BİYOTEKNOLOJİ TERMİNOLOJİSİNE KISA BİR GİRİŞ

Uzm. Ecz. Ebru Cumbul, Biyoteknoloji Bilim Uzmanı

 

Terminoloji, kavramların ve özel metinlerin anlaşılmasında önemli bir rol oynar. Terminolojinin amacı herkes tarafından aynı şekilde kullanılan, aynı şekilde yazılan, okunan ve anlaşılan ortak bir dil oluşturmaktır. Teknik ve bilimsel kavramların karmaşık terminolojik ayrıntılarını anlamak, öğrencilerin/araştırmacıların belgenin ana mesajının ne olduğunu anlamalarına ve uzmanların içeriği daha etkili bir şekilde başkalarına iletmesine yardımcı olur. Özellikle Eczacılık gibi son derece teknik ve hızlı gelişen bir alanda, mesleki terminolojiyi bilmek hayati önem taşıyor.

Bir biyoteknoloji uzmanı olarak hem meslektaşlarımın bilgilerini tazelemek hem de biyoteknoloji alanı ile ilgili referans bir kaynak oluşturmak için, kısa bir çeviri hazırladım. Bazı terimler hala Türkçeye kazanılmamıştır, bazı kuruluşlar ülkemizde bulunmamaktadır. Bu tür çeviri sorunları, bilgiyi üreten toplumdan bilgiyi üretmeyen topluma aktarırken her zaman bilim insanlarını meşgul etmiştir.

Bu çalışmada, moleküler biyolog olan ve bilimin toplumsal algısını yükseltecek yazılar yazan Dr. Emily Bruke makalesi çevrilmiştir. Daha kapsamlı kaynaklara ulaşmak isteyen meslektaşlarım ekteki kaynakları inceleyebilirler.

Antibody [Antikor]: Bağışıklık sistemi tarafından üretilen ve belirli bir antijene bağlanan bir protein.

Antibody-Drug Conjugate [Antikor-İlaç Konjugatı]: Spesifik bir tümör hücresine hedef iletimi için kendisine bağlı toksik bir ilaca, tipik olarak bir kemoterapötik ajana sahip bir antikor.

Antigen [Antijen]: Vücuda girdiğinde bağışıklık tepkisini uyaran yabancı bir madde.

Antisense [Antisens]: Dizisi başka bir nükleik asit dizisine tamamlayıcı olan kısa bir nükleik asit parçası, "duyu" dizisi olarak adlandırılır.

Biologics [Biyolojik]: Bir hastalığın tedavisinde veya yönetiminde kullanılan canlı organizma veya hücre ürünleri.

Biologics Licensing Application (BLA) [Biyolojik Lisans Başvurusu]: Biyolojik bir ilaç için pazarlama onayı başvurusu; Faz III klinik deneylerinin başarıyla tamamlanmasının ardından FDA'ya sunulur.

Biomanufacturing [Biyo-üretim]: Biyolojik bir ürün üretmek için canlı hücrelerin kullanılması. Örneğin, terapötik proteinler.

Biomarker [Biyobelirteç]: Ölçülebilen fizyolojik bir olay veya molekül. Örneğin; bir proteinin veya mutasyona uğramış bir genin varlığını veya yokluğunu içerir. Biyobelirteçler genellikle bir hastalığın varlığını veya ilerlemesini belirtmek için kullanılır.

Biopharmaceutical [Biyofarmasötik]: Rasyonel ilaç tasarımı yöntemi kullanılarak yapılan kimyasal bileşikler veya biyolojik ilaçlar.

Bispecific Antibody [Bispesifik Antikor]: İki farklı monoklonal antikordan, antijen bağlayıcı parçalardan oluşan mühendislik ürünü bir protein. Bispesifik antikorlar aynı anda iki hedefi bağlayabilir.

Biosimilar [Biyobenzer]: Ürünü orijinal olarak üretenden farklı bir hücre dizisi, ana hücre bankası ve/veya farklı bir süreç kullanılarak üretilen biyolojik bir ilaç.

 

Cell [Hücre]: Herhangi bir canlı organizmanın, tipik olarak minimum düzeyde genetik materyal, enerji üreten bir sistem ve protein yapma mekanizması içeren, tümü bir zarla çevrili temel alt birimi.

Cell Bank [Hücre Bankası]: Tanımlanmış koşullar altında saklanan, tipik olarak -80 santigrat derece veya daha soğukta dondurulan tek tip bir hücre popülasyonu. Varsayım, her hücre şişesinin karşılaştırılabilir olduğu ve çözüldükten sonra tutarlı bir şekilde kullanılabileceğidir. Bkz. Ana Hücre Bankası ve Çalışan Hücre Bankası.

Chimeric Antigen Receptor Therapy (CAR-T) [Kimerik Antijen Reseptör Terapisi (CAR-T)]: Beyaz kan hücrelerinin hastanın vücudundan çıkarılmasını ve spesifik bir tümör antijenini hedef alacak şekilde tasarlanmasını içeren hedefe yönelik bir kanser tedavisi şeklidir.

Companion Diagnostic [Eşlenikçi Tanı]: Bir doktorun reçete yazma kararı için kullanılan teşhis.

Contract (or Clinical) Research Organization (CRO) [Sözleşmeli (veya Klinik) Araştırma Kuruluşu (CRO)]: Sözleşme esasına göre başka bir şirket için klinik öncesi veya klinik araştırmalar yapan şirket.

CRISPR/Cas9 [CRISPR/Cas9]: Bakterilerde bulunan, istilacı virüsleri yok etmelerine yardımcı olmak için evrimleşen ve biyoteknoloji endüstrisi tarafından genom düzenleme teknolojisinde kullanılmak üzere uyarlanmış bir sistem.

Deoxyribonucleic Acid (DNA) [Deoksiribonükleik Asit (DNA)] Genetik bilgiyi kodlayan molekül. DNA, nükleotid çiftleri arasındaki bağlarla bir arada tutulan çift sarmallı bir yapıdır.

Device [Cihaz]: Hastalığın iyileştirilmesi, hafifletilmesi, tedavisi veya önlenmesinde kullanılması amaçlanan bir alet, aparat, alet, makine, düzenek veya implant.

Diagnostic (Dx) [Teşhis (Dx)]: Bir hastalığı veya bozukluğu tanımlamak veya tedavinin ilerlemesini izlemek için kullanılan bir test. Rutin teşhisler, geniş tarama araçları iken; özel teşhis, belirli bir hastalık için tarama yapar.

Downstream Processing[ Downstream Processing]: Ürünün hasat edilmesi, saflaştırılması ve formüle edilmesinden oluşan bir biyo-üretim kampanyasının aşaması.

Drug Development [İlaç Geliştirme]: Terapötik moleküllerin hayvanlarda ve insanlarda güvenlik ve etkinlik açısından test edilmesi ve uygun formülasyon, dağıtım ve üretim yöntemlerinin geliştirilmesi süreci.

Drug Discovery [İlaç Keşfi]: Bir hedef hastalığa karşı terapötik etkisi olan molekülleri tanımlama süreci.

Drug Target [İlaç Hedefi]: Potansiyel bir terapötikten etkilenen veya modifiye edilen bir hastalıkta yer alan organ, doku veya molekül.

Epigenetic Modification [Epigenetik Modifikasyon]: Doğrudan bir nükleotid bazına veya bazların etrafına sarıldığı histon proteinine yapılan kimyasal modifikasyon. Epigenetik modifikasyon, bir genin ne kadar exprese edildiğini değiştirebilir. Gelişimin normal bir parçasıdır, ancak düzensizlikler çeşitli hastalıklarla ilişkilidir.

Gene [Gen]: Belirli bir proteini kodlayan bir DNA uzunluğu.

Gene Expression [Gen Ekspresyonu]: Bir gendeki bilginin proteinler oluşturmak için kullanıldığı süreç.

Gene Therapy [Gen Terapisi]: Hastalığı tedavi etmek için bir bireyin hücrelerine genlerin eklenmesi, değiştirilmesi veya çıkarılması.

Generic Drug [Jenerik İlaç]: Patent koruması olmadan üretilen ve dağıtılan küçük moleküllü bir ilaç.

Genetic Engineering [Genetik Mühendisliği]: Hücrelerin veya organizmaların yeni maddeler üretebilmeleri veya yeni işlevler yapabilmeleri için genetik materyallerinin değiştirilmesi.

Genetic Predisposition [Genetik Yatkınlık]: Genetik mutasyonla ilişkili, hastalığın gerçek gelişimine neden olabilecek veya olmayabilecek bir hastalığa yatkınlık.

Genetically Modified Organism (GMO) [Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO)] Genetik mühendisliği teknikleri kullanılarak DNA'sı değiştirilmiş organizma.

Genome [Genom]: Belirli bir organizmanın kromozomlarındaki genetik materyalin tümü.

Genome Editing [Genom Düzenleme]: DNA'nın yapay olarak tasarlanmış nükleazlar veya “moleküler makaslar" kullanılarak bir genoma yerleştirildiği, değiştirildiği veya çıkarıldığı bir genetik mühendisliği türü.

Genome-Wide Association Studies (GWAS) [Genome-Wide Association Studies (GWAS)]: Bir hastalığı veya özelliği olan kişilerde genom (bir insandaki tam genetik materyal) boyunca DNA belirteçlerini hastalık veya özelliği olmayan kişilerle karşılaştıran bir çalışma. Bu çalışmalar, hastalıkları önlemeye, teşhis etmeye ve tedavi etmeye yardımcı olacak ipuçlarını ortaya çıkarabilir.

Genomics [Genomik]: Genlerin ve işlevlerinin yanı sıra kodlamayan bölgelerin karakterizasyonunun incelenmesi.

 

High Throughput Screening (HTS) [Yüksek Verimli Tarama (HTS)]: Çok büyük kimyasal veya malzeme setlerinin tipik olarak robotik kullanan otomatik deneme-yanılma testi.

Humanized Antibody [İnsanlaştırılmış Antikor]: DNA dizisi, bir insan antikoruna daha çok benzemesi için değiştirilmiş, insan olmayan bir türde üretilen bir antikor.

Immune System Checkpoint [Bağışıklık Sistemi Kontrol Noktası]: Aşırı aktif bir bağışıklık sistemini önlemek için aktivitelerini inhibe eden T hücrelerinin üzerindeki veya içindeki proteinler.

Immune System Checkpoint Therapy [Bağışıklık Sistemi Kontrol Noktası Tedavisi]: Kanser hücrelerine saldırma olasılığını artırmak için T hücreleri üzerindeki inhibisyonları kaldıran terapötikler.

Induced Pluripotent Stem Cell (IPSC) [İndüklenmiş Pluripotent Kök Hücre (IPSC)] Spesifik genlerin “zorlanmış” bir ekspresyonunu indükleyerek, tipik olarak yetişkin bir somatik hücre olan pluripotent olmayan bir hücreden yapay olarak türetilen bir pluripotent kök hücre türü.

Institutional Review Board (IRB): [Kurumsal İnceleme Kurulu (IRB)]: Araştırma konularının haklarını ve refahını korumak amacıyla insanları içeren biyomedikal ve davranışsal araştırmaları onaylamak, izlemek ve gözden geçirmek için resmi olarak belirlenmiş bir komite.

International Conference on Harmonisation of Technical Requirements for Registration of Pharmaceuticals for Human Use (ICH)[ İnsan Kullanımına Yönelik İlaçların Kaydı için Teknik Gereksinimlerin Uyumlaştırılmasına İlişkin Uluslararası Konferans (ICH)]: İlaç endüstrisi ve Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Japonya düzenleyici kurumlarından temsilcilerden oluşan bir panel. ICH'nin amacı, her ülkede ilaç testi sürecinde tekrarları azaltmak için önerilerde bulunmaktır.

Investigational New Drug (IND) [Araştırmaya Yönelik Yeni İlaç (IND)]: Tipik olarak klinik denemeler için eyalet sınırları arasında sevk edilmek üzere FDA onayı almış, ancak henüz pazarlama için onay almamış bir ilaç.

