Cesaret de bulaşıcı.

Çalışkanlık da…

 

Bugün ilerleyen saatlerde Başkanlar Danışma Kurulu toplanıyor. Başkanların gündeminde TEB’in pazartesi günü (17.09.2018) duyurduğu, Bayer’in Bepanthol markasının satış politikasının etraflıca değerlendirilmesi hakkındaki yazı öncelikli yer alacak.

Bu yazıda kararlı bir yaklaşım ile “Kuşkusuz, firmanızın almış olduğu bu tek taraflı kararın, eczacılık camiasında çok net bir yansımasının olacağı açıktır" deniliyor.

Yine TEB dün (18.09.2018) Bayer Firması ile arasında 21.02.2018 tarihinde imzalanmış olan Kadın Sağlığı Akademi Programı sözleşmesini feshettiğini bildirdi.

Bununla birlikte meslektaşlarımız da, TEB tarafından açıkça ifade edilen “Daha önceden ilaç olarak sattığınız kozmetik ürününüzün ilaç kategorisinde iken elde ettiği başarıyı sömürmek ve böylece, şirketinize kazandırdığı karı artırmak için uyguladığınız bu strateji, hasta sağlığına zararlı olarak göründüğü ölçüde, eczacılar tarafından da hiçbir şekilde benimsenmeyecektir.” görüşünü benimsemekte ve tam da bu bakış açısı ile rahatsızlıklarını çeşitli iletişim platformlarında dile getirmektedirler.

 

Eczacılık tehlikede!

Eczacılığın Magna Cartası’nı yazmalıyız!

(06.08.2018 tarihli yazıma atıfla)

 

Sayın Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve Sayın Başkanlar -eczacı ve üyeniz olmamın getirdiği görev ve sorumluluk ile-;

Öncelikle Bepanthol ile ilgili geliştirilecek her türlü yaklaşımın meslektaşlarım tarafından en kararlı biçimde destekleneceğine inancım tamdır.

Bununla birlikte bu ne ilk yaşanan ne de son yaşanacak olandır. Bu nedenle köklü bir çözüm üretmek zorundayız. Önerilerim:

- “Sadece eczaneden satılır” ibaresi ile eczaneye gelerek, güvenilir marka değeri oluşturmaya çalışan tüm firmalar TEB ile sözleşme yaparak eczanelerimizde bulunmaya hak kazanmalıdırlar.

Bu sözleşme ile eczane dışında herhangi bir yerde -keza buna internet de dahil- olmaları mümkün olmayacak şekilde bağıt altına alınmalıdır.

Böyle bir sözleşme ile, zincir marketlerdeki eczane ürünleri yanında, gıda takviyesi ve vitamin satışlarını da kontrol altına alma şansımız olabilir.

-Üretim gücümüzü (Eczacı Üretim ve Dağıtım Kooperatifleri) derhal harekete geçirmeli, gerektiğinde elimizin altında pek çok alternatifimizin olabileceğinin rahatlığını yaşamalı ve mesleğimiz açısından güven ortamımızı sağlamalıyız (Üretimden söz açılmışken, benzer bir projeyi hayata geçirmek için yola çıkan Kütahya Eczacı Odası Yönetimini kutluyorum). Bununla “Sadece eczaneden satılır” ibaresinin değerini de pekiştirmemiz kolaylaşacaktır.

 

Çok daha önemli ve ivedi; internetten satışlar…

Bu konu için en doğrusu yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. İlgili mercilere halk sağlığı açısından durumun vehameti elimizden geldiğince yoğun biçimde anlatılmalı ve net bir yasal düzenleme için çalışılmalıdır.

“C planı” dışında bir de “D planı”…

TEB tarafından oluşturulan, ilaç dışı ürünlerin bulunacağı bir platformda, eczacılar tarafından önerilen-desteklenen ürünlerin “Türk Eczacıları Birliği güvencesindedir” ibaresi ile; sıralı-kotalı- dağıtım sistemi mantığı ile işleyecek, sisteme katılan tüm eczanelerden temini ile ve/veya TEB bünyesinde açılan ayrı bir birim bünyesinden temini ile halka ulaştırılması veya farklı projeleri hem halk sağlığı hem de mesleğimizin etiği açısından geliştirmeli ve değerlendirmeliyiz.

Mesleğimizdeki bu yakıcı sorunları tüm önyargılarımızdan sıyrılarak, içtenlikle konuşmalı ve çözümlemeliyiz!

Yakında geleceğimizi planlayacağımız günler dileğiyle… 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat