz.
Hastane servislerini paylaşan eczacıların varlığını bilmeyen kaldı mı?
ASM’ leri, hastane servislerini "donatanlar", kimi hekimlerin arabasına lastik alanlar bunu neyin karşılığında yapıyorlar?
Ve her gün duyduğumuz binbir çeşit ahlaksız, yasa dışı olaylar...
***
Biz mesleğin derdindeyiz...
Güncel sorunlarımızı beraberce nasıl çözeriz?.. Mesleğimizi birlikte geleceğe nasıl taşırız?.. Onun kaygısında ve çabasındayız... Arayışındayız. Çoğumuz da böyle.
Gel gör ki; bir takım rezillerin yaptığı rezilliklere bakın!
Sayıları az... Ama pislikleri fazla! Her tarafa bulaştırıyorlar.
Bir de bu yaptıklarını "beceriden" saymıyorlar mı...
Meslektaşlarının emeğini, ekmeğini çalan, kamu kaynaklarını dolandıran, bu ahlaksız hokkabazlara göre herkes gerizekalı.. İşini bilmiyor...
Bir bunlar akıllı(!) Bir bunlar işlerini biliyor(!)
***
Başta SGK olmak üzere, ilgili tüm kurumlar gereğini yapmalıdır.
Artık yeter! Elbirliğiyle bu soysuzlara hadlerini bildirmeliyiz.
Ne pahasına olursa olsun bunları ya yola getirmeliyiz ya da içimizden atmalıyız.
Bu konuda meslek örgütlerimizi yaygın, dinamik ve etkin bir çalışma yapmaya davet ediyorum.
Bunlar "içimizdeki düşmanlar". Bu net olarak belli olmuştur.
Bu konuyla ve yüzünün astarı iyice sıyrılmış olan bu insanlarla ilgili yazmayı sürdüreceğim.
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
Faks: 0216 574 72 69