Large Molecule Drug [Büyük Molekül İlaç]: Protein terapötiklerinin diğer adı. Büyük moleküllü ilaçlar hücrelere giremeyecek kadar büyüktür.

Master Cell Bank [Ana Hücre Bankası]: Tekdüzeliği sağlayacak şekilde birlikte işlenen, ayrı ayrı dağıtılan tam olarak karakterize edilmiş hücrelerden oluşan bir kültür. Ana hücre bankası genellikle -80 derece veya daha soğukta (sıvı nitrojen) ve coğrafi olarak farklı iki yerde depolanır.

Microbiome [Mikrobiyom]: Mikropların toplamı, genomları ve belirli bir ortamdaki çevresel etkileşimler.

MicroRNA (µRNA) [MikroRNA (µRNA)]: Hedef RNA'ların çevirisini bloke eden, kodlamayan küçük bir RNA.

Monoclonal Antibody (mAb) [Monoklonal Antikor (mAb)]: Tek bir hücre klonu tarafından üretilen ve bu nedenle sürekli olarak bir antijenin aynı epitopuna bağlanan bir antikor.

New Drug Application (NDA) [Yeni İlaç Başvurusu (NDA)]: Küçük moleküllü bir ilaç için pazarlama onayı başvurusu; Faz III klinik deneylerinin başarıyla tamamlanmasının ardından FDA'ya sunulmuştur.

Non-Coding DNA [Kodlamayan DNA]: Genler arasında bulunan ve proteinleri kodlamayan kromozomal DNA.

Nucleic Acid [Nükleik Asit]: DNA ve RNA moleküllerini içeren molekül ailesinden biridir.

Nucleotide [Nükleotid]: DNA ve RNA molekülleri gibi nükleik asitlerin "yapı taşı"dır. Bir nükleotid, bir şeker-fosfat grubuna bağlı beş bazdan (adenin, guanin, sitozin, timin veya urasil) oluşur.

Orphan Drug [Yetim İlaç]: ABD'de 200.000'den az kişiyi etkileyen bir durum için geliştirilmiş ilaç.

Patent [Patent]: Devlet tarafından verilen ve patent sahibinin başkalarını patentli bir buluşu yapmaktan, kullanmaktan, satmaktan veya dağıtmaktan belirli bir süre hariç tutmasına izin veren bir dizi hak.

Pharmaceutical [Farmasötik]: Hastalığın iyileştirilmesi, hafifletilmesi, tedavisi veya önlenmesinde kullanılması amaçlanan bir madde.

Pharmacodynamics (PD) [Farmakodinamik (PD)]: Bir ilacın vücut üzerindeki etkisinin incelenmesi; özellikle, ilacın artan dozla ilgili olarak etkisi.

Pharmacogenomics [Farmakogenomik]: Bireysel bir hastanın genetik yapısı (genotip) ile ilaç tedavisine tepkisi arasındaki ilişkiyi anlama bilimi. Bazı ilaçlar bazı hasta popülasyonlarında iyi sonuç verirken, diğerlerinde o kadar iyi çalışmaz. Hastaların terapötiklere verdiği yanıtın genetik temelini incelemek, ilaç geliştiricilerinin terapötik tedavileri daha etkili bir şekilde tasarlamasına olanak tanır.

Pharmacokinetics (PK) [Farmakokinetik (PK)]: İlaç emilimi, vücuttaki ilaç dağılımı, ilaç metabolizması ve ilaç atılımının incelenmesi.

Phase I Clinical Trial [Faz I Klinik Deneme]: İlaçların insanlarda metabolizmasını ve farmakolojik etkilerini, artan dozlarla ilişkili yan etkileri belirlemek ve etkililik konusunda erken kanıt elde etmek için ilk çalışmalar; sağlıklı katılımcıları ve/veya hastaları içerebilir.

Phase II Clinical Trial [Faz II Klinik Araştırma]: Çalışma kapsamındaki hastalığı veya durumu olan hastalarda belirli bir endikasyon veya endikasyonlar için ilacın etkinliğini değerlendirmek ve yaygın kısa vadeli yan etkileri ve riskleri belirlemek için yürütülen kontrollü klinik çalışmalar.

Phase III Clinical Trial [Faz III Klinik Araştırma]: İlacın etkinliğini gösteren ön kanıtların elde edilmesinden sonra genişletilmiş denemeler ve ilacın genel yarar-risk ilişkisini değerlendirmek için ek bilgi toplamayı ve doktor etiketlemesi için yeterli bir temel sağlamayı amaçlar.

Pluripotent [Pluripotent]: Plasental hücreler hariç tüm hücre tiplerine farklılaşma yeteneği. Embriyonik kök hücreler pluripotenttir.

Polymerase Chain Reaction (PCR) [Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR)]: Belirli bir DNA segmentinin milyonlarca kopyasını oluşturmak için bir yöntem.

Preclinical Studies [Preklinik Çalışmalar]: Deneysel ilaçların deney tüpünde veya hayvanlarda denenmesi – insanlarda denenmeden önce yapılan testler.

Protein [Protein]: Peptit bağlarıyla birbirine bağlanan birçok amino asitten oluşan biyolojik bir molekül. Amino asit zinciri sentezlenirken, aynı zamanda daha yüksek mertebeden yapılara katlanır. Proteinler vücuttaki hücrelerin, dokuların ve organların yapısı, işlevi ve düzenlenmesi için gereklidir.

Proteom[ Proteome]: Bir hücre veya organizma tarafından exprese edilen proteinlerin tamamı.

Proteomics [Proteomik]: Proteom çalışması.

Quantitative Reverse Transcriptase PCR (qRT-PCR) [Kantitatif Ters Transkriptaz PCR (qRT-PCR)]: Belirli bir genin gen ekspresyon seviyelerini ölçmek için kullanılan bir teknik.

Rational Drug Design [Akılcı İlaç Tasarımı]: Altta yatan hastalık mekanizmasının anlaşılmasına dayalı yeni terapötiklerin geliştirilmesi.

Receptor [Reseptör]: Genellikle bir hücrenin yüzeyinde bulunan ve nörotransmitter veya hormon gibi belirli bir kimyasal haberciye bağlanan bir protein.

Recombinant DNA (rDNA) [Rekombinant DNA (rDNA)]: Birden fazla kaynaktan gelen DNA'nın birleştirilmesiyle oluşturulan DNA molekülleri.

Recombinant Protein [Rekombinant Protein]: Rekombinant DNA kullanılarak üretilmiş bir protein.

Restriction Enzyme (RE) [Restriksiyon Enzimi (RE)]: Spesifik, kısa nükleotid dizilerini tanıyan ve bu bölgelerde DNA'yı kesen bir protein.

Reverse Transcriptase (RT) [Ters Transkriptaz (RT)]: Bir RNA şablonundan tamamlayıcı bir DNA dizisi (cDNA) oluşturmak için kullanılan bir enzim.

Ribonucleic Acid (RNA) [Ribonükleik Asit (RNA)]: DNA'ya benzer, ancak şeker ribozundan oluşan ve guanin, adenin, timin ve sitozin yerine guanin, adenin, urasil ve sitozin nükleotidlerini içeren ve tipik olarak tek iplikli bir nükleik asit.

RNA Interference (RNAi) [RNA Girişimi (RNAi)]: Belirli bir proteinin ekspresyonunu bloke etmek için kullanılan bir teknik.

Scale Up [Çoğaltmak]: Bir hücre kültürünün hacmini birkaç mililitreden birkaç bin litreye yavaşça artırma işlemi.

Scientific Advisory Board (SAB) [Bilimsel Danışma Kurulu (SAB]: Bir şirketin yönetimine şirketin bilimsel yönü konusunda tavsiyelerde bulunan bir grup bağımsız bilim insanı.

Sequence [Dizi]: Bir DNA veya RNA molekülündeki nükleotidlerin sırası veya bir proteindeki amino asitlerin sırası.

Short Interfering RNA (siRNA) [Kısa Girişim Yapan RNA (siRNA]: RNA etkileşiminde bir hedef mRNA'nın expresini bloke etmek için kullanılan kısa, sentetik RNA parçaları.

Signaling Molecule [Sinyal Molekül]: Hücresel bir reseptöre bağlanan bir molekül. Bu bağlanma genellikle hücrenin belirli bir proteinin üretimini başlatması veya durdurmasıyla sonuçlanır.

Single Nucleotide Polymorphism (SNP) [Tek Nükleotid Polimorfizmi (SNP)]: İki DNA dizisi arasındaki bir baz çiftindeki fark.

Small Molecule Drug [Küçük Molekül İlaç]: Laboratuvarda kimyasal olarak sentezlenen bir ilaç. Küçük moleküllü ilaçlar hücrelere girecek kadar küçüktür.

Stem Cell [Kök Hücre]: Hücre dışı ipuçlarına yanıt olarak kendini yenileme ve bir veya daha fazla spesifik hücre tipine farklılaşma yeteneğine sahip farklılaşmamış hücreler.

Susceptibility Gene [Duyarlılık Geni]: Bir kişiyi belirli bir hastalığa yatkın hale getiren bir gen.

T-Cell [T-Hücresi]: Hücre yüzeyi reseptörünün şekline bağlı olarak spesifik patojenleri tanıyan bir bağışıklık sistemi hücresi.

Target Validation [Hedef Doğrulama]: Bir hastalık mekanizmasında yer aldığı düşünülen belirli bir molekülü hedeflemenin güvenli ve etkili bir tedavi aracı olup olmayacağını belirlemek.

Technology Transfer [Teknoloji Transferi]: Temel araştırma kurumları tarafından yapılan keşiflerin ticari sektöre aktarılması, faydalı ürün ve hizmetlere dönüştürülmesi sürecidir.

Transcription [Transkripsiyon]: Bir DNA uzunluğundaki bilginin bir mRNA molekülü oluşturmak için kullanıldığı süreç.

Transgenic Organism [Transgenik Organizma]: Yabancı DNA'nın katılmasıyla genomu değiştirilmiş organizma.

Translation [Çevir]: mRNA moleküllerindeki bilgilerin proteinleri oluşturmak için kullanıldığı süreç.

Trispecific Antibody [Trispesifik Antikor]: Aynı anda üç farklı hedefe bağlanabilen bir antikor.

Upstream Processing [Upstream Prosesi]: Hücre bankalarının kurulmasından ve hücre kültürlerinin tohumlanmasından ve ölçeklendirilmesinden oluşan biyo-üretim aşaması.

Unipotent [Unipotent]: Tek tip hücre veya dokuya dönüşme yeteneği.

Urasil (U) [Uracil (U)]: RNA'yı oluşturan dört kimyasal yapı taşından (nükleotidler) biri.

Vaccine [Aşı]: Hastalığa neden olan ajanın veya sentetik bir benzerinin verilmesiyle hazırlanan, hastalığa karşı bağışıklık tepkisini uyarmak için kullanılan, hastalığı indüklemeden bir antijen gibi davranmak üzere tedavi edilen bir madde.

Vector [Vektör]: DNA'nın bir organizmadan diğerine aktarılması için bir araç.

Working Cell Bank [Çalışma Hücre Bankası]: Ana hücre bankasındaki hücrelerin birinden oluşturulan bir hücre bankası.

 

Kaynakça

* 100 BIOTECH AND DRUG DEVELOPMENT TERMS

https://weekly.biotechprimer.com/top-100-biotech-and-drug-development-terms/

** Ek kaynaklar ve daha kapsamlı terminoloji için aşağıdaki linkler incelenebilir.

GLOSSARY OF BIOTECHNOLOGY AND GENETIC ENGINEERING

https://www.fao.org/3/x3910e/x3910e04.htm

GLOSSARY OF TERMS COMMONLY USED IN BIOTECHNOLOGY

https://link.springer.com/content/pdf/bbm%3A978-1-4020-5149-4%2F1.pdf



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat