Dr. Ecz. Dyt. Neda Taner

YAPAY TATLANDIRICILAR: ACI GERÇEKLER

Şekerli tat insanoğlunun en çok arzuladığı tatların başında gelir, ne yazık ki bu arzuyu her seferinde karşılamak mümkün değildir zira şeker tüketiminin bir seviyeden sonra sağlığı olumsuz etkilediği günümüzde aşikardır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şeker tüketiminin günlük enerji alımının %10’undan daha azıyla sınırlandırılması gerektiğini belirtir.

Yapay tatlandırıcılar ‘’besleyici olmayan tatlandırıcılar’’ olarak da bilinirler ve ‘’besleyici tatlandırıcılar’’dan yüzlerce kat daha yoğun tatlandırma özelliğine sahiplerdir, buna karşın sağladıkları kalori miktarı çok çok daha düşüktür. En büyük avantajları yutulduktan sonra metabolize edilmemeleridir. Esas olarak gıdaların kalori/şeker içeriğini azaltmak için bir strateji olarak kullanılır. Neredeyse hazır yiyecek ve içeceklerin tümünde yapay tatlandırıcı kullanımıyla karşılaşmaktayız. Üstelik gıda üreticileri geleneksel anlamda şeker içermesi gerekmeyen ürünlere bile lezzeti artırmak adına yapay tatlandırıcıları dahil etmeye başlamıştır (tatlandırıcılı patates cipsi gibi).

Gıda katkı maddesi olarak değerlendirilebilecek bu maddelerin güvenliği çeşitli hastalıkların etiyolojisindeki rollerine ilişkin çelişkili bulgular dolayısıyla tartışmaya açılmıştır ancak sağlam epidemiyolojik kanıtlar eksiktir. Özellikle kanserojen özellikler gösterdikleri yönünde bazı deneysel çalışmalar mevcuttur.

Bugüne kadar gerçekleştirilmiş en geniş ölçekli kohort çalışmasından elde edilen sonuçlar, yapay tatlandırıcıların yüksek oranda kullanımıyla kanser riski arasında pozitif bir ilişki olduğunu destekler niteliktedir. Özellikle kanıtlar aspartam ve asesülfam-K üzerinde yoğunlaşmaktadır. Daha spesifik bağlamda ise aspartam tüketimindeki artış meme kanserinde artışla ilişkilendirilmiştir. Bir başka çalışma, doğum öncesi aspartama maruz kalan kemirgenlerin yavrularında daha yüksek kanser riski saptamıştır.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'na bağlı bir danışma grubunun, aspartamın insanlar için kanserojenliğinin yüksek öncelikli olarak yeniden değerlendirilmesini tavsiye ettiğini not etmekte fayda var.

Bir diğer güvenlik sorunu ise inflamasyon yollarını etkilediğine dair kanıtların varlığıdır. Yapay tatlandırıcıların bağırsak bakterileri ve immün reaktivite üzerinden proinflamatuvar değişiklikleri indükleyebileceği ve bu durumun kronik inflamatuvar hastalıkları olan bireyleri olumsuz yönde etkileyebileceği düşünülmektedir.

Enerji içecekleri üzerine yapılan bir araştırma ise bize şunları söylüyor; tatlandırıcı içeren enerji içecekleri, standart enerji içeceklerine benzer şekilde insülin direnci, dislipidemi ve inflamasyonu tetikliyor gibi görünüyor.

Son yıllara kadar oldukça güvenli olduğu düşünülen yapay tatlandırıcılar günümüzde enerji dengesini bozmaktan sorumlu tutuluyor. Bir teoriye göre şeker tadı ile kalorinin birbirinden ayrışması bu dengenin bozulmasında etken. 

Görünürde kalori almadan ve kan glukozu düzeyimizi etkilemeden şekerli tadın zevkini çıkarmamızı sağlayan yapay tatlandırıcılar, obeziteyle mücadele eden hastalarda da sıklıkla tercih edilen maddeler. Peki durum gerçekten böyle mi? Bu noktada soru işaretleri mevcut. Yeni bir araştırma şunu iddia ediyor; yapay tatlandırıcılar kilo kontrolünde beklenenin tam tersi bir sonuca yol açabilir, öne sürülen mekanizma ise şu şekilde; beynimiz şekerin tadını algılayıp karşılığı olan enerjiyi bulamayınca bir çeşit telafi amacıyla daha fazla yeme isteği oluşturuyor, vücut şeker tadını algılayıp ortada kalori bulamayınca dengesizliği ortadan kaldırmak için başka bir yerden enerji arayışına giriyor. Sydney Üniversitesi’nden Qiao-Ping Wang ve ekibi sirke sineklerini beş günden uzun bir süre boyunca yapay tatlandırıcı eklenmiş yiyeceklerle beslediklerinde sineklerin normalde tükettiklerinin neredeyse üçte biri kadar daha fazla kalori tükettiğini gözlemledi. Sydney’deki Garvan Enstitüsü’nden Herbert Herzog aynı etkinin memelilerde de görülüp görülmeyeceğini anlamak için deneyi farelerle tekrarladı ve elde ettiği sonuçlar pek de farklı değildi. Birtakım çalışmalar ise yapay tatlandırıcı içeren besin tüketiminin daha az kalori alımı ile ilişkili olmasına rağmen açlık hissini değiştirmediğini göstermekte.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz şüpheli durumların yanı sıra yapay tatlandırıcı tüketimiyle ilişkili gıda intoleransına benzer şekilde ortaya çıkan baş ağrısı ve migren olgularının da mevcut olduğunu görüyoruz.  

Tüm bu kanıtlara rağmen, yapay tatlandırıcıların yararlı mı, zararlı mı yoksa etkisiz mi olduğu konusu hala bir muamma… Bu sonuçlar, küresel sağlık kurumları tarafından yapay tatlandırıcıların yeniden değerlendirilmesini sağlaması açısından dikkate değerdir. Söz konusu tüm kanıtlar halk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Tüm ulusal ve uluslararası halk sağlığı kuruluşları, yapay tatlandırıcıların sağlık risklerinin ve Kabul Edilebilir Günlük Alım (ADI) seviyelerinin yeniden değerlendirilmesi yönünde teşvik edilmelidir.

Dr. Ecz. Dyt. Neda Taner

neda.taner@gmail.com

KAYNAKLAR

  • Graneri, L. T., Mamo, J., D'Alonzo, Z., Lam, V., & Takechi, R. (2021). Chronic Intake of Energy Drinks and Their Sugar Free Substitution Similarly Promotes Metabolic Syndrome. Nutrients13(4), 1202. https://doi.org/10.3390/nu13041202
  • Basson, A. R., Rodriguez-Palacios, A., & Cominelli, F. (2021). Artificial Sweeteners: History and New Concepts on Inflammation. Frontiers in nutrition8, 746247. https://doi.org/10.3389/fnut.2021.746247
  • Debras, C., Chazelas, E., Srour, B., Druesne-Pecollo, N., Esseddik, Y., Szabo de Edelenyi, F., Agaësse, C., De Sa, A., Lutchia, R., Gigandet, S., Huybrechts, I., Julia, C., Kesse-Guyot, E., Allès, B., Andreeva, V. A., Galan, P., Hercberg, S., Deschasaux-Tanguy, M., & Touvier, M. (2022). Artificial sweeteners and cancer risk: Results from the NutriNet-Santé population-based cohort study. PLoS medicine19(3), e1003950. https://doi.org/10.1371/journal.pmed.1003950
  • Landrigan, P. J., & Straif, K. (2021). Aspartame and cancer - new evidence for causation. Environmental health : a global access science source20(1), 42. https://doi.org/10.1186/s12940-021-00725-y

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